Ümmetin ciğerpareleri / Abdullah Öncel

Sessiz sedasız oturan yarene sordum, hayırdır seni böyle derin derin düşündüren, hüzünlendiren nedir? Sordum sormasına da verdiği cevap karşısında sevineyim mi, üzüleyim mi, bir türlü karar veremedim.

Ümmetin ciğerpareleri / Abdullah Öncel

Sessiz sedasız oturan yarene sordum, hayırdır seni böyle derin derin düşündüren, hüzünlendiren nedir? Sordum sormasına da verdiği cevap karşısında sevineyim mi, üzüleyim mi, bende onun gibi kara kara düşünüp hüzünleneyim mi bir türlü karar veremedim. Karmaşık düşünceler beni de alıp uzaklara götürdü ve sonra ona ey yaren! Yerden göğe kadar haklısın dedim.

Biliyorsun (dedi yaren)  Şubat ayındayız. Şubat ayı Ümmetin ciğerparlerini anma ayıdır. Duyarlı Tv kanallarında, sosyal medyada, haber sitelerinde dergi ve gazetelerde ümmetin her renk ve ırktan ciğerparelerinden bahsedilmektedir.

Ciğerparelerin hayat hikayeleri, kahramanlıkları, fedakarlıkları, mücadeleleri anlatılmakta. Allah'a kavuşma arzuları ve bu kavuşma arzularını toprağa düşme şekilleri ile nasıl tasdik ettikleri gözler önüne getirilmektedir.

(Biliyorsun diye devam etti) Ciğerparelerimizin dünya imtihanını kazandıklarından, çok arzuladıkları Rabblerine razı olunmuş olarak kavuştuklarından ve gittikleri yerde vaad edildikleri gib karşılandıklarından hiç bir şüphem yoktur. Zaten her iman etmiş olanın gayesi dünya imtihanını kazanmak değilmidir.

Onlar hiç şüphesiz kazandılar. Ama ben ciğerparelerden her birinin resmini görünce içimde bir hüzün, bir acı ve bir de arzu depreniyor.

Ben, nedir o arzu ey yaren dedim.

(O dedi ki); Benim ruhum tüm iştiyakı ile Bedirleri arzuluyor. Hani en sevgili sahabelerini teşvik ederken; işte Mekke size ciğerparelerini göndermiş, demişti ya, sonra bazı yerleri işaretlemişti  ve her işaretlediği yere kesinlikle Mekke'nin bir ciğerparesi yıkılmıştı ya işte ben o Bedirleri özledim.

Devam etti, sonra o en muhkem kaleye sığınmış olanı hatırladınmı, muhkem kaleye sığınmış dilini sivri sivri oynatmıştı. Sonrası o muhkem kale onu korumaktan aciz kalmıştı. Muhamed bin Mesleme yapacağını yapmıştı. İşte dilleri sivri olanların muhkem kalelerde bile kendilerini emniyette hissetmesinler Muhmmed bin Mesleme korkusundan uyku onlara haram olsun istiyorum.

Sonra şu azgınlaşan ve azgınlığın zirvesine ulaşanlar var ya. Yarasından akan kanlar ile Sa'd b. Muâz gelse, hakimlik makanına otursa ve en sevgili ona ey Sad yedi kat göklerde verilen de buydu diyerek verdiği hükmü onaylasa...bu kadar azgınlıktan sonra gelmedimi bunun zamanı.

(Devam etti yaren), bu ruhum artık Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla! diye yalvaran mazlumların çağrı ve duasının bir cevap bulmasını istiyor, artık bu kadar zulmu görmeye dayanacak gücüm kalmadı.

Sonra fazla uzatarak başını ağrıtmak istemiyorum ama ruhum ve yüreğim başarı haberleri, inananların yüreklerine su serpen haberler, kalplerindeki öfkeyi yatıştıran haberler isityor dedi.

Haklısın yerden göğe kadar haklısın dedim ve bu yarenin söylediklerini sizinle paylaşmayı uygun gördüm.

Abdullah Öncel