Kahredici suskunluk sürerken Gazze yanıyor / İbrahim Kızar

Gazze bombalanırken ben yazmaya devam edeceğim. Görünüşte bizden olanlar, aslında ümmetin derdiyle dertlenmeyen hınzır karakterli idareciler. Siyonistlerin destekçileriyle birlikte bu zulmün suç ortağıdırlar.

Kahredici suskunluk sürerken Gazze yanıyor / İbrahim Kızar

Katliam sürdükçe, Filistin’de ve Gazze’de Müslümanlar abluka altında açlık çekmeye, öldürülmenin en vahşi şekilleriyle katledilmeye devam ederken, ben de Gazze’yi ve Filistin’i yazmaya devam edeceğim. Onların derdi, benim derdimdir. Onların acısıyla dertlenmeye devam edeceğim.

On sekiz aydır aralıksız şekilde Gazze, vahşi Siyonistler ve onların Batılı ve Batılı olmayan destekçileri tarafından bombalanmaya devam ediyor. Herkes bunu görüyor ve biliyor.

Ne yazık ki bu saldırılar ve abluka, sadece Siyonistlerin ve onların destekçilerinin yardımıyla değil, sözde Müslüman olan bazı ülkelerin dolaylı ya da doğrudan yardımlarıyla gerçekleşiyor. Halkı Müslüman olan bu ülkelerdeki reisler, başkanlar, emirler ve krallar, görünüşte ve isimde bize benzeseler de ABD, Batı devletleri ve hatta Siyonizmin necis sütüyle beslendikleri için onların menfaatleri doğrultusunda hareket etmektedirler.

Açık ve net bir şekilde ifade etmek gerekirse: Görünüşleri aslana benzese de fikir ve eylem olarak pis birer hınzıra benzemektedirler.

Bu sebeple, on sekiz aydır, ağızlarından yalnızca göstermelik, hiçbir işe yaramadığını bizim de, sizin de, onların da çok iyi bildiği kınama mesajlarından başka bir şey çıkmamaktadır. Siyonistler, bu kişilerin ne olduğunu bildikleri için bugün pervasızca, kimseden çekinmeden, hiçbir sınır ve ölçü tanımadan Filistin’de ve Gazze’de katliamlarını sürdürüyor. Aynı zamanda Suriye, Yemen ve Lübnan’ı bombalıyor, İran’ı tehdit etmeye devam ediyor.

Eğer bu reisler, başkanlar, krallar ve emirler ABD, Batı ve Siyonizmin zehriyle beslenmemiş olsalardı, bugün Filistin ve Gazze bu halde olmazdı. Savaşacak güçleri olmasa bile, ellerindeki imkânlarla bu katliamları ve ablukayı engelleyecek yollar ararlardı. En azından Siyonistlerle ticareti keser, petrol akışını durdurur, hava sahalarını İsrail uçuşlarına kapatır, hatta Siyonist terör çetesini “devlet” olarak tanıma hatasından dönebilirlerdi.

Ama yapmıyorlar. Çünkü Siyonist çeteye zarar verecek hiçbir adım atmıyor, hatta Filistin’deki direniş hareketlerinin yok olmasını dört gözle bekliyorlar. Bazı yöneticiler ise ülke içindeki muhalefetle ‘kayıkçı kavgaları’na tutuşarak, sanki Gazze’de katliam yokmuş gibi, Gazze’yi ülke gündeminden düşürüyorlar.

Kısacası, en büyük sıkıntımız: Bizden görünen ama aslında bizden olmayan, isimleri ve şekilleri bize benzeyen ama karakterleri pis birer hınzır olan kişilerin başımızda yönetici olarak bulunmasıdır. Bu yüzden bizim sevinçlerimize sevinmez, acılarımıza üzülmez, dertlerimize ortak olmazlar. Beslendikleri zehirli sütün sahiplerinin menfaatlerine zarar verecek hiçbir iş yapmazlar.

Ve bu nedenle ümmetin kahredici sessizliği sürerken, Gazze’de kulakları sağır eden, bedenleri paramparça eden bombalar düşmeye devam ediyor.

Allah’ım!
Siyonist Yahudiler ve onları destekleyen, onlarla iş tutan, doğrudan veya dolaylı şekilde onlara yardım eden kimseler… Sıfatları ne olursa olsun, artık onlara mühlet verme. Onları Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin akıbetine uğrat!

İntikam sahibi olan Allah’a emanet olun.