Gazze yanıyor, ey yâren! / Abdullah Öncel

Gazze yanıyor, ey yâren! Feryatlar bombaların gürültüsünde kayboluyor, ümmet suskun! Sarı Şeytan ve aveneleri kanla beslenirken, sözde Müslüman liderler onlara hizmet ediyor! Yâren, umut gökteki ordularda, taşları konuştur Ya Rabbi!

Gazze yanıyor, ey yâren! / Abdullah Öncel

Gazze yok oluyor, yâren, Gazze yok oluyor! Feryatlar, yardım çığlıkları uçak sesleri ve patlayan bombaların gürültüsü arasında kaybolup gidiyor, ey yâren!

Basiretimiz mi bağlandı? Beynimiz mi felç oldu? Sinir sistemimiz mi dumura uğradı? Ey yâren, artık birbirimizin acısını hissetmiyoruz! Her tarafta üzerimize acı ve musibetler yağıyor ve kimsenin diğerine yardım edecek mecali kalmadı.

Sözde Müslüman ülkeler, Sarı Şeytan ve avenelerinin hizmetkârları olmuş durumda. Onların planları doğrultusunda Müslüman ülkelere şekil vermeye çalışıyor, ortamı Sarı Şeytan ve Siyonistlerin rahatça at koşturacağı bir hâle getirmek için çabalıyorlar.

Yani ey yâren, sözde Müslüman ülkeler, Sarı Şeytan ve avenelerinin zelil birer hizmetkârı hâline gelmiş durumda!

Ey yâren, bizler ise başımıza gelen bu ağır musibetler karşısında kahroluyor, içten içe yanıp eriyoruz. Dünyanın nimetlerinden zevk alamaz hâle geldik.

"Bu kadar da zillet olmaz!" dedikçe daha da aşağısını görüyoruz. Daha da aşağısını... Daha da aşağısını da göreceğiz diye, artık "Bu kadarı da olmaz!" demeye çekiniyorum, ey yâren!

Gazze yanıyor, ey yâren!

Tam 17 aydır sadece "Kınıyoruz!" ve "Dünya bir şey yapmalı!" sözlerinden başka bir şey duymadık. Kimse de "Ben bir şey yapmalıyım!" demiyor! Herkes kınama yayınlayarak ve dünyaya çağrı yaparak görevini tamamladığını mı sanıyor, ne?

Hayır, yâren, hayır! Gazze yanıyor! Ümmetin çocukları, kurbanlık kuzular gibi her gün öldürülüyor! Ne Müslümanlık, ne insanlık, ne de ırk şu insanları harekete geçirebiliyor!

Herkes kudurmuş köpekler gibi Sarı Şeytan ve Siyonist alçakları memnun etmenin peşinde... Ahireti, hesabı ve kitabı unutmuş sözde Müslümanlar, kral bozuntuları, başkanlar, reisler...

Gazze yanıyor, ey yâren!

Suriye, Siyonistlere peşkeş çekildi. Bir umut olan Hizbullah ağır darbeler aldı ve sözde "ateşkes" ile elleri bağlandı. Elimizde tek başına Yemen kaldı! O da yalnız! "Ben seninleyim, vur Yemen!" diyecek bir kahramanı beklemiyoruz artık. Çünkü yok!

Beni ikna etmeye çalışma, yâren! Gazze yandıkça yüreğimdeki yangın sönmeyecek! Hamas’ın ümmete ve Araplara yaptığı çağrılar cevapsız kaldıkça, Gazze halkı Sarı Şeytan ve Siyonistler tarafından birer birer, topluca ve önderleriyle birlikte katledildikçe, yüreğimdeki yangın asla sönmeyecek! Ve hiçbir söz beni teselli etmeyecek, ey yâren!

Gazze yanıyor, ey yâren!

Şimdi, Hz. Nuh'un (a.s.) duasıyla Rabbime yalvarıyorum:

"Ey Rabbim! Kâfirlerden yeryüzünde dolaşan hiçbirini bırakma!"

Ama sadece kâfirleri değil, onlarla iş tutan, bizi kandıran, bizden görünüp kâfirlere hizmet eden hiçbir kralı, emiri ve devlet başkanını da bırakma, Ya Rabbi! Onlara kaçıp durduklarını yaşat, onları şah damarlarından yakala, ölümün en acısını tattır ve sımsıkı yapıştıkları o tahtlarından al aşağı et!

Ey Rabbimiz, dünyadan umut yok! Arap devletlerinden umut yok! Müslüman ülkelerinden hiç umut yok! İnsanlardan ve insanlıktan umut yok! Başta da sonda da umut Sensin!

Yerdeki ve gökteki ordular Senindir! Taşları konuştur, Ya Rabbi! Artık taşları konuştur ve yeryüzünde dolaşan hiçbir kâfiri bırakma!

Gazze halkının başına gelen bu ağır musibeti gider, onlara katından yardımcılar gönder, Ya Rabbi!

Seni konuşturmadım, ey yâren... Sen zaten hâlden anlarsın. Biliyorum, senin de yüreğin benimki gibi yanıp duruyor içten içe...

Allah’a emanet olun.