Kerbela'yı normalleştirme operasyonu / Selahaddin Nasranlı

Biz burada herkesin üzerinde değindiği konu olan Kerbela ve Hz Hüseyin’in önemine değil de, pek görülmeyen büyük bir tehlikeye değinmek istiyoruz. Yani İslam ümmeti içinde gizli yada aşikar yapılan ve yapılmakta olan; “Kerbela’yı Normalleştirme Operasyonu”na değinmek istiyoruz.

Kerbela'yı normalleştirme operasyonu / Selahaddin Nasranlı

W. Shakespeare, Dünyaca ünlü eseri Macbeth’te şu dialogu yazmış:

“Macduff: Kiminle ilgili söyleyeceklerin?

Hepimiz için mi kara haberin, yoksa bir tek yürek için mi?

Ross: Yüreği olan her insan için; ama en büyük pay sizin.”

Kerbela olayı, yüreği olan tüm insanlık için ama özelde biz Müslümanlar için.

Kerbela Hadisesi, “İslâm’ın Tecessümü” yani İslâm’ın somutlaşmış hali. Bir olaydır ki; liderlik yani imamet var, İslâmiyet var, aşk var, şehadet, hak ve adalet talebi var. Kadın var, çocuk var, Mevâli var. Varlık renkleri bir arada toplanmış.

Öyle bir olay ki toplumsal eğitim, bireysel eğitim ve tarih bilinci için paha biçilmez değerde.

Her farklı din için “keşke bizim dinimizde de böyle yüce bir olay olsaydı” denilecek türden şerefli imrenilecek bir tablo.

Fakat biz burada herkesin üzerinde değindiği konu olan Kerbela ve Hz Hüseyin’in önemine değil de, pek görülmeyen büyük bir tehlikeye değinmek istiyoruz. Yani İslam ümmeti içinde gizli yada aşikar yapılan ve yapılmakta olan; “Kerbela’yı Normalleştirme Operasyonu”na değinmek istiyoruz.

Çünkü bazı şeyleri normalleştirmenin/basitleştirmenin, büyük kötülüklere neden olduğuna inanıyoruz.

Okuyanların  malumudur, bu ümmetin ve alimlerin bir kısmı (adları ve ekolleri bizde kalsın) Kerbela Olayı’nın aşırı büyütüldüğünü söylemektedir (bu algı, 1300 yıllık bir fikirdir aynı zamanda). Bunlara göre;

-“Neticede Hz. Hüseyin büyük bir insan ve şehittir ama O, bir İslam Halifesine (Yezid’e),-başaramayacağını bile bile- başkaldırmıştır. İslam devletine baş kaldırmıştır. Üstelik Yezid, İslam şeriatının bir yasası olan baği suçu ile dedesinin şeriatı ile onu öldürtmüştür.”

-“Halife Yezid’in tövbe etmediği ne belli! Hemen acele halifeye isyan etmeye ne gerek!”

-“Birileri bu olayı mezhepleri için, hükümetlere isyan için, huzuru bozmak ve anarşi için istismar etmektedir.”

-“Hz Hüseyin’in öldürülmesi ondan üstün olan Nebiler’in öldürülmesinden üstün değildir. Aynı şekilde Müseylime ile savaşanlardan ve şehit olanlardan, Bedir’dekilerden, Bir-u Maune’den. Hz. Osman ve Ali’nin şehit oluşlarından da üstün değildir.”
.....ila ahir.

Bu eleştiriler şekli açıdan belki haklı gibi görünebilir. Zaten kimse “Hz Hüseyin peygamberdir, Bedir’dekilerden de üstündür. Onun için Kerbela daha muazzezdir” demiyor.

Ama bu operasyonu (bileyerek-bilmeyerek) ümmet içinde yapanların yanıldıklarını şu noktalarda belirtmek gerekir:

-Evvela bu olayın, sembolik değeri, anlam yükü çok daha yoğundur. Nitekim malzemeye baktığımızda; Hz. Hüseyin ve onunla gerçekleşen olaylar zinciri, diğer olaylarla karşılaştırılmayacak kadar derin, çok yönlü ve etkilidir. Nitekim Kerbela bir okul kadar birey yada ümmete, kadın ve erkeğe, mazlum yada zalime ders verebiliyor. Çok ama çok yönlü ve önemli. Zeyneb, Ömer b. Sad, Şimr, Yezid... ve daha nice figürü var. İbretler manzumesi. Hatta ibretler denizi ki hala da üzerine kitaplar yazılmakta, şiirler ve mersiyeler söylenmekte, filmler çekilmekte ve gözyaşı dökülmektedir.

-Ahiret açısından da etkili. Hüseyin’i biz ahiret ve cennet sultanı diye biliyoruz. Onu gerçekten de hak edecek kadar yüceltmek gerektiğine kaniyiz. Onu ve kıyamını yücelterek, izzetli bir yaşam sunulmalı herkese. Hatta gayri müslümlere dahi. Çünkü onlar bu olayı okuduklarında hayran kalıyorlar. Yani Kerbela olayı, bize dünyada aziz yaşamayı yoğunca vaaz ediyor.

-Yine Kerbela olayı, neticeler açısından çok önemli. Hatırlayın, bu olay bir imparatorluğun (Emevi) yıkılışının baş sebeplerindendir. Olay, devletin kendi halkını kaybettiğinin de açık nedeni. Hatta olay, ümmetin kaderi hakkında açıkça etkili.

-Kurumlar, kültürler, ekoller, mezhepler ve fırkalar açısından daha önemli. Net bir saflaşma var.

-Dinler tarihi açısından da önemli ki kitaplar kadar farklılık bu olaya kadar uzanmaktadır.

-Zalim hükümetlere isyan geleneği tam olarak bu olayla yerleşiyor...

-Sınıf farklılaşması ile de mazlum-zalim, iktidar-muhalefet, saltanatçılar ile adaletçi halkçılar, Müslüman Karunlar ve dalkavuk Belamlar karşısında gerçekleşmiştir.

-Ümmetin tüzel şahsiyeti açısından çok önemli. Kuvvetle muhtemeldir ki İmam Hüseyin ve Ehli Beyt, zalimlere isyan etmeseydi, bu çığırı açmasalardı, kolay kolay kimse zalim sistemlere  ve krallara isyan etmeyecekti. Zalimlere isyan eden bir ümmet olmayacaktık belki de. Nitekim bu olay ile bu gelenek ve olaylar zinciri (Harre Vakası, Kabe Kuşatması, İmam Zeyd Kıyamı...) başladı.

-Kerbela’ya bakarak biz, Allah ve Peygamberi için değerli olanı, değerlendiriyoruz.

-Son olarak Kerbela olayını yazan birçok tarihçi; “Kısacası tüm yaşananlar, her şeyden önce Haşimoğluları ile Ümeyyeoğullarının eskiden beri sürdürdükleri rekabetin bir sonucuydu” diyerek İslam akidesini düşük dozda tutmakta, bizzat hak İslâmî davayı ötelemektedirler. Evet bir eski husumet vardır ama bu husumet değişmiş, hak ve batıl olarak tamamen meşru bir zemine oturmuştur.  

Yukarıda eleştiride değinilen diğer olaylar (Bedir şehitleri, Yahya Peygamberin Şehadeti, Hz Osman’ın katli...vb) değerli ve büyük olmakla beraber, Kerbela kadar etkili değildirler.

Öyleyse bazı kişi yada ekollerin sandığı gibi bir olay değildir, Kerbela.

Bu operasyona girenler, ahiretleri için iyi olmayacak, dünyaları için de izzetli olmayacak bir yol bellemiş olmaktadırlar.

Ama görünen o ki operasyoncular; bu olayla propaganda ve eğitim avantajının Hüseyinseverlere geçmesini, özelliklede zalim sistem ve krallarının yıkılmasını istememektedirler. Kerbela’yı normallleştirmek için çalışmaları, onların bu kirli arzularını ve mezhebi artniyetlerini göstermektedir.

Tüm artniyetlilerin hilafına Kerbela ve İmam Hüseyin; Şii’si, Sünni’si ve her bireyi ile tüm ümmetin ortak değeridir. Onun anlamını ve mesajını kötücül duygularımızla boğmaya çalışmak, hayırsız hesaplar yapmak, insanlığımıza da müslümanlığımıza da yaraşmaz.

Hasılı kelam, bunca gerçeğe ve değere rağmen Kerbela Kıyamı’na yapılacak en büyük kötülük; onu normalmiş gibi sunmaktır.

Selahaddin Nasranlı / Habernas