Madem dersimizi aldık, bu gece 'Beraat' harekete geçme zamanı / Mücahid Haksever

İşte bizlere fırsat, gelin bu gece beraatımız için dua edelim tövbe ve istiğfar edelim. Bu gece nefsin, günah batağına batırdığı biz günahkârlar için, cenabı Allah’ın bahşettiği istiğfar gecesidir.

Madem dersimizi aldık, bu gece 'Beraat' harekete geçme zamanı / Mücahid Haksever

Dünyayı kasıp kavuran bu musibet sonrası herkesin hem fikir olduğu bir nokta vardır. Bu da; içerisinde olduğumuz nimetlerden dolayı azgınlaştığımız, günahlara daldığımız ve Allah’a hakkıyla kulluk yapmayışımızdır. Ve yine herkesin hem fikir olduğu bir nokta şudur ki, hepimizin hemen tövbe etmesi, yaptığı günahlardan pişmanlık duymasıdır.

Madem dersimizi aldık, o halde harekete geçme zamanı. İşte bizlere fırsat. Üç aylar ve üç ayların içinde de müstesna bir gece. Şabanın on beşinci gecesi Beaat gecesi. İnsan nefsi harama ve günaha meyillidir. Haramlar nefse tatlıdır. Şeytanın da yardımıyla insanlar, günah bataklığına sürüklenip cennetlik olabilme makamındayken, cennet libaslarından sıyrılıp dünya derekesine inebilmektedirler. İşte bu şekilde nefsin süfli arzu ve emellerine kanıp Rabbine isyan eden insanoğluna, bu hatasından dönmesi için cenabı Allah çeşitli fırsatlar sunmaktadır. Bu fırsatlardan bir tanesi de, işte bu gecedir. Şaban ayının 15’inci günü olan “Beraat” gecesidir.

Gelin bu gece beraatımız için dua edelim tövbe ve istiğfar edelim. Bu gece nefsin, günah batağına batırdığı biz günahkârlar için, cenabı Allah’ın bahşettiği istiğfar gecesidir. Kısaca "estağfirullah" diye ifade edilen istiğfar,  Cenab-ı Hakk'tan kusurlarının affedilmesini, günahlarının bağışlanmasını dilemek ve istemek manasına geliyor. Bizlere çok merhametli olan Rabbimiz, bizlerin günah işleyeceğimizi bildiğinden, günahtan sonra ne yapmamız gerektiğini de bizlere bildirmiştir. Nitekim yaptığı zelleden dolayı dünyaya atılan ve nasıl tövbe etmesini bilmeyen Âdem (as)’a da cenabı Allah nasıl tövbe etmesi gerektiğini öğretmiştir.  فَتَلَقّٰٓى اٰدَمُ مِنْ رَبِّه۪ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِۜ اِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّح۪يمُ ﴿٣٧﴾  “Derken, Adem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb'ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz o, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır.” (1)

Beraat gecesi gibi geceler de Cenabı Allah’ın Peygamber’i (as) vasıtasıyla bizlere tövbe ve istiğfar etmemiz için bildirdiği kurtuluş geceleridir. Bu gecelerde Rabbimize günahkâr ellerimizi açıp, dua etmeli hata ve kusurlarımızı itiraf etmeliyiz. Yunus (as)’ın şu duasını örnek alıp günahlarımızı itirafla tövbe edelim. لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحَانَكَۗ اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَۚ  "Senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum" (2)

Sözlerimin başında da dedim. Başımıza gelen bu musibetler, nefsimizi azgınlığındandır. Nefsin hem azgın olması hem de günah ve kusurlarını görmemesi ve onları itiraf etmemesi. “Şeytanın mühim bir desisesi, insana kusurunu itiraf ettirmemektir, Tâ ki istiğfar ve istiâze yolunu kapasın. Hem nefs-i insaniyenin enâniyetini tahrik edip, tâ ki nefis kendini avukat gibi müdafaa etsin, adeta taksirattan takdis etsin."

"Evet, şeytanı dinleyen bir nefis, kusurunu görmek istemez. Görse de, yüz tevil ile tevil ettirir. وَعَيْنُ الرِّضَا عَنْ كُلِّ عَيْبٍ كَلِيلَةٌ (3)sırrıyla, nefsine nazar-ı rıza ile baktığı için, ayıbını görmez. Ayıbını görmediği için itiraf etmez, istiğfar etmez, istiâze etmez, şeytana maskara olur. Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi bir peygamber-i âlîşan (4)  وَمَۤا اُبَرِّئُ نَفْسِى اِنَّ النَّفْسَ لاََمَّارَةٌ بِالسُّۤوءِ اِلاَّ مَا رَحِمَ رَبِّى dediği halde,nasıl nefse itimad edilebilir?"

"Nefsini ittiham eden, kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden, istiâze eder. İstiâze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar. İtiraf etse, affa müstehak olur." (5)

İşte Ya Rab, biz de kusurlarımızı ve günahlarımızı itiraf ediyoruz. Bu bela ve musibetleri hakkettik. Azgınlaştık. Verdiğin nimetlerle sarhoş olduk. Pişmanız, tövbedarız. Senden başka gidecek kapımız da yok ya Rab.   Senden yine sana sığınıyoruz. Senden başka günahlarımızı kim affedebilir. Bu musibetleri, belaları kim defedebilir.

Ya Rab, bu mübarek gün ve geceler hürmetine bizlerin dua ve ibadetlerini kabul et. Günahlarımızı bağışla. Ya Rab, bu geceyi zulüm altında, küfrün zindanlarında olan kardeşlerimizin kurtuluşuna; İslam coğrafyasındaki fitne ve fesadın sonlanmasına; dertlilerin derman bulmasına; hastaların şifa bulmasına vesile kıl.

Hasseten tüm dünyayı kasıp kavuran bu musibetten tüm insanlığı muhafaza eyle. Müminlerin imanının artmasına, tövbe etmesine; ğayrı Müslimlerin iman etmesine, zalimlerin zulüm saraylarının yerle bir olmasına, akıttıkları Müslüman kanında boğulmasına, yeryüzünde fitne, fesat, zulüm ve zorbalığıı hakim kılmak için kullandıkları ordularını, bu hastalık vesilesiyle, كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ  (6)
gibi olmasına vesile kıl. Zalimlerin ittifaklarını boz. Müminlerin arasına bu musibet vesilesiyle, birlik ve beraberlik koy. Saflarını sıklaştır. Kuvvetlerini topla.

Satırlarıma Peygamber efendimiz (sav)’in beraat gecesi yaptığı rivayet edilen bir duayla son verirken, hepinizi Allah’a emanet ediyor, dualarınızı bekliyorum.

"Allah'ım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin."

1-Bakara Suresi 37

2-Enbiya Suresi 87

3- Kabullenen ve rıza gözüyle bakan hiçbir kusur göremez

4-"Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis daima kötülüğe sevk eder-ancak Rabbim merhamet ederse o başka."Yusuf Süresi, 53

5- Risalei Nur Lemalar, 13.Lema, 13.İşaret, Üçüncü Nokta

6-Yenilmiş ekin yaprakları

Mücahid Haksever / Habernas