Sayın Editör! / Muhammed Hadi

İnsanlığa fayda amaçlı açılan İslami sahifeler ya da araçlar, doğru dil, yöntem, usul ve üsluplarla kullanılmalıdır. Bunlara dikkat edilmediği taktirde, ne yazık ki faydadan daha çok zarar getirebiliyorlar. 

Sayın Editör! / Muhammed Hadi

Bu yazım editörlük mesleğini icra eden herkese.

Çok mühim bir vazifeniz var. Sorumluluğunuzun ağır olduğunun farkındayım. Gündemi takip ediyor, size gelen yazıları kontrol edip, faydalı olanı seçmeye çalışıyorsunuz. Aşırılıkları dengelemek için maslahatı herkesten fazla sizin bilmeniz gerekir. Ola ki bir fanatik çıka, onu vasat olmaya siz çağırırsınız. Kısacası revize etmek sizin işiniz...

Uzun bir zamandır yazılı ve sözlü basını takip ediyorum. Bu süre içerisinde farklı vesilelerle farklı mevzular oluşmuş; dindar ve muhafazakâr diyebileceğimiz gazete, dergi ve görsel medya, bu meseleleri farklı yöntemlerle gündeme  taşımışlardır. Bu gündem oluşturmanın, hakkın mücadelesi olması hesabıyla, hakka uygun üslup ve yöntemlerle yapılması gerekmektedir.

Hak ile batılın mücadelesi, insanlıkla yaşıttır. Bu mücadelenin yöntem ve şekilleri, zamana ve kişilere bağlı olarak değişmiştir. Geçmiş dönemlerin mücadelesi çoğunlukla, karşılıklı yapılan savaşlarla gerçekleşmiştir. Günümüz dünyasında ise, hakkın batıl ile mücadelesi daha çok kitap, dergi, gazete gibi yazılı iletişim araçları ile yapılmaktadır. Bu mücadele araçlarına radyo, televizyon (ve internetin yaygınlaşmasıyla) bilgisayar, akıllı telefon ve tabletler de eklenmiştir. Bununla beraber binlerce İslami Web sayfaları, haber kanalları ve milyonlarca sosyal medya hesapları oluştu. Video paylaşım sayfaları da internet teknolojisinin trendi oldu.

Bu mücadele araçlarının her birinin, kendine has yöntem ve anlatım şekilleri vardır. Ayrıca, Müslümanların tüm dünyaya yayılmaları ve oranın dillerini öğrenmeleriyle, yeni tebliğ ve davet dilleri oluşmuş oldu. Bu farklılıklar avantajlarıyla beraber, tarafların bir birilerini tam olarak anlayamamasını da beraberinde getirdi. 

İnsanlığa fayda amaçlı açılan bu İslami sahifeler ya da araçlar, doğru dil, yöntem, usul ve üsluplarla kullanılmalıdır. Bunlara dikkat edilmediği taktirde, ne yazık ki faydadan daha çok zarar getirebiliyorlar. 

Kanaatimce bu konuda dikkat etmemiz gereken esaslar şunlar olmalıdır: 

⦁ Adaletli olmak. “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”(Maide 8)

Müslüman bir kişinin, adaletten ayrılması dinini ayaklar altına alması gibidir.Uğruna mücadele ettiği İslamın temeli adalettir. Adalet, haksızlık etmemektir. Hakkında yazı yazılan veya videoya konu olan şahıs, kişi, kurum yada kuruluş, bizim ideolojimize uymuyorsa dahi, doğru olmayan ithamlarda bulunmaktan kaçınmak gerekmektedir. Taraflar arası bir meseleyi değerlendirirken ya da haber yaparken, taraflara olan yakınlıkla değil; hakikate olan yakınlıkla hareket etmeliyiz.

⦁ Hakaret etmeyin. “Allah çirkin sözün, açıkça söylenmesinden asla hoşlanmaz. Ancak zulme uğrayan kimsenin durumu başkadır. Allah, her şeyi hakkiyle işitir ve kemâliyle bilir.” (Nisa 148)

Ne yazık ki toplum olarak dilimizin sivriliği ve keskinliğiyle sorun yaşıyoruz. Bu sorunlu dilin daha ileriye gitmesiyle, karşısındakine hakaret edip sövmek, hiç bir insana yakışmadığı gibi, Müslüman bir şahsiyetin böyle bir uslup kullanması, hiç kabul edilemez. İdareci ve yöneticilerin kullandıkları dil ve uslup önemli olduğu kadar, basın ve yayın araçlarında kullanılan dil ve uslup da o kadar önemlidir. Kitleleri şekillendiren, yöneten ve yönlendiren, hep kullanılan bu dildir.

⦁ Bölmeyin, birleştirin. Toplumsal kutuplaşmanın ülkeleri böldüğü ve zayıflattığı aşikardır. Hakikati paylaşmak, haliyle batılı inkar etmektir. Bir yanlışı dile getirmek ile bir doğruyu gündem etmek arasında fark vardır. Yanlışlıkların paylaşılmasıyla konu edilen kişilerin grur yapıp, hakikate yüz çevirmeleri kolaylaşıyor. Birilerinin yanlışını gündem etmektense, işin doğrusunu gündeme taşımak çok daha faydalıdır. “Hakikat gelince, batıl kendiliğinden zail olup gider.” Diğer bir yönüyle; “raklamın kötüsü yoktur; reklam, reklamdır. ” Birilerini reklam etmemiz, onları ödüllendirmemiz anlamını taşır.

⦁ Bilgi kirliliğine dikkat! “Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”(Hucurat 6)  İnternetin yaygınlaşması, paralelinde yalanın yaygınlaşmasını getirdi. Yalan yanlış haberler, muhataplarını manipüle etme, tahrik etme, yanlış yönlendirme, yapay gündem oluşturma gibi bir çok amaç için kullanılmaktadır. Sorumlu her Müslümanın, bu tür yalan ya da aldatmalara alet olmaması gerekmektedir.

⦁ “Batılı iyice tasvir, safi zihinleri idlaldir.”(Bediüzzaman) Rabbimiz, Kur’an’da “erkeklere, gözlerini haramdan sakınmalarını; kadınlara, iffetlerini korumalarını” emr eder. Herhangi bir vatandaşın, mağduriyetini konu alan video haberde ya da makalede; kastını aşan yazılar, tabirler, ilgi çekecek uygunsuz fotoğraflar kullanmak yanlış olduğu gibi, okuyucuyu farklı adreslere yöneltici, dizi, film ve içerik ismi gibi detayları paylaşmak da doğru olmayan bir durumdur. İfade edeyim derken, ifsad etmekten kaçınmak gerekir. 

Bu yazının giriş kısmı, her nekadar editörlere bir seslenişle başlamış ise de hepimizin, herkesin dikkat etmesi gereken minimum esasları hatırlatmaktadır. 

El-Hak olan Allah’ın selamı ile…

Muhammed Hadi / Habernas