Gazzeliler, "ölmeden mezara giriyor"

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde yaşayan Filistinliler, İşgalci İsrail ordusunun 10 aydır sürdürdüğü saldırılardan kaçarken mezarlıklara sığınıyor.

Gazzeliler, "ölmeden mezara giriyor"

İşgalci İsrail ordusunun saldırılarında evi yıkılan 11 yaşındaki Nefise Kevari, yaşıtları gibi rahat bir yatakta uyumak ve parkta oynamak yerine 8 kişilik ailesiyle Han Yunus'ta sığındığı mezarlıkta hayat mücadelesi veriyor.

Filistinli kız çocuğu Kevari'nin kardeşi ve arkadaşlarıyla mezar taşları arasında kumlarla oynaması, İşgalci İsrail’in saldırıları nedeniyle yerinden edilenlerin Gazze Şeridi'nde yaşadığı acıların boyutun ortaya koyuyor.

Ölülerin istirahatgahı olan mezarlıklar Gazze'de hem yerinden edilenlerin sığınma mekanları hem de çocukların oyun alanları arasında bulunuyor.

İşgalci İsrail ordusunun 10 aydır saldırılarını sürdürerek sivil yerleşim yerlerini, altyapıyı ve sağlık sistemini hedef aldığı, açlığa ve hastalıkların yayılmasına neden olduğu Gazze Şeridi'nde yerinden edilen Filistinlilerin mezarlıklarda yaşamaya başlaması, Gazze halkının yaşadığı trajediyi yansıtıyor.

Sivil binaları hedef alan ve yerleşim yerlerinin boşaltılmasını isteyen İşgalci İsrail ordusunun saldırıları nedeniyle 2,3 milyon nüfuslu Gazze Şeridi'nde yaklaşık 2 milyon kişi yerinden edildi.

Yaşadıkları yerleri ve evlerini terk etmek zorunda kalan Filistinliler, yakınlarının, tanıdıklarının evlerine, okullara sığınmak zorunda kalırken, bazıları sokaklarda çadırlar kuruyor bazıları da stadyumlar, hapishaneler ve mezarlar gibi su, yiyecek ve temel yaşam gereksinimlerinin bulunmadığı yerlerde hayata tutunmaya çalışıyor.

"Yerimizden edilerek, evimizden mezarlığa geldik"

Filistinli kız çocuğu Nefise Kevari, yaptığı açıklamada yaşadıkları sıkıntıları anlatarak,"(İşgalci İsrail ordusunun) kara saldırıları nedeniyle yerimizden edilerek, evimizden mezarlığa geldik. Hastanelere, mezarlıklara, birçok yere geçtik, her gün uçak sesleri, yakınlarını kaybedenlerin ağlamaları ve çığlıklarını duyuyoruz. Cenazeleri görüyor ve büyük korku yaşıyoruz." ifadesini kullandı.

Mezarlar arasında oynamaktan korku ve endişe duyduğunu vurgulayan Kevari, bu "acı gerçekle yaşamaya çalıştığını" dile getirdi.

"Biz, mezarlıklarda, ölülerin yanında yaşayan, nefes alıp veren ölüleriz"

Mezarlıkta yaşamak zorunda kalan Ahmed Kevari de "Biz, mezarlıklarda, ölülerin yanında yaşayan, nefes alıp veren ölüleriz." dedi.

İşgalci İsrail ordusunun saldırısında hayatını kaybeden iki kuzeninin defnedildiği mezarlıkta çadır kurarak yaşamak zorunda kaldığını ifade eden Kevari, hayatta kalmak için Cevret el-Lut bölgesinde Filistinlileri hedef alan İşgalci İsrail’in saldırısında ölen kuzenlerinin yanında uyumak zorunda kaldığını söyledi.

Kevari, " İşgalci İsrail ordusunun, Han Yunus'un doğu bölgelerinin tehlikeli savaş bölgesi bahanesiyle boşaltılmasını istemesinin ardından yerimizden edildik ve barınacak bir yer aramak zorunda kaldık." diye konuştu.

Han Yunus'un batısındaki sahil kesiminde ve Mevasi bölgesinde kalacak yer bulamadığını belirten Kevari, "Her yer oldukça doluydu ve çadır kuracak bir yer yoktu." ifadesini kullandı.

Kevari, mezarlıkta yaşamak zorunda kaldığına işaret ederek "Kendimizi ölülerle birlikte gömdük ama hala hayattayız. Artık hiçbir duygumuz ve hissiyatımız yok, psikolojik durumumuz son derece zor, savaş bizi yorgun düşürdü." şeklinde konuştu.

Zor şartlarda hayat mücadelesi veren Filistinli, "Kendinizi bir mezarlığın içinde ve bir mezarın yanında uyurken hayal edebiliyor musunuz? Savaştan önce mezarlığın yanına varır varmaz çabucak geçmek için hızlıca yürürdük." şeklinde serzenişte bulundu.

"Mezarlığa geldik ve burası da güvenli değil. Ne ölüler kurtulabildi ne diriler"

Filistinli Rehab Kevari de "Bu savaş en zoru oldu, İşgalci İsrail ordusu bize güvenli bölgelere gidin diyor sonra oradaki sivilleri bombalıyor. O zaman İsrail ordusunun iddia ettiği güvenli bölgeler ve güvenlik nerede?" diye sordu.

Filistinli kadın, "Mezarlığa geldik ve burası da güvenli değil. İşgalci İsrail ordusu buraları da işgal ve yerle bir etti, harabeye çevirdi. Ne ölüler kurtulabildi ne diriler." diye konuştu.

"Burada hepimiz ölüyüz, bizimle ölüler arasında fark yok"

Fethi Muharib de Ebu Cezer Mezarlığı'ndaki duruma ilişkin, "Yerinden edilen Filistinliler, barınacak yerleri ve hiçbir alternatifleri olmadan mezarlıklara geliyor. Kendilerini ve ailelerini korumak için mezarların üstünde ve içinde oturmak zorunda kalıyor. Burada hepimiz ölüyüz, bizimle ölüler arasında fark yok." ifadelerini kullandı.

Yerinden edilen Filistinlilerin yakınlarının gömülmesi için defin işlemlerinin maliyetini karşılayamadığını söyleyen Muharib, mezarlıklarda insanlara defin işlemleri konusunda yardım sağladıklarını anlattı.

"Yaşıyoruz ama aslında ölüyüz"

Yerinden edilen Menar Kevari de "Yaşıyoruz ama aslında ölüyüz. Biz bu dünyadan hiçbir şey istemiyoruz. Sadece evlerimizde kalıp güven içinde yaşamak istiyoruz. Suyun ve yiyeceğin olmadığı, insan yaşamına uygun olmayan, daha çok hayvanların yaşamasına uygun barakalarda yaşıyoruz." şeklinde konuştu.

İşgalci İsrail’in saldırılarından önce bile temiz suya erişimde sıkıntıların yaşandığı Gazze Şeridi'nde yerinden edilen Filistinliler, birkaç litre temiz su elde edebilmek için büyük sıkıntılar çekiyor ve su bulamama korkusuyla su kullanımını azaltmaya yöneliyor.

Yiyecek sıkıntısının da yaşandığı Gazze'de, İşgalci İsrail ordusunun insani yardım girişini engellemesi sebebiyle bölge halkı gıda sıkıntısıyla da mücadele ediyor.