Şerefli tavır / İbrahim Kızar

İsamil Heniyye misafir olduğu bir islam ülkesinde İranın Başkenti Tahran’da siyonist azgınlar tarafından katledildi. Bu habere alışmak, gerçekten çok zor, yürek yaktı, ciğer paraladı.....

Şerefli tavır / İbrahim Kızar

On aydır sadece ve sadece Gazze’yi, Filistini yazdık, başka bir konuya değinmeye, başka bir olay hakkında yazarak Gazze ve Filistini ikinci plana atmaya gönlümüz razı olmadı. Her gün ama hergün Gazzeye ve Filistine bomba ve ölüm yağarken, güvenli hiç bir yer kalmamışken başka konulara eğilmek bana zor geldi.

Bu suikast haberi ise deyim yerinde ise kanımı dondurdu. İsamil Heniyye misafir olduğu bir islam ülkesinde İranın Başkenti Tahran’da siyonist azgınlar tarafından katledildi. Bu habere alışmak, gerçekten çok zor, yürek yaktı, ciğer paraladı.....

Başımızda lider olarak duran bostan korkulukları, iyi biliyorsunuzki şeref ve izzet şaşalı törenlerde değildir. Şatafatlı törenleri ve hamasi sözleri bırakın artık.

Gördünüz mü, idrak edebiliyor musunuz, bir islam ülkesinin başkentinde Hamasın lideri, Siyonistlerin suikastına uğrayarak şehid oluyor. Bunun ne demek olduğunu anlayabiliyor musunuz. Hiçbiriniz,  mevkiniz ne olursa olsun, güvende değilsiniz demek. Ülkenizin baş kentinde olsanız bile güvende değilsiniz demek, devlet olarak varlığınızın hiç bir değeri yoktur demek, yaptığınız  ve her seferinde havada kalan tehditlerinizin hiç bir kiymeti yok demek, özetle hepiniz hiç, yok hükmündesiniz demektir. Ve  bu küçük düşürücü mesajların muhatabı sadece ve sadece İran değil Halkı müslüman olan bütün ülkelerdir.

Ey başımızdakiler, İsmail Heniyye için söyleyeceğiniz güzel sözlerin, övgülerin, methiyelerin  de bizim nezdimizde hiç bir kıymeti yoktur. Şehidin de hiç kimsenin, özellikle bostan korkulukarı kadar heybeti olmayan liderlerin ve ekabirlerin övgülerine  ihityacı yoktur, hayatı herkesin gözü önündedir, düşmanın da dostlarında.

Yapacağınız kınamaların, Siyonist haddi aşmıştır gibi açıklamalarınızın da hiç bir kiymet ve değeri yoktur ve bizim de bu boş sözlere karnımız toktur.

Siyonistlerin hiç bir sınır tanımadığını, haddi aştığını ve hiç kimseyi umursamadığını sizden öğrenecek değiliz haber bültenleri zaten her gün bizlere haber olarak sunuyorlar.

Sizler, başımızdakiler Filistin halkını, yalnız bıraktınız, ya hiç yardım yapmadınız yada yeteri kadar yardım yapmadınız, kiminiz  ticareti bile kesmedi, kiminiz hala Siyonist çeteyi devlet olarak tanımaya devam ediyor, bazı ülkelerde ise sözde vatandaşlar siyonizme askerlik yaparak hiç çekinmeden  vatandaşı olduğu ülkelere geri dönebiliyor.

Halbuki sizden beklenen kardeş dediğnizi yalnız bırakmamak idi, onları düşmanın insafına bırakmamaktı, Kardeş dediklerinizi her türlü imkanlar ile desteklemek idi.

Sizler küçük hesaplar yaptıkça Siyonist azgınlar suikast planları yaptılar, siz konuşurken onlar planlarını hayata geçirdiler, Suriye’de Lübnan’da ve en son da İran'ın kalbinde, Tahran’da  hayin planlarını gerçekleştirdiler.

Yüreği yanık biz müslümanların dilek ve arzusu duası ise, az konuşmanız çok iş yapmanız, kendi aranızdaki sorunları bir kenara bırakıp Filistin halkını, ordaki haklı mücadeleyi desteklemeniz ve bunu neye mal olursa olsun yapmanızdır. Biz istiyoruz ki Siyonistler için artık muhkem bir kale kalmasın.

Netice olarak  kaçındığımız, yada kaçtığımız, yada başımızdakilerin kaçmaya kaçınmaya çalıştığı şey adım adım üzerimize gelmektedir ya şerefli bir tavır ortaya koyup siyonistlere karşı gerekli duruşu ortaya koyacak, yada siyonistler bir gün Tahran’da, bir gün Beyrut’ta, diğer gün Şam’da suikastlarına  devam edecek  ve daha başaka başka ülkeler bu listeye ilave olacak.

Şerefli, izzetli, onurlu, haysiyetli ve gerekli, zaruri, mecburi olan tavır ise SİYONİSTLERE güvenli hiç bir yer bırakmamaktır. Bunun yoluda bir olmak, birlikte olmak, bir birine arka çıkmak, bir birini desteklemek ile mümkündür.

Muhakkak izzet ve şeref Allah (C.C)’ın Peygamberinin ve müminlerindir

Başımız sağolsun

Allah'tan geldik ve dönüş O’nadır