Müzakere ve ateşkes masalı/İbrahim Kızar

Müzakere ve ateşkes çağrıları, siyonistlere zaman kazandırmak, ümmeti oyalamak ve direnişi bastırmak için kullanılan birer oyundur; çünkü siyonist ve sarı şeytanla barış olmaz, tek çare güçlenip birlikte vurmaktır; aksi takdirde müzakere diyenler sadece kendini kandırır, ümmeti ise uyutur.

Müzakere ve ateşkes masalı/İbrahim Kızar

Siyonist terör şebekesi, ipini koparmış kuduz bir köpek gibi saldırılarına devam ediyor. Özellikle İslam coğrafyasında, direniş ruhu taşıyan topraklara yönelmiş durumda.

Bu şebekenin hiçbir insani değere sahip olmadığını, ahlaki bir sınır tanımadığını ve alçalmada bir ölçü gözetmediğini defalarca dile getirdik. En aşağılık yaratıkların, yani domuz ve maymun suretine çevrilenlerin, yalnızca şeklen değil karakter olarak da Siyonist yapıya işaret ettiğini vurguladık. Bu iddiaları artık sadece yazılı kaynaklardan değil, bizzat gözlerimizle ve hatta acı tecrübelerle yaşıyoruz.

Bugün artık şüphe götürmeyecek şekilde netleşti: Yeryüzünün en merhametsiz, en saldırgan yapılarından biri Siyonist zihniyettir. Onlardan ve onlarla iş birliği yapanlardan dürüst, tutarlı veya insanlık vicdanına uygun bir tutum beklemek, safdillikten başka bir şey değildir.

Konumuza dönersek: Bu saldırgan yapı sadece kendi başına değil, çeşitli ülkelerden özellikle de bazı Batılı devletlerden ve ABD'den çok boyutlu destek almaktadır. Bu destek kimi zaman doğrudan silah yardımı şeklinde olurken, kimi zaman da “müzakere” ve “ateşkes” çağrıları ile görünür olmaktadır. Ne yazık ki bazı Müslüman ülkeler de bu çağrılarla, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, aynı amacı destekler hâle gelmiştir.

Her seferinde yapılan müzakere ve ateşkes çağrıları, Siyonist yapıya zaman kazandırmakta; karşı tarafın zayıf noktaları sızdırılmakta, müzakereler ise genellikle karşı tarafın daha fazla taviz vermesiyle sonuçlanmaktadır. Örneğin Hamas ile yapılan müzakerelerin çoğu oyalamadan ibaret kalmış, varılan ateşkesler ise sürekli ihlal edilmiştir. Sonuç olarak saldırgan taraf serbest kalırken, karşı taraf eli kolu bağlı bırakılmaktadır.

Lübnan örneği önümüzde duruyor. Sözde ateşkes ilan edilmiş olmasına rağmen, Siyonist saldırılar neredeyse her gün devam etmektedir. Aynı senaryo şimdi İran’a karşı sahnelenmektedir. Müzakereler devam ederken İran bombalanmakta, suikastlara uğramakta ve nükleer tesisleri hedef alınmaktadır.

Kısacası, söz konusu ABD ve Siyonist yapı olduğunda müzakere ve ateşkes, muhatabı oyalayan, uyutan ve savunmasız hâle getiren birer araçtan ibarettir. Bu süreçler, saldırgan tarafın yeni taktikler geliştirmesi için zemin hazırlamaktadır.

Bu zulmü durdurmanın ve Siyonist teröre son vermenin tek yolu; Kur’an’da da bildirildiği üzere, güce dayalı caydırıcılıktır:
“Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın ki, bununla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onların dışında sizin bilmeyip Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutasınız.” (Enfal 60)

Güçlü olmak, birlik içinde hareket etmek ve kararlılık göstermekten başka bir çözüm yolu yoktur. Özellikle Siyonist yapıya ve ABD’nin mevcut yönetimine karşı ancak böyle bir duruş etkili olabilir.

Müzakere ve ateşkes çağrısı yapanlar, sadece kendi halklarını oyalamakta, boş umutlarla avutmaktadır. Zira muhatap, insani ve ahlaki değerleri tanımayan yapılardır ve bu gerçeği artık herkes açıkça görmektedir.

Allah'a emanet olun