Deistlik Üzerine Değerlendirmeler-5/Muhammed Hadi

Şeyh Zindani aktarıyor: “Bir keresinde Amerika’nın en büyük bilginlerinden biri ile karşılaştım. İsmi Profesör Marşal Cansın. Ona dedik ki: Kur'ân’da insanın çeşitli merhalelerde yaratıldığı zikredilmiştir.”

Deistlik Üzerine Değerlendirmeler-5/Muhammed Hadi

Kur’an Mucizesi -2

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

Şeyh Zindani aktarıyor: “Bir keresinde Amerika’nın en büyük bilginlerinden biri ile karşılaştım. İsmi Profesör Marşal Cansın. Ona dedik ki: Kur'ân’da insanın çeşitli merhalelerde yaratıldığı zikredilmiştir.”

Bizim bu sözümüzü duyduğunda oturduğu yerden ayağa kalktı ve şaşırmış bir şekilde: “Merhaleler halinde mi?” dedi. Biz de ona dedik ki: “Bu miladi yedinci yüzyılda idi. Kur’ân «İnsan çeşitli merhalelerde yaratılmıştır» demektedir.” Profesör: “Bu mümkün değil… Mümkün değil…” dedi. Biz de ona dedik ki: “Neden böyle düşünüyorsun? Kur’ân diyor ki: «Sizi analarınızın karınlarında, bir yaratmadan sonra bir diğer yaratmaya geçerek üç karanlık safhada yaratır.» (Zumer: 6) Yine şöyle buyurur Allah Azze ve Celle: "Neden Allah'ın azametinden korkmuyorsunuz? Hâlbuki O, sizi çeşitli merhalelerde yaratmıştır." (Nuh: 13-14) 

Bunun üzerine Profesör, sandalyenin üzerine oturdu. Bir müddet düşündükten sonra şöyle dedi: “Bunun cevabını verebilirim. Bunun üç ihtimali var: 

Birincisi: Muhammed’in yanında çok büyük mikroskoplar vardı. Bu tür şeyler üzerinde çalıştı ve insanların bilmedikleri şeyleri öğrenerek bu sözü söyledi.

İkincisi: Bu, tesadüf eseri, rast gele oldu. Bu da tesadüfen geldi. 

Üçüncüsü: Muhammed, Allah’ın gönderdiği bir peygamberdir. 

Bizler dedik ki: “Birinci sözünü ele alalım: O’nun elinde mikroskop ve aletler vardı sözüne gelince. Sen biliyorsun ki mikroskobun merceklere ihtiyacı vardır. Onun da camlara ve fenni bir yeteneğe ve bazı aletlere ihtiyacı vardır. Bu malumatların bazısı elektronik mikroskoplarla gelir, ki onun da elektriğe ihtiyacı vardır. Elektriğin de ilme ihtiyacı vardır. Bu ilimler ise ancak bir önceki yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu tür ilimlerin bir anda ortaya çıkması mümkün değildir. Mutlaka bir önceki yüzyılın bununla uğraşması gerekir, ki bu ilimler bir sonraki yüzyıla intikal etsin ve bu şekilde devam eder.” Bunun üzerine Profesör: “Bu doğru, böyle bir şey zordur” dedi. Biz sözümüze şöyle devam ettik: “Senin, ‘bu tesadüf eseridir’ sözüne gelince… Şayet biz desek ki; Kur’ân bu hakikati sadece bir âyette zikretmedi. Bilakis bu hakikati birçok ayette zikretmiştir. Bunu icmali olarak bir ve birkaç ayette zikretmedi. Bilakis her merhaleyi açıklayarak; birinci merhalede şu meydana gelir, ikinci merhalede şu şu meydana gelir, üçüncü merhalede… demiştir. Bu hiç tesadüf olabilir mi?

Biz ona bütün merhaleleri ve her merhalede ne olduğunu geniş bir şekilde açıkladığımız zaman o bize: “Tesadüf sözü yanlıştı. Bu maksatlı bir ilimdir” dedi. Bunun üzerine bizler: “O zaman bunun açıklaması nedir?” diye sorduk. Profesör bize şöyle dedi: “Bunun yukardan (Allah’tan) bir vahiy olduğundan başka bir açıklaması yoktur.”

Bu ilmi ve delilli münazaradan sonra, yine dünün mişrikleri ile bugünün dinsizlerinin ya da deistlerinin benzer söylemlerini hatırlatmak istiyorum.

O günün müşrikleri Hz Muhammed için ne diyorlardı?

Kahindir! “Ey Resulüm, sen irşad ve nasihatine devam et! Sen Rabbinin ihsanı sayesinde kâfirlerin iddia ettikleri gibi kâhin de değilsin, deli de değilsin.” (Tur, 52/29).

“O bir kâhinin sözü de değil! Ne de az düşünüyorsunuz! O, Rabbülâleminden indirilen bir öğüttür.” (Hakka, 69/42-43)

Şairdir! “Yok, yok! Gördüğünüz ve göremediğiniz âlemlere yemin olsun ki! Bu Kur’ân, pek kerim bir Resulün sözüdür. O, bir şairin sözü değildir, inanmanız ne de az sizin!” (Hakka, 69/39-41)

“Biz Resûl’e Kur’ân öğrettik, şiir öğretmedik, o zaten ona yaraşmaz. O sırf bir irşâd ve parlak bir Kur’ân’dır.” (Yasin, 36/69).

Delidir! “Onlar nerede, iman nerede! Onlar ibret alan, hisse kapan insanlar değil. Böyle olmadıkları için, gerçekleri apaçık anlatan Peygamber geldiği halde ona sırtlarını döndüler de: 'Bu, başkaları tarafından bir şeyler belletilmiş delinin tekidir!' dediler.” (Duhan, 44/13-14).

“Ey Resulüm, sen irşad ve nasihatine devam et! Sen Rabbinin ihsanı sayesinde kâfirlerin iddia ettikleri gibi kâhin de değilsin, deli de değilsin.”(Tur, 52/29).

Deistlik üzere değerlendirmelerimi, önümüzdeki haftalarda  yazacağım son bir ya da iki yazıyla sonlandıracağım inşallah. Şimdilik Allah’a emanet olun.

Muhammed Hadi / Habernas