Yeni Dünya Denklemi-2 / Çetin Tufan

Dünyada eski usul imparatorluklar yıkılıp, yerini yeni tip emperyalist devletler alırken gerçekte değişen ise açıkça yapılan işgal, kıyım ve talanların yerini, kurumsal, hukuksal ve paktsal, uluslararası, kamufle etmenlerle, örtülmüş hile üzerine kurulu bir düzen almıştır.

Yeni Dünya Denklemi-2 / Çetin Tufan

Her ne kadar yeni dünya denklemi diyerek yazımıza başlık koysak da, aslında bu sizin meselelere hangi katmandan baktığınıza bağlıdır. Çünkü insanların karakteri olduğu gibi, oluşturdukları toplulukların da belli başlı karakterleri ve bunların idaresiyle ilgili kanunları vardır. Biz buna Sünnetullah demekteyiz.

Dünyayı ele geçirmek arzusu her daim insanlığın oluşturduğu devletlerin, büyük rüyası olmuştur. Bunun için tarihin tozlu sayfalarında birçok imparatorluklar ve bunların yöneticileri bulunmaktadır. Bu hükümdarların az bir kısmı insanın rumetini önde tutarak buna ulaşmıştır.

Bu cümleden Hz. Süleyman (as) ve İslam Medeniyetinin içindeki bazı örnekler bulunmaktadır. Fakat genelde dünya hakimiyetini arzulayanlar, öncelikle şeytana teslim olup, ırkçılığın en üst derecesinde, hasta ruhlu olanlardır. Bu şahsiyetler insanlık erdemlerini kaybetmiş, kazanmak üzerine bütün kutsal varlıklarını mezata çıkarmış, kumarbazlar gibi hareket etmekteler. Oynadıkları bu oyunun hırsıyla insanlıktan çıkmaktadırlar.

Bunun neticesinde Kur’an-ı Mübin'in de işaret ettiği gibi, ele geçirdikleri beldeleri tarumar etmekte, azizlerini zelil kılmaktalar.

Tarihte adını bulduğumuz bu gibilerin kurdukları medeniyetlerin günümüze kadar gelememesinin sebebi, içlerindeki bu kin ve garezin, hem kendilerini yakması, hem de hasımlarının kendilerini ele geçirdiğinde, ayın akıbeti başlarına getirmesidir. Yani etme bulma dünyası.

Batının ve müntesiplerinin; İslam Medeniyetinin bugün düştüğü maddi manevi işgal sonucunda köksüzleşmesinden ötürü zayıflamasını fırsat bilip, hakaretvari ve kibirle, bedevilik cehalet ve barbarlıkla itham etmelerine (ki bunu her fırsat ve platformda yapmaktalar) karşılık, Üstadın Angelikan Kilisesinin, sorduğu 3 soruya verdiği cevap, nede güzel uymaktadır.

Ama bizim şimdiki muhatabımız kardeşlerimiz olduğundan, bakış açımıza bir pencere açmak babından Türkiye de ve özelikle Kürdistan’da, İslam'ın binyıldan fazla hakim olduğunu, buna rağmen bu topraklarda  (son yüz yıldır, kendileri ırkçılık zehiriyle zehirlemeden evvel ) bütün dinler ve ırkların barış içinde yaşadıklarını görmekteyiz.

Türk, Kürt, Ermeni, Laz, Rum, Çerkez, Yahudi, İsevi, Süryani, Keldani, Yezidi v.s. din ve milletleri, tarihi, adeti, ibadetleri ve ibadetgahlarıyla barındırdığını görmekteyiz. Halen Anadolu'nun birçok şehrinde kiliselerin çanları serbestçe çalmakta ibadetler özgürce ve toleranslı bir şekilde icra edilmektedir.

Batıda ise; son seksen yıl hariç, her alanda hakim inancın dışında, hiçbir inanç ve ırka tahammül gösterilmediği aşikardır. Hiç unutmam, Avusturya'nın Telf isminde küçük bir kasabasında, gurbetçilerin kurduğu bir camiye, kısa ve garip de olsa bir minarenin yapılması, ülkeyi ayağa kaldırmıştı. Burda  ezanın açık okunması yasak. Burada, anayasasında İslam'ı din olarak kabul eden bir ülkeden bahsediyoruz. Hele İspanya'da yapılanlardan bahsetmeyeceğim. Merak eden kardeşler bunu araştırsınlar.

Dünyada eski usul imparatorluklar yıkılıp, yerini yeni tip emperyalist devletler alırken gerçekte değişen ise açıkça yapılan işgal, kıyım ve talanların yerini, kurumsal, hukuksal ve paktsal, uluslararası, kamufle etmenlerle, örtülmüş hile üzerine kurulu bir düzen almıştır.

Dünya denklemini bir Müslümanın anlaması için şu hususlara bakması yeterlidir.

1-Dünyanın neredeyse bütün ülkelerinin üyesi olduğu Birleşmiş Milletlerde kimlerin veto hakkı vardır? En çok veto edilen hususlar kimin lehine ve kimin aleyhinedir?

2-Dünya devletleri arasındaki hukuki meseleleri çözen kurumlar nerededir?

3-Dünyanın silahlı paktları hangi devletlerin arasındadır? Kimlerin tekelindedir.?

4-Dünya enerji piyasası kimlerin tekelindedir?

5-Dünya ticareti, borsaları nerededir? Özellikle petrol satışları hangi devletlerin para birimiyle yapılmaktadır?

6-Dünyanın haberleşme uyduları ve teknolojileri hangi devletlerin tekelindedir?

7-Ülkelere ve kurumlarına, faizli borç para veren kuruluşlar hangileridir? Kimlerin tekelindedir?

Bu soruları çoğaltabiliriz. Ancak dünya denklemini ve ülkelerinin bu denklemdeki yerini objektif olarak merak edenlerin yukardaki yedi soruya doğru cevap bulmaları yeterli olacağı kanaatindeyim.

Selam ve dua ile......

Çetin Tufan / Habernas