Kur'an'a göre dünya ve ahiret saadetinin kodları-1 / Mücahid Haksever

Dünya ve ahirette mutuluk, huzur ve saadetinin en önemli anahtarı Allah’ı zikir yani dil ile onu zikrettiği gibi tüm varlığıyla da O’na yönelmektir.

Kur'an'a göre dünya ve ahiret saadetinin kodları-1 / Mücahid Haksever

Cenabı Allah, Kur’an’da, “Nur Ayeti” olarak da bilinen, Nur Suresi’nin 35. ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Allah göklerin ve yerin nurudur” ayetidir. Bu ayeti kerimede Allah’a nur denmesinin gerçek, ya da mecaz anlamda olduğuyla ilgili ihtilaflar vardır. İmam Gazali’ye göre buradaki mana gerçektir. Yani Allah (cc) gerçek nurdur. Diğer varlıklardaki nur ise mecazidir. Bütün varlıklarda var olan güzelliğin mecaz olması gibi. Bütün varlıklarda cemal yani güzellikler mecazidir. Çünkü gerçek cemal Allah’ın sıfatıdır. Dünyadaki tüm cemal ve güzellikler, Allah’ın “Cemil” isminin tecellisidir. Güneş ışıklarının yeryüzündeki tüm eşyada ışığının gözükmesi gibi, Allah’ın cemal ismi de kâinatta güzel olan ne varsa üzerinde eseri gözüküyor. O güzelliklerin hepsi geçicidir. Gerçek güzelik ise Allah’ındır.

Allah, göklerin ve yerin nuru yani nurlandırıcısı, münevviridir. Semayı meleklerle, yeri de Peygamberler göndermekle nurlandırmıştır. Allah (cc) bu nurla, yerlerde ve göklerde olanlara yol gösterir, hidayet eder. Bunu da gönderdiği Peygamberler ve onlara verdiği kitaplarla yapar. Bu vesileyle son Peygamber Hz.Muhammed (sav) ve getirdiği ilahi mesaj olan Kur’an, insanlığa yol göstermek için gönderilmiştir. Nitekim bakara suresinde ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ  Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Buyrularak bu kitabı gönderen Allah’ın ilahlığında şüphe olmadığı gibi, O’nu getiren Peygamberin peygamberliğinde ve getirdiği vahiyde de bir şüphe yoktur.

O Peygamberin getirdiği bu kitap olan Kur’an beşeriyete dünya ve ahiret mutluluğunun, saadet ve sükûnetinin yolunu göstermiştir. Maddi olarak dünya nimetleri içerisinde yüzen insanlığın mutsuzluk ve huzursuzluğunun nedeni bu kuranın tavsiyelerine uymamasındandır. Kur’an’da huzur ve sükûnetimiz için birçok tavsiye yapılmıştır. Bu tavsiyelerden bir kaçı şöyledir:

 Birincisi ve en önemlisi, Allah’ı zikir ve O’nu hatırlamak:
اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُۜ ﴿٢٨﴾
“Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.”

Zikir, kuru kuruya bir tekrarlama faaliyeti değildir. Gerçek zikir, Allah’ın azametini tefekkür etmek, gönlü Allah’ın zatı dışında, masivadan arındırmaktır. Gönle huzur verecek olan zikir budur. Bu manada, Kur’an tilaveti, namaz, oruç, hac tesbih, tevhid, tehlil, tekbir, istiğfar gibi Allah’ı anmaya, hatırlamayı vesile olan bütün ibadetler zikir kapsamına girer. Allah’ı bu manada zikredip hatırlayanlara Allah huzur ve sükûnet verdiği gibi, Allah da onları zikreder, yanında olanlara onları över:

وَمَا اجْتَمَعَ قَوْمٌ فِى بَيْتٍ مِنْ بُيُوتِ اللَّهِ يَتْلُونَ كِتَابَ اللَّهِ وَيَتَدَارَسُونَهُ بَيْنَهُمْ إِلاَّ نَزَلَتْ عَلَيْهِمُ السَّكِينَةُ وَغَشِيَتْهُمُ الرَّحْمَةُ وَحَفَّتْهُمُ الْمَلاَئِكَةُ وَذَكَرَهُمُ اللَّهُ فِيمَنْ عِنْدَهُ

“Bir topluluk Allah’ı zikretmek üzere bir araya gelirse melekler onların etrafını sarar; Allah’ın rahmeti onları kaplar; üzerlerine sekînet iner ve Allah Teâlâ onları yanında bulunanlara över.” (1)

İnsanın sevdiği daima aklındadır. Her an onunladır. Daima hatırındadır. Sevdiği kişiden söz edilince, gözlerindeki ışıltıdan sevgisini anlayabilirsin. Sevdiği kişi her an onun gönlündedir. Zahiren ayrı olsa da sanki her an onunla beraberdir. Bir kadına olan sevgiden dolayı her an onun adını anan âşık gibi.  Allah’ı seven kişi de, ona olan sevgisinden dolayı daima O’nun adını anar, zikreder. Balık için su ne ise, zikir de onun için odur. Allah’ı zikir, onun için yemek yemek, su içmek ve hava almak gibi, vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Ve bunu yapınca da huzur bulur. Allah’ı zikretmek O’nun hayatı, zikirsizlik onun ölümüdür.

Nitekim Allah Resulü:مثل الذي يذكر ربه والذي لا يذكره مثل الحي والميت“Allâh’ı zikreden kimseyle zikretmeyenin misâli, diri ile ölü gibidir.” (2)buyurmuştur.

Dünya ve ahirette mutuluk, huzur ve saadetinin en önemli anahtarı Allah’ı zikir yani dil ile onu zikrettiği gibi tüm varlığıyla da O’na yönelmektir. وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلاً
“Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla O’na yönel.” (3)

İnşallah bir dahaki yazımızda, insanın huzur ve sükûneti için Kur’an’ın tavsiyelerinden bazılarını size anlatmaya devam edeceğiz. Sözlerime Peygamber efendimiz (sav)’in bir hadisiyle son verirken, hepinizi Allah’a emanet eder, dualarınızı beklerim.

 ألا أنبئكم بخير أعمالكم وأزكاها عند مليككم , وأرفعها في درجاتكم , وخير لكم من إنفاق الذهب والورق ,وخير لكم مِن أن تَلقَوا عَدُوَّكُم فَتَضرِبُوا أعناقَهم ويضربوا أعناقكم ؟  قالوا: بلى , قال: ذِكْــــــــــــــــــرُ الله تعالى

“Size en hayırlı, Allah katında en değerli, derecenizi en fazla yükseltecek, sizin için sadaka olarak altın ve gümüş dağıtmaktan daha kazançlı, düşmanla karşılaşıp da sizin onların boynunu vurmanızdan, onların da sizi öldürmesinden daha çok sevap getirecek amelin ne olduğunu haber vereyim mi?” diye sormuştu. Onlar da: “Evet, söyleyiniz!” dediler. Rasûl-i Ekrem de: “Allah Teâlâ’yı zikretmektir” (4) buyurdu.

1-Müslim, Zikr, 38, 39
2-Buhârî, Deavât, 66
3-Müzzemmil: 8
4-Tirmizî, Deavât 6

Mücahid Haksever / Habernas