Kurtaracak Ameller / Muhammed Hadi

Amellerimizin en güzeliyle muameleye tabi olmak... Belki de Allah için dökülen bir damla göz yaşı. Yada ihtiyacımız olduğu halde başkalarına verdiğimiz bir şey. (Karz-ı Hasen) En saf olan amellerimiz, mihenk oluyor ve onunla karşılık görüyoruz, inşaallah

Kurtaracak Ameller / Muhammed Hadi

“Onlara Rableri katında diledikleri her şey var. İşte budur iyilik edenlerin mükafatı. Böylece Allah, onların geçmişte yaptıkları en kötü hareketleri bile örtecek ve yaptıklarının en güzeline denk olarak mükâfatlarını verecektir.”  (Zümer 34-35)

Ey günahkar nefsim bu nasıl bir müjdedir! Bu nasıl bir lütuftur! Günahlarım beni kuşatmışken, ümitsizlik zehri ruhumu sarmışken, Allah’ın nuru karanlığımı aydınlatıyor; vekili Allah olanın, akıbeti hayr olur dedirtiyor bana.

“Onlara“ yani iyilik yapanlara, kendilerine zulmetmeyip hakkıyla iman edenlere, insanlığa iyilik yapanlara, doğaya ve çevresine iyilik yapanlara, Rableri katında, her ne dilerlerse  o verilecek. Bu dünyada mahrum olduklarımıza kavuşacağız, ahirette  dilediğimiz her şey olacak. Sabredip ulaşamadıklarımız ve yokluğunu dert etmediklerimiz, mükafatımız olacak. Zorluk gördüğümüz, bazen de sızlandıklarımız; kolaylık getirecek inşallah. İmanlı bir kalbin, sınırsız istek ve arzularına limiti olmayan bir mükafat... Subhanallah.

Çünkü Rabbim öyle buyuruyor.

Zümer suresinin bu ayetlerinde, herhangi  muallak  bir ifade kullanılmıyor. Müminleri müjdeliyor ve bu müjdeleri şartlara bağladıktan sonra “Allah, kuluna yetmez mi?” diye de uyarıyor.

“Ey kullarım! bu kadar günahlarınıza rağmen, sizi af edeceğim. Bu da yetmezmiş gibi, amellerinizin içerisinden en iyi olanını seçip, tüm diğer iyi amellerinizi, en iyi amelinizle mukayese edip, ona göre sizi mükafatlandıracağım” diye buyuruyor. 

Amellerimizin en güzeliyle muameleye tabi olmak...

Mahşerde mizan kurulmuş; sadakalarımız, namazlarımız, dualarımız, muamelelerimiz, ticaretimiz, mücadelemiz ve diğer tüm amellerimiz açılmış ve bunların içinde öylesi ameller var ki;  soluk, sönük, cılız, tatsız ve bizim dahi razı olamayacağımız türden olanlar. Belki de öylesi namazlarımız var ki;  buruşturulup yüzümüze fırlatılacak türden. İçi boşaltılmış, ruhu öldürülmüş namazlar. Öylesi sadakalarımız var ki; riya bulaştırılmış ve kirletilmiş sadakalar, MaazAllah. 

Bu amellerimize göre  bizlere karşılık verilse, sonumuz hüsran olur. Ve arıyoruz yığınlarca amellerin arasından işe yarar bir şeyler. Hiç ummadığımız bir yerden parıldayan bir şeyler var. Daha önce hatırlayamadığımız bir amel, dünya hesabıyla ucuza benziyor ama o gün parıldayan bir amel. Belki de Allah için dökülen bir damla göz yaşı. Yada ihtiyacımız olduğu halde başkalarına verdiğimiz bir şey. (Karz-ı Hasen) En saf olan amellerimiz, mihenk oluyor ve onunla karşılık görüyoruz, inşaallah. 

Ey nefsim, madem ki öyledir; yığınlarca amellerin peşinde değil, mihenk olacak, parıldayan amelleri aramalısın. Amelleri damıtmalı, elekten geçirmeli, saflaştırmalısın. Hakkı bulup, batılı izale etmelisin. Allah’ın rızasını bilip, gerisini def etmelisin. Çoğun kölesi değil, azın efendisi olmalısın. İnsana kul değil, Rabbine kul olmalısın. Markanın hesabını değil, kefenin hesabını yapmalısın.

Ve bundan sonra; اَلَيْسَ اللّٰهُ بِكَافٍ عَبْدَهُۜ . “ALLAH KULLARINA YETMEZ Mİ?” sorusuna  “ حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكٖيلُ .  “ALLAH BİZE YETER,O NE GÜZEL VEKİLDİR! “ cevabıyla, kulluğumuzu ilan edip, kederden emin olmalısın.

Muhammed Hadi / Habernas