Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik (Birr) değildir / Burhan Çağlayan

İslam dünyasının ve tüm insanlığın bugününü ifade eden فِي الْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَح۪ينَ الْبَأْسِۜ darlık, hastalık ve savaş zamanında Birr’e (kurtuluşa) ulaşmasının yolu; ayette belirtildiği üzere hakiki iman, ihlaslı ibadet, sosyal ahlakta isar anlayışı, bireysel ahlakta Muhammmed (asm)’ın ahlakının hedeflendiği bir anlayış ile mümkün olabilir.

Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik (Birr) değildir / Burhan Çağlayan

Pek kıymetli Habernas okuyucuları;

Habernas’ta ilmi-güncel konular üzerinde yazmaya karar vermiştim. Korona virüsünün dünyanın her tarafını kuşattığı, bireylerden devletlere herkes üzerinde derin bir etki bıraktığı, tarihe tanıklık ettiğimiz bu zaman diliminde  başlangıç yazımı Korona virüsünün  hayatımıza etkileri ve yapmamız gerekenler üzerine  yazmanın isabetli olacağını düşündüm. Rabbimden muvaffakiyet, siz kardeşlerden dua bekliyorum.

Korona virüsü, başta sağlık olmak üzere ekonomi, siyaset, hatta din anlayışında etkisini gösterdi. İnsanlık üzerinde etkiler derinleşmeye başladığında ilim erbabı, yazarlar, cemaat liderleri, devlet başkanları ve genel insanlık fikirlerini paylaştı paylaşmaya devam ediyor. Herkes kendi mecrasından  durum değerlendirmesi  yapıyor.

Bu değerlendirmelerde  iki husus ön plana çıktı.

1- Sebepler üzerinden okuma yapma

2- Sonuçlar üzerinden okuma yapma.

Ortaya konulan fikirlerin ayrıntılarına girmeden, İslam alemi içinde bir anlayış sebepler dairesi çevçevesinde olayları değerlendirdi. ‘’Ey insanoğlu ve ey müslümanlar kendi ellerinizle yaptıklarınızdan ’’ şeklinde özetleyeceğimiz bir anlayışı ortaya koydular. Sömürü, adaletsizlik, haksız yere cana kıyma iç ihtilaflar üzerinden verdikleri örnekleri biliyorsunuz.

Muhtemel sonuçların değerlendirmesi olarak; ekonomik, siyasal, askeri hatta yeni dünya düzeninin oluşma sürecine evrilebileceği dile getirildi. Fikirlerine önem verdiğimiz bir büyüğümüz ‘’Mehdinin gelme sürecinin başlangıcı olabilir.’’ gibi bir hissiyatını ortaya koydu.

Üstad Bediüzzamandan küçük bir pencere (kelami tartışmalara girmeden) farklı ufuklar açabilir.

‘’Herşeyde, hatta en çirkin görünen şeylerde, hakiki bir hüsün ciheti vardır. Evet kainattaki herşey, her hadise ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir. Veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir. Bir kısım hadiseler var ki, zahiri çirkin, müşevveştir. Fakat o zahiri perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var’’

Genel çerçeve de Korona virüsünün;  bela,  müsibet, normal bir hastalık veya laboratuvarlarda üretilmiş yapay bir virüs olması ihtimalleri dile getirildi. En iyisini Rabbimiz bilir.

İnsanı merkeze alarak; inanç dünyası, ahlaki prensipleri, psikolojik yapısı, sosyal ilişkileri, zor zamanlarda nasıl bir duruş sergilemesi gerektiğini belirleyen, günümeze ışık tutan bir ayet üzerinden bir pencere açmak faydalı olacaktır.

لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّ۪نَۚ وَاٰتَى الْمَالَ عَلٰى حُبِّه۪ ذَوِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينَ وَابْنَ السَّب۪يلِ وَالسَّٓائِل۪ينَ وَفِي الرِّقَابِۚ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَۚ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُواۚ وَالصَّابِر۪ينَ فِي الْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَح۪ينَ الْبَأْسِۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ صَدَقُواۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ ﴿١٧٧﴾

‘’Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik (Birr) değildir. Asıl erdemli kişi Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba, ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekatı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takva sahipleri bunlardır.’’

‘’Birr’’ Kur’an-ı Kerim’in en kapsamlı kavramlarından biridir. Bu kelimenin geçtiği ayetler bütün olarak değerlendirildiğinde bunun Kur’an’da, iman ve ibadetten başlamak üzere her türlü iyilik, ihsan, itaat, doğruluk, günahsızlık gibi manalarda kullanıldığı görülür. Burada ‘’birr’’ kelimesinin kapsamına giren; imana, ibadete , sosyal ahlaka ve bireysel ahlaka ilişkin olmak üzere dört bölümde sıralandığı görülen meziyetler de ‘’birr’’ kelimesinin kapsadığı erdemlerin en önemlileri olup ayette kavramın muhtevası bunlarla sınırlanmamış, sadece örnekleme yoluna gidilmiştir. Fahrettin er-Razi ayeti tefsir ederken birr kelimesini, ‘’bütün saygı ifade eden davranışları, itaatleri ve Allah’a yaklaştıran  hayırlı işleri içine alan bir kelime‘’ şeklinde değerlendirmiştir.

İyilik (birr); bir düşünce, bir duygu, bir eylem bütünü ve bir davranış sistemidir. İyilik; gerek birey ve gerek toplum vicdanında etkisini gösteren bir düşüncedir, bireysel ve sosyal hayatta etkisini gösteren somut bir davranıştır. Yönelme ister bu ya da o kıbleye dönmek suretiyle olsun, ister namazda sağa ve sola selam vermek biçiminde olsun, isterse insanların yapmış oldukları diğer ibadetlerin görüntülediği davranışlar sırasında belirmiş olsun, farketmez.

Bir tek ayet inanç esasları ile bedenî ve malî yükümlülükleri biraraya getirerek onları ayrılmaz bir bütün, parçalanmaz bir ünite halinde sunuyor ve bu üniteye, birime “birr” ünvanını veriyor. Bïz buna “toplam iyilikler” ya da bir hadiste geçen deyimi kullanarak “iman” adını da verebiliriz. Gerçekten bu ünite, İslâmî görüşün ileri İslâm düzenine dayanak oluşturan vazgeçilmez ilkelerin eksiksiz bir özetidir.

Tefsir Üstadlarımızın açıklamalarının ışığında; Özden yoksun bir biçimsellik, içinde iman, ibadet ve ahlak erdemlerinin olmadığı bir şekilsellik ile ibadetlerde yüzün doğuya batıya çevrilmesi Allah’a imanın göstergesi olmayacağı net çizgilerle belirtilmiştir. Çağımızın insanının tarifi olmaya yakın bir tanımlama!!!

İslam dünyasının ve tüm insanlığın bugününü ifade eden      فِي الْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَح۪ينَ الْبَأْسِۜ  darlık, hastalık ve savaş zamanında Birr’e (kurtuluşa) ulaşmasının yolu; ayette belirtildiği üzere hakiki iman, ihlaslı ibadet, sosyal ahlakta isar anlayışı, bireysel ahlakta Muhammmed (asm)’ın ahlakının hedeflendiği bir anlayış ile mümkün olabilir. Teoride ortaya konan bu hakikatler pratikte uygulandığında buna paralel olarak dünyanın da değişimini kendi gözlerimizle görebiliriz. İslam medeniyeti kendi tarihinde bunu göstermiştir.

Burhan Çağlayan / Habernas