Gençlerin din psikolojisi-2 / Selahaddin Nasranlı

Ergenlik dönemi, kişinin kendini tanıma dönemidir. Gençler için din; “inanma, bağlanma, kimlik, güvenlik” gibi istek ve ihtiyaçlarına cevap vermedir.

Gençlerin din psikolojisi-2 / Selahaddin Nasranlı

Gençlerin Din Psikolojisi (1)

Din psikolojisi konusunda biz dindar eğitimcilerin ve hocaların oldukça bilgisiz (başta ben) olduklarını ifade etmek bizi incitmemeli. Halbuki bu konu, bizim en büyük varlık gerekçemiz olan “ruh” ve “din” hakkında lazım bilgi statüsünde.

Öyleki insanın din psikolojisini iyi bilmeyen bir alimin; insan-Kur’an ve insan-sünnet-hadis arasındaki yüksek ilişkiyi de iyi kavraması çok zor. Meğer ki fıtrî bir kabiliyeti kendinde olsun.

Konumuza devam edersek, tüm zamanlar boyu “büluğa erme”, dinde sorumluluğun başlangıç işareti. Yaşanan bunca değişim karşısında psikologlara göre ergenlik bir tür “yeniden doğuş” olarak değer kazanır.

“Yoğun fiziki gelişme”, “özgürlük”, “hayatın anlamı” ve “kendisinin hayattaki rolü”, “cinsellik”, “grup içinde olma temayülü”, “aitlik”, “lidere bağlanma” ve en son olarak “dine ilgi” bu dönemde yani ergen-genç döneminde başlar. Ayrıca gençte yoğun bir “adalet duygusu” gözlemlenir.

Haliyle ergenlik dönemi, kişinin kendini tanıma dönemidir. Gençler için din; “inanma, bağlanma, kimlik, güvenlik” gibi istek ve ihtiyaçlarına cevap vermedir.

Çoğunlukla ergenlik yılları fırtınalı geçen bir dönem. Mevcut toplumda gençlerin dine olan ilgisinin önemli bir nedeni şu yakırıdaki nedenlerdir. Bir lider/peygamberle yeniden var olmadır.  “Adalet duygusu”, “kimlik” ve “hayatın anlamı”dır. Dolayısıyla dindarlar; iyi lider, adil yaşam ve anlamlı bir yaşam konusudan doyurulmalıdırlar.

Gençlerdeki din psikolojisi şu 3 ana dönemden müteşekkildir.

1-“12-14 arası dini şuur dönemi”dir: Çünkü çocukluk dönemi akabinde soyut düşünme kabiliyeti de açığa çıkmıştır. En büyük soyut düşünme de; “Tanrı, ahiret, adalet, hayatın anlamı ve din” gibi metafizik konulardır. Genç de bu kabiliyeti toplumsal sorunlara karşı yüksek “genelleme” yapma ve “problem tahlili” olarak yansıtır. Dindarların hatalarını görünce tüm herkese yansıtır. Psikolojik bunalım öncesi yıllar olduğundan, dine (helal, haram, cami, ibadet gibi) ilgi en yüksek seviyededir. Bir tür “saadet devri”dir. Dini mekan çocukta haz oluşturur. Dini aşılanmaya yatkındır.

Aileler malesef, bu dönemi iyi tahlil edemedikleri için değerlendirememekte, çocuklarını bu dönemde cami, namaz, dini kıssalar..., ile tanıştırmamaktadırlar. Geç gelecek olan bir tanışıklık ise işe yaramamaktadır.

2-“14-18 yaş arası dönem ise Dini şüphe ve çatışmalar dönemi”dir:  Vucut en yoğun gelişimde beden güçlü, akıl ve fikir de arttığından ruh da bundan nasiplenir.

“İman, şüphe, kararsızlık, toplumu tenkit etme, dini kalıpları tenkit” ve “bana göre “ (kişisel din) ile başlayan cümleler oluşur. Bedeni güç, kişide bağımsızlık ve güçlülük duygusu oluşturmuştur.

Artık o, kendini yetişkinler seviyesinde görür. Kendini ifade eder, ana-babayı ve “atalar dini”ni tenkit eder. Otoriteye karşı “isyan” temayülü bariz olur. Anne-babadansa çevre, okul ve arkadaş etkisi daha yükselir.

Tecrübe etmediği şeyi gerçek görmemeye başlar. Herşeyin doğruluğunu akılla teyit etmelidir. Aklının almadığı herşeyi tenkit eder. Bunlar onda “tartışma” ve “cesaret” ile birleşir. İnanç ve ideoloji ile tanışmışsa, yerine göre işkencelere karşı haykırır.

Toplumda (okulda) öğrendikleri ile dinde (özelde şirk dini) olanlar arasındaki çelişkiyi yüksek perdeden hisseder. Bağdaştıramadığından şüphe ve terddüte girer.

Peki ama niçin şüphe içindedir? İki şeyden; “duygusallık” ve “uyumsuzlık” yani intibak sorunu. Bunlarla beraber; “bağımsızlık ve otoriteye isyan” “cinsel suçlar ve günah-ahlak çatışması”, “hayatın anlamsızlığı mantıksızlığı”, “yetersiz dini eğitim yüzünden dini sosyalleşememe”, “pratik hayattaki din-bilim uyuşmazlığı”, “din adamlarının hataları”, “dini bilgisizlik ve dini rehbersizlik” durumları ana yaşantılardır. 18 yaşından sonra şüphe devam ederse durum gerçekten de ciddi demektir. En önemli tehlike de derin “suçluluk hissi”.

Evlilik ertelendiğinden, toplum, basın-yayın, bu işi sınırsız ortaya döküp azdırdığından, cinsel günahlar yaşamaktadır. Genç bu noktada kendini “kirlenmiş” hisseder. Bu durum dine eleştiri ve tenkit olarak yönelir. Bu noktada “din/ideal-cinsellik çatışması” yaşanır. Fakat bu dönem ebedi de değildir. Bir diğer aşama vardır.

Bu dönemde veli ve eğitimci bu durumları bilmeli, gence de olası bilgiyi aktarmalıdır. Günahkar genci; “bu ergen dönem de geçer, ruhun birkaç yıl içinde kendini toparlar” demeli. Ayrıca aşırı hormonal salgıyı dengelemek için; haftada bir yada iki defa et yemek, oruç, spor, faydalı müzikal etkinlikler, iyi bir arakadaş ağı ile onu kötülüklere karşı meşgul etmelidir.

Bu dönem yanlış değerlendirilir ve gençte nefret hissi oluşursa, bunu dine ve aileye yöneltecektir. Bu da deizmin ve ateizmin kucağına yada günah çukuruna itmekle eş değerdir.

3-“18-21 yaş dönemi ise dini inanç ve tutumların netleşmesi dönemi”dir: Bu son dönemde ruhi dalgalar yatışır, yapılan şahsi hatalar görülür, zihin ve beden olgunlaşır. Dini değerler (ahlak, cemaat, gurup) ve bağlılık pekişir.

Bir kısım genç ise agnostik, redci ve ilgisiz olarak kalır. Çünkü bir önceki dönemde aile, çevre ve eğitimci onu yeterince değerlendirmemiştir. Ama bozulanların oranları çok aşırı da değildir. Onları kültürel çevre arttırır yada azaltır.

Ayrıca eski dönemin kötülüklerini tamir edememiş çatışmadan galip gelememiştir.

Tüm bu ifadelerden Siyerdeki İslâm’ın nasıl bir gençlik hareketi olarak şekillendiğini, neden çoğunluğu genç olan bu din mensuplarının işkencelere dayandıklarını, lider Peygamberleri ile nasıl övündükleri ve nasıl güçlendiklerini, Kur’ân’la beraber; hak ve adalet taleplerini ve tenkidi ruhu hissediyoruz.

Üstelik fakirlerden ve kölelerden çok, neden entellektüel yönü yüksek olan orta sınıf ve orta-üst sınıfın varlığını da anlamış oluyoruz. Gençlik nasıl, “yeniden doğuş” ise İslâm da yeniden bir doğuş dini. İşte bu da ayrı bir fıtrat testi! Din fıtrattır.

1-Bknz. Hayati Hökelikli, Din Psikolojisi, TDV Yay. Ankara 2017, Turgay Gündüz Ergenlik Dönemi Din Eğitim, Kula, Naci, Kimlik ve Din: Ergenler Üzerine Bir Araştırma, s.160. Bünyamin Solmaz, Adem Şahin, Ergenlerde Dindarlık ve Sosyal Benlik, Marife, Yaz 2012, 145-158.

Selahaddin Nasranlı / Habernas