Tasmalı sorunu / İbrahim Kızar

Bilindiğ gibi köpek cinsi hayvanlar aleminde insanoğluna-sahibine sadakati ile tanınan olarak bilinir ki, köpek gerçekten sadık bir hayvandır. Sahibinin evini barkını varsa hayvan sürüsünü zarardan korumaya çalışır.

Köy gibi küçük yerleşim birimlerinde hala başı boş sahipsiz köpekler olmasına rağmen büyük şehirlerde, özellikle gelişmiş tabir edilen ülkelerde sokaklarda başı boş sahipsiz köpek yoktur. Sokaklarda sahipsiz köpek dolaşmasına izin vermezler, herkes köpeğini evinde yada bahçesinde besler ve köpeğinin verdiği zarardan sahibi sorumludur. Sahipsiz köpek ya barınaktadır yada hiç uyanmayacığı bir uykudadır.

Bunlar dört ayağı olan köpek olarak  yaratılan hayvanlardır. Fıtratlarının gereğini yerine getirir sahiplerine hizmet ederler, hizmetleri oranlarında sahiplerinden iltifat ve ilgi görürler. 

Köylerde kapı önlerinde beklerler, şehirlerde genellikle tasmaları sahiplerinin ellerindedir, bazen ağızlarına ise gem vurulur ki sağa sola zarar vermesinler.

Bir de bazı İT ler vardır ki dört ayaklı köpekler ile eş anlamlı görülsede, genelde bu terim kalıbı insan suretinde olan iki ayaklılar için kullanılır. İşte  bu türler özellikle insanoğlu için tehlikelidir.

İT dediğimiz tür, insan kalıbında ve iki ayaklı olduğu için ilk bakışta herkes kolay kolay fark etmez. Diğer dört ayaklılar gibi tasmaları da görünmez olduğundan dolayı kimse tasmalarından dolayı da  onların  İT olduğunu anlamaz.

Bazı ülkeler de, özellikle Birinci Dünya savaşı sonrasında kurulmuş, yada ad değiştirmiş ülkelerde,  bu türden İT' ler ne yazık ki çoktur. Bazen bir partinin başında, bazen bir üniversitenin rektörlük makamında, bazen bir gazetenin en kıdemli koltuğunda, bazen dini bir topluluğun başında, bazen öğrenci kılığında bir üniversite kampüsünde, bazen sözde bir sivil toplum kuruluşunun başında, bazen din adamı kisvesi altında, bazende sanatçı libas ve etiketi ile görürsün bunları. 

Sahiplerinden aldıkları cesaret oranında saldırganlaşırlar, insan olanlara, insanca yaşamak isteyenlere, ahlaki olana, ahlaki değerlere saldırırlar. Özellikle islami olan değerlere ve müslümanca yaşamak isteyenlere saldırırlar.

Kendilerinden olanlar ülkede iktidar koltuğunda olmadığı zamanlar sahiplerine bakar, onların emirleri doğrultusunda, işaret ettikleri yere saldırırlar, bazen ekonomiye hucum ederler, bazen belli bir makama doğru ürürler, bazen koro halinde ses çıkarır ortalığı paniğe verirler, bazen sattırmayız, bazen aldırmayız, bazen de yaptırmayız diye  tehdit savurular. Bazen insan hakları derler bazen de hayvan hakları derler. Duruma göre bazen niyetlerini belli ederek saldırırlar, bazen de sinsi sinsi saldırırlar.

Ülkenin huzur bulmasına, insanların rahat etmesine, ekonominin gelişmesine, insanların inançları doğrultusunda yaşamasına ellerinden geldikçe izin vermemeye çalışarak İT'lik yaparlar. Yaşadıkları ülkelerin nimetlerinden istifade edip palazlanmalarına rağmen görünmez tasmalarını ellerinde tutan uzaktaki sahiplerinin istekleri doğrultusunda ürürler.

Ne yazık ki bunların çoğu dokunulmazdır. Çok Rahattırlar. Çok azı fazla ileri gittikleri için ülkeyi terk etmek yoluna başvurmuşlardır.

İktidar erkini ellerinde bulunduranlar ülkede huzurun sağlanmasını istiyorlarsa bu İT'lere karşı sert tedbirler almak zorundadırlar. Bu İT'ler her ne kadar insan suretinde olsalar da, ülke vatandaşı kimliğini taşıyorlarsa da görünmez tasmaları uzaktaki sahiplerinin ellerindedir ve ülke zararına, insan olanların zararına, ahlaki olanın zararına üremektedirler.

Görünmez tasmaları ile ülkede sorun olan bu İT' lerden kurtulursa dört ayaklı köpek olarak yaratılmış olanın zararının bertarafı  gayet kolaydır. Sahipsiz köpeklerin toplanıp barınaklara alınması belediyelerin sorumluluğunda iken ülkeye zarar veren görünmez tasmalı, sahipli İT' lerin berterafı Hükümet erkini ellerinde bulunduranların  ertelenmez bir görevidir bence.

Allah'a emanet olun.

İbrahim Kızar / Habernas