Yaşayarak gördük / İbrahim Kızar

Elhamdulillah, Gazzenin onbeş aya varan şanlı direnişi ile izzet ve şerefin  gerçekten müminlere ait olduğunu yaşarken, yaşayarak bir daha gördük. Bu sevinci yaşamak Rabbimizin büyük bir nimetidir.Bu nimet için Alemlerin Rabbine yarattığı zerrele  adedince hamd  ediyoruz.

Cennet de kurtuluş ve izzet gerçekten de kılıçların gölgesi altındadır. Direnmek, öne atılıp savaşmak, imkanları zorlamak, bedel ödemekten geri durmamak elbet ve elbet zaferi, şeref ve izzeti getirecektir, Gazze de gördüğümüz gibi. Yemende gödüğümüz gibi.

Gazze, Filistin halkı, Hamas  ve İslami Cihad  direndiler, bedel ödediler, düşmana zarar vererek ölümün acısını onlara tattırdılar ve sonunda başından beri üzerinde ısrar ile durdukları şartlarını Zillet ile damgalanmış düşmana kabul ettirdiler.

Onyedi yıldan fazla bir zamandır abluka altına alınmış, giriş ve çıkışların sınırlı, imkanların çok ama çok kısıtlı olduğu Gazzede  dışardan hemen hemen hiç yardım almadan on beş ay boyunca direnmek, beklemediği anlarda düşmanın beynine balyozu indirmek ve sonunda onu kendi şartlarını kabul etmeye zorlamak hayrete şayan bir durum değil de nedir. Allah müminleri galip kılandır.

Yine yaşayarak yaşarken gödük, Allah’ın her seferinde sözlerini bozan, döneklikleri ile meşhur lanetli kavmi Zillet ile damgalandığını gördük. Hamas ve diğer direniş heraketleri Zillet damgasını tekrar takrar Siyonist Yahudilerin alınlarına vurdular.

Bu gün bütün dünya siyonistlerin yenilgisini, barbarlıklarını, güvenilmez olduklarını konuşmaktadır. Onlar debelendikçe dünyanın gözünde batmaya devam ediyorlar ve bunu başaran direniş, islami direniş oldu.

On beş aydır kendilerine akan, (karunun hazinelerini geçen), yardımlara rağmen, bazı Avrupa ülkelerinin ve Amerika’nın  koşulsuz desteğine rağmen, emellerine ulaşmadan Hamas’ın şartalarına boyun eğmek ve Gazze’den çekilmeyi kabul etmek zorunda kaldılar.

Bütün şatafatlarına rağmen, arkalarındaki direk ve dolaylı desteklere rağmen, onyedi yıldır abluka altında olan ve  nerdeyse hiçbir yerden destek almayan Direniş karşısında hiç bir başarı elde etmeden masaya oturmak zorunda kalmak Allah’ın, "nerede olursa olsunlar üzerlerine zillet damgası vuruldu"  sözünün tezahürürdür. Yaşarken, yaşayarak gödük. Allaha hamd olsun.

Bu gün dünyanın tamamında, Gazze’nin, Filistin halkının  zaferi, başarısı mücadele azimleri  konuşulurken, Gazze de, Filistin zaferinin sevinci varken, Siyonistler ve destekçileri kinlerinden parmaklarını ısırmaktalar. Bir tarafta izzet şeref ve sevinç diğer tarafta zillet, zillet, zillet ve parmaklarını ısırtacak bir kin ve nefret, iç karışıklık ve istifalar.

Bir başka gerçeği gördük ki hiç bir insani ve ahlaki değere sahip olmayan Siyonist düşmanlar karşısında alttan almak, yumuşak davranmak, zamana oynayarak yaptıklarını unutturmaya, unutmaya çalışmak, sadece karşılığı olmayan tehditleri ikide bir tekrarlamanın,  sadece ve sadece  düşmana faydası ve bu şekilde davrananlara ise zararı vardır. Hiç şüphe yok ki düşmana zamanında ve gerektiği şekilde karşılık vermek elzemdir.

Son olarak onbeş aylık savaşa, katliama ve yıkıma rağmen Siyonist Yahudiler ve onları  hem açıkça hemde perde altından destekleyenler zillet içinde kalarak kaybetti.

Kılıcı kuşananlar, direneneler, her zorluğa katlanarak düşmanın tepesine beklemedikleri anda inenler kazandı, izzetin ve şerefin tamamını aldı götürdü. Yemen ilk günden beri Kızıldeniz’de yaptıkları ile ikibin kilometrelik mesafeya rağmen siyonistleri füzeler ile  vurmaları ile, hemen hemen her cuma yaptıkları gösteriler ile, şerefli izzetli ve onurlu bir tavrın münkün ve gerekli olduğunu pısırık, korkak ve makam esiri boş boş konuşan sözde devlet başkanlarına gösterdiler. Yemen halkı da izzet ve şerefi aldı götürdü.

Tünel sahiplerine, kılıcı kuşananlara, ölüme meydan okuyanlara, düşmanın tepesine inenlere, izzeti ve şerefi kuşananlara ve Yemen’in aslanlarına selam olsun. Sevinciniz sevincimizdir. Şanınız yüce makamınız ali olsun.