Biri hayata biri ölüme çağıran iki baba ve hayatımız / Mücahid Haksever

Yaşadığımız bu zorlu süreçte insanlar, ölümün soğuk nefesini enselerinde hissetmektedirler. Herkes hayatta kalabilmek için tedbirler alıyor. Onlara da şunu söylüyoruz. Sonu ölümle de bitse Allah rızası doğrultusunda sürdürülen bir hayat gerçek hayattır. Sonu hayat da olsa Allah için olmayan hayat, ölümdür.

Biri hayata biri ölüme çağıran iki baba ve hayatımız / Mücahid Haksever

İbrahim (as) oğlu İsmail’e: “Oğlum” dedi. “Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun.”(1) diye sorunca, İsmail (as) cevaben:"Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah, beni sabredenlerden bulacaksın"(2) dedi. İsmail (as)’ın babasına bu cevabı, teslimiyetin son noktasıdır. Bu aynı zamanda Salih bir evlat olmanın da zirvesidir. Beri tarafta yine bir peygamber Nuh (as)… O da oğlunu davet ediyordu. İbrahim (as)’ın aksine O, oğlunu ölüme değil hayata davet ediyordu. “Nûh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna nida etti: “Yavrucuğum, gel, bizimle beraber bin!” (3) İsmail (as)’a karşın Kenan, babasının hayat çağrısına isyanla karşılık veriyordu.

Babasına itaat eden İsmail kurtuldu, isyan eden Kenan helak oldu. Hangi baba oğlunun hayrını istemez. Babalar öldükten sonra evlatlarının onların soyunu devam ettireceklerini ümid ederek, öleceklerini bilmelerine rağmen onlardan sonra onların soyunu sürdürecek evlatlar bıraktıkları için sevinirler. Bir baba oğlunu ölüme de davet etse, bu oğluna olan düşmanlığından değildir. Toprağın altına atılmak tohumun ölümüdür. Görünüşte toprağın altına atılan tohum, çürüyüp ölüyor. Ama gerçekte bitkinin doğumu için tohumun ölümü lazımdır. İbrahim (as) biliyordu ki, oğlu Allaha itaat yolunda ölürse, bu onun için ölüm değil hayattır. Nitekim cenabı Allah şehitler için; “Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz” (4) demekle, ölüm ve hayat kavramlarının Allah katında insanlarınkinin aksine farklı anlamlarının olduğunu bize gösteriyor. Bizim ölü dediklerimiz, Allah katında diri, diri dediklerimiz Allah katında ölü olabilir. Nuh (as)’ın oğlu Kenan, gemiye binmeyip, hayat çağrısına kulaklarını tıkamakla sağ kalacağını sandı. Oysaki bu, hayat değil ölümün ta kendisiydi. İsmail ise, ölüm çağrısına olumlu cevap vererek, iki cihanda da kurban olmaktan kurtuldu. Hem dünya hayatını hem ahiret hayatını kazandı.

Hayat Allah’ın hayat dediğidir. Ölüm Allah’ın ölüm dediğidir. Sonu ölümle de bitse Allah rızası doğrultusunda sürdürülen bir hayat gerçek hayattır. Sonu hayat da olsa Allah için olmayan hayat, ölümdür.

Yaşadığımız bu zorlu süreçte insanlar, ölümün soğuk nefesini enselerinde hissetmektedirler. Herkes hayatta kalabilmek için tedbirler alıyor. Onlara da şunu söylüyoruz. Eğer Allah’a kulsanız, ölseniz de hayattasınız yaşıyorsunuz. Eğer Allah’a kul değilseniz yaşıyorsanız da ölüsünüz.

Bir dahaki yazımızda buluşuncaya dek, Allah’a emanet olun. Dualarınızı bekliyorum.

1-Saffat 102
2-Saffat 102
3-Hud 42
4-Bakara 154

Mücahid Haksever / Habernas