Kaçanlar ve kovalayanlar / İbrahim Kızar

Kaçıyorlardı birileri, ait olmadıkları bir coğryafyadan, bir ülkeden. İster arkalarına bakmadan deyin ister baka baka. Biz bunlara kaçanlar diyelim. Birileri de kovalıyordu kaçanları, kendi evinde kendi ülkesinde kendi coğrafyasında, ait olduğu yerde, sahib olduğu yerde. Biz bunlarada kovalayanlar diyelim.

Kaçanlar ve kovalayanlar / İbrahim Kızar

Kaçıyorlardı birileri, ait olmadıkları bir coğryafyadan, bir ülkeden. İster arkalarına bakmadan deyin ister baka baka. Biz bunlara kaçanlar diyelim. Birileri de kovalıyordu kaçanları, kendi evinde kendi ülkesinde kendi coğrafyasında, ait olduğu yerde, sahib olduğu yerde. Biz bunlarada kovalayanlar diyelim.

Kaçanlar ey kaçanlar, bir başka coğrafyaya, ülkeye gitmek, halkının izni olmadan zorla, öldürerek, bombalayarak, kocaman kocaman ölüm makinalarını kullanarak, yok etmeye çalışmak, hizaya getirmeye çalışmak, ne kadar güç ve kudret sahibi olsanız bile arkasına baka baka, yada bakmadan kaçmak ile neticelenecektir. Baka baka kaçyorsanız hedefinize varamadığınız, istediklerinizi gerçekleştiremediğiniz için, içiniz yana yana kaçıyorsunuz demektir. Yok bakmadan kaçıyorsanız, nerden düştük bu belaya diyorsunuz arkaya bakmak bile zaman kaybıdır diyorsunuz.

Sizden binlerce kilometre uzakta olan bir coğrafyaya, bir ülkeye  yalan ve dolanlarla geldiniz, yıktınız, yaktınız, öldürdünüz,  yaraladınız, sakat bıraktınız ama hedefinize varmadan binlerce ölü de vererek kaçmak zorunda kaldınız. Doğru olan bir ülkeye halkının rızası olmadan girmemek yada gitmemektir.

Bir de siz kaçanlara bel bağlayanlar var. Sizi çok büyük görmüşlerdi, ülkeyi değiştirecek, ülkeyi modern bir hale getirecek, görmek istemedikleri her görüntüyü ortadan kaldıracak ve satılık kafalarının istediği bir ülkeyi onlara teslim edip gidecek, yada sonsuza kadar ülkede kalacaktınız. Sizin istediğiniz de olmadı ülke kalkınmadı, imar olmadı, ne yazık ki ülkede  mezarların sayıs, dul kadınların sayısı, yetimlerin sayısı, sakatların ve fakirlerin sayısı arttı.

Ne kaçanların istediği oldu- olacak ne de size bel bağlayanların. Kaçanlar giderken, onlara bel bağlayanlar neye uğradığını şaşırmış durumda, bizi bırakıp nereye gidiyorsunuz diye çırpınıp duruyorlar......Siz siz olun kaçanlara bel bağlayıpta halkınıza düşmanlık yapmayın. Onlar kaçarken sizi geride bırakırlar... geride bırakmasalar bile hiç bir zaman itibar görmezsiniz. Öyle ya hainler nerde itibar görmüş ki...

Siz kovalayanlar, Direndiniz ve kazandınız. Coğrafya sizin, ülke sizin, vatan sizin. İşgalci değilsiniz, kocaman ölüm makinalarınız yok. Sizi istemeyen bir halkın üzerine ölüm yağdırmadınız. Düğün  evi, medrese, okul ve pazar yeri bombalamadınız. Sizi istemeyen bir ülkeye girip onlara kendi değerlerinizi zorla dayatmadınız. Kimsenin doğal zenginliklerini zorla yada hile ve hurda ile sömürmediniz. Belki sizi anlatacak basın yayın organlarınız yoktu, ama mazlumların duaları sizinle idi.

Siz kovalayanlar size verilen zafer  nimeti ile sevinin.

Bir de kovalayanların zaferine sevinenler vardır. Bunlardan dünyanın her yerinde vardır. Bağırları yanıktır. Zerre kadar imanı severler. Daima haktan yana, mazlumlardan yanadırlar. Küfre, zülme, tuğyana meyilleri kesinlikle yoktur. Kimsenin günahını savunmazlar, düşmanlıkları zülme, haksızlığa ve hatayadır. Feraset sahibidirler kötü niyeti de iyi niyeti de çabuk hissederler.Tav ırları da taraflarıda nettir. Haktan ve haklıdan yanadırlar. Bundan dolayı kaçanlar kaçarken sevinenler seviniyordu, kovalayanlar ilerlerken sevinenler yine seviniyordu.

Kovalayanların istikamet üzere kalması, haktan ayrılmaması feraset ve basiretlerinin açık olması için dua ederler.

Bir başka kesim var ki  bunlarda Yüce Yaradanın "kininizle geberin" dediği bir kesimdir. Bunlar halkı müslüman ülkelerde yaşarlar, adları müslüman adı gibidir, beyinleri ise satılmış, fikirleri işgal edilmiştir. Nankör kelimesi bunlar için çok hafif kalır. İşleri güçleri fitne ve fesattır. Şereften yoksun oldukları için  kötü amaçlarını çekici sloganlar ile süslerler. Güç ellerine geçse şunu bunu giymedi diye kadın bile asarlar. Mazlumların, kovalayanların zaferini görseler öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar. Bunların sesi genelde çok çıktığından dolayı insanlar bunları çok-çoğunluk zanneder. En bariz özellikleri İslamı, Müslümanları, Ahireti ve Allah'ı hatırlatan ne varsa bunları  "malum hastalığa yakalanmış kelb" gibi yapar.

Bu kesime de ancak Yüce Yaradanın söylediği iki kelimeyi söyleriz "kininizle geberin" diye bitirdi, kaçanlar ve kovalayanlar hikayesinin yazarı.
 
Bende okurken kendimi tutamaddım ve "kininizle geberin" demekten  kendimi alamadım.

Allaha emanet olun.

İbrahim Kızar / Habernas