Hangi şerde hangi hayır gizlidir bilinmez / Mücahid Haksever

Musa (as) ve Salih Adamın kıssasında olduğu gibi. Allah bazı hayırları bazı şerlerin içinde gizlemiştir. Geminin kurtulmasını, onun delinmesinde, salih anne babanın ferahlık ve mutluluğunu, evlatlarının ölümünde gizlemişti. Cenabı Allah’ın bizim için hangi hayrı, hangi şerde gizlediğini bilemeyiz.

Hangi şerde hangi hayır gizlidir bilinmez / Mücahid Haksever

28 şubatın en karanlık günleriydi. Bin yıl sürdürmeyi planlıyorlardı. Firavunun hamile kadınların karınlarındaki bebeklere varıncaya kadar katletmesi gibi, bu kudurmuş zihniyet de katliamlar yapıyordu. Firavunun maddi katliamına karşın, bunlar manevi katliam yapıyordu. Maneviyat adına ne varsa kesiyorlardı. Ellerindeki devlet gücü kılıcıyla her şeyi kesiyorlardı. Hani firavun Haman’a demişti ki:  فَاَوْقِدْ ل۪ي يَا هَامَانُ عَلَى الطّ۪ينِ فَاجْعَلْ ل۪ي صَرْحاً لَعَلّ۪ٓي اَطَّلِعُ اِلٰٓى اِلٰهِ مُوسٰىۙ
“Ey “Hâmân! Benim için bir ateş yakıp tuğla pişir de bana bir kule yap! Belki Mûsâ'nın ilahına çıkar bakarım(!)” diye.
Bu firavuna Fatiha okutan modern firavunlar da, ellerindeki devlet kılıcıyla, insanlarla Rabbleri arasındaki tüm bağları kesmeye çalışıyorlardı.

Firavun bir kule yaptırmıştı doğrudur. Okunu da fırlattı doğrudur. Ama sonuç… O, ok atıp öldürmeye çalıştığı Musa’nın Rabbi yeryüzü var oldukça, tüm devrin firavunlarına ibretlik olacak bir sonla, onu Cehenneme gönderdi. Bizim modern firavunlar da, üniversitelerde, liselerde, ortaokullarda, ilkokullarda, devlet dairelerinde, camilerde, rastgele kılıçlarını sallıyor, önlerine gelen her şeyi kesiyorlardı. Onlar bunu yaparken savaş açtıkları Allah da bir hesap yapıyordu. Musa’yı öldürmek için onca katliamı yapan firavuna, Allah onun eliyle onun saltanatını yerle yeksan edecek Musa’yı kendi eliyle büyüttürdü. Modern firavunlara da bunu yaptırdı. Modern firavunları Musa’ları, öldürmek için farklı bir yöntem seçtiler. Binlercesini zindanlara tıkıp, bir ömür boyu orada çürüttükten sonra öldürmeyi planlıyorlardı. Zindan dışında, erkek çocuk bırakmamışlardı bu firavunlar. Onlara göre plan başarıya ulaşmıştı. Devrin Musa’larının büyümemesi için, her şeyi, herkesi kesmişlerdi. Ama Cenabı Allah Musa’nın doğumunu murad etmişti. Hem de bunu, onları rezil edecek bir şekilde, onların elleriyle büyüterek.

Normalde medrese eğitimi on yıla yakın sürer. Bu eğitimi alabilmek de fedakarlık ve sabır isteyen bir iş. Çünkü uzun yıllar okuyorsun, hiçbir gelirin olmadan. Akranların okul okuyup bir iş sahibi, ev bark sahibi olurken, sen medreseyi bitirip işsiz kalıyorsun. Ya imamı olmayan bir köyde zekat imamlığı yapacaksın, ya da bir inşaatta amelelik yapacaksın. Nitekim bana ders veren seydalarımdan bir seydamın, bir inşaatta 300 tl karşılığında gece bekçiliği yaptığı günleri hatırladıkça içim yanıyor. Öyle bir seydaki, Arapça gramer kitabı yazacak kadar alim. İşte cenabı Allah, Kur'an eğitimini tamamen yasaklandığı bu dönemde, devrin firavunlarının eliyle Musalar yetiştirdi. Binlerce insanın tutuklu tutulduğu zindanlar, ilim yuvasına dönüştü. Binlerce insanı, bu devirde işini bıraktırıp, ilim tahsil ettirmek, imkansız gibi bir şey. Çünkü bu insanların çoğu resmi statüdeki memurlardı. Doktor, öğretmen, avukat, memur vs. hadi bir ihtimal bunu başardınız. Bu kadar insan işlerini bıraktılar. Peki bu kadar insanı hangi mekana sığdıracaksınız. Hadi bunu da başardınız diyelim. Bu kadar insanı nasıl besleyeceksiniz. Masraflarının nasıl karşılayacaksınız. Allah u Teâlâ öyle bir şey yaptı ki, bu saydıklarımızın hepsini o zalimlerin elleriyle yaptırdı. Dahası, içeride okuyan ilim talebeleri rahatsız olmasın diye, zindanların etraflarını nöbet tutan askerlerle çevirtti. Değerli vakitleri kaybolması diye, gardiyanlar onların yemeklerini pişirip getiriyordu.

Bununla da bitmedi. Bu tedrisatı almış, bu ihlas ve takva timsali bu alimleri, dünyaya saldı. Şu anda o alimler gittikleri her yerde bu davanın tohumlarını ektiler. Elhamdülillah bugün ecnebi memleketler, ilim havzaları haline gelmiş. Kur'anlar, zikirler, tekbir ve tehlillerin sesleri, ecnebi memleketlerin semalarında yankılanıyor.

Musa (as) ve Salih Adamın kıssasında olduğu gibi. Allah bazı hayırları bazı şerlerin içinde gizlemiştir. Geminin kurtulmasını, onun delinmesinde, salih anne babanın ferahlık ve mutluluğunu, evlatlarının ölümünde gizlemişti. Cenabı Allah’ın bizim için hangi hayrı, hangi şerde gizlediğini bilemeyiz.

Bir dahaki yazımızda buluşuncaya dek Allah’a emanet olun. Dualarınızı bekliyorum.

Mücahid Haksever / Habernas