Talut'un Ordusu ve Amelikalılar ('L' ile 'R' siz)

Musa (as)’dan sonra İsrail Oğullarına musallat olan AmeLikalılar (“L” ile “R”siz) terör estiriyordu. Bu kavmin başında Calut adında bir zalim vardı. Bu haydut devletin hiçbir kırmızıçizgisi yoktu. AmeLikalılar, ekinleri, nesilleri helak ediyor, bununla kalmıyor, insanların değer verdikleri neleri varsa onlara da savaş açıyorlardı.

Talut'un Ordusu ve Amelikalılar ('L' ile 'R' siz)

Musa (as)’dan sonra İsrail Oğullarına musallat olan AmeLikalılar (“L” ile “R”siz) terör estiriyordu. Bu kavmin başında Calut adında bir zalim vardı. Calut’un şekliyle ilgili, iri yapılı ve uzun boylu olduğu dışında, elimizde kapsamlı bir bilgi yoktur. Örneğin yüzü Turp (P’den önce M yok) kırmızısı mıydı? Ya da saçları İsrail Oğullarının inek kıssasında geçtiği gibi sarı renkli miydi? Bilemiyoruz. Bir bilgi olmadığı için biz O’nu Turp kırmızı yüzlü,  İsrail Oğullarının ineği gibi sarı saçlı kabul edebiliriz. O’nun ve O’nun devleti hakkında bilinen gerçek ise, dünyanın jandarmalığına soyunmalarıydı. AmeLikalılar, her tarafta terör estiriyorlardı. Onların zulümlerinden etkilenmeyen kimse yok gibiydi. Yani tabiri caizse, bu AmeLikalılar’ın olduğu hiçbir bölge güvenli bölge değildi. Güvenli bölge, AmeLikalılar’ın olmadığı bölgeydi.  Bu AmeLikalılar nereye gitse orada kan ve gözyaşı oluyordu. Bu haydut devletin hiçbir kırmızıçizgisi yoktu. AmeLikalılar, ekinleri, nesilleri helak ediyor, bununla kalmıyor, insanların değer verdikleri neleri varsa onlara da savaş açıyorlardı. Örneğin İsrail Oğullarıyla savaşıp onların yurtlarını işgal edip, çoluk çocuk demeden katliam yaptıkları gibi, dini olarak değer verdikleri kutsal tabutu da gasp etmişlerdi.

Kutsal tabut da ne? Diye bir soru akla gelebilir. Bu, Musa (as)’dan kalan kutsal emanetlerin olduğu bir sandıktı. Bu tabut İsrail Oğullarının yanında çok büyük bir değere sahipti. Günümüz dünyasında bir örnek verecek olursak, AmeRikalılar’ın Kabemizi elimizden almaları ya da, Kabe’yi bazı soysuz, satılmış, münafık insanların yönetimine devretmeleri gibi bir şey. Anladınız değil mi? Meselenin vahametini.   
    
AmeLikalılar kendilerinden çok emindiler. Onlara göre, yeryüzünde onları karşı çıkabilecek bir güç yoktu. Nedeni ise; silah güçleri, asker sayıları özellikle de, inek sarısı saçları olan, Turp (P’den önce M yok) kırmızısı yüze sahip komutanları. Onun için serbestçe at koşturuyorlarmış meydanlarda. Onların başındaki Turp kırmızı yüzlü, öküz pardon inek sarısı saçlı adamın karşısında kimse duramıyormuş. İsrail Oğulları da bu zalim, ceberut adamın karşısında çaresiz kalmışlardı. Yani anlayacağınız, onları bu zalimden ve O’nun devletinden koruyacak tüm sebepler sukut etmiş. Ayette;

وَاِذَا مَسَّ الْاِنْسَانَ ضُرٌّ دَعَا رَبَّهُ مُن۪يباً اِلَيْهِ “İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O'na yalvarır.” (1) dendiği gibi, bunlarda bu sıkıntılı anlarında, onların içlerinde bulunan Peygamberleri Samuel (as)’dan Allah’a kendilerine bir kral göndermeleri için dua etmelerini istemişler. اَلَمْ تَرَ اِلَى الْمَلَأِ مِنْ بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ مِنْ بَعْدِ مُوسٰىۢ اِذْ قَالُوا لِنَبِيٍّ لَهُمُ ابْعَثْ لَنَا مَلِكاً نُقَاتِلْ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِۜ “Mûsâ'dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerini görmedin mi (ne yaptılar)? Hani, peygamberlerinden birine, "Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda savaşalım" demişlerdi.” (2)  Allah onlara Talut’u göndermiş. Talut, Calut karşısında AmeLikalılar’a karşı savaşmaları için bir ordu hazırlamış. Rivayetlerde bu ordunu sayısını 70-80 bin civarında olduğu söyleniyor. Talut ordusuyla beraber yola çıkıyor. فَلَمَّا فَصَلَ طَالُوتُ بِالْجُنُودِ  (3)“Tâlût ordu ile hareket edince,”  askerlerine şöyle bir şart koşuyor, Allah’ın zafer bahşetmesi için. قَالَ اِنَّ اللّٰهَ مُبْتَل۪يكُمْ بِنَهَرٍۚ  "Şüphesiz Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir.” Bu ırmaktan ne kadar susanız da اِلَّا مَنِ اغْتَرَفَ غُرْفَةً بِيَدِه۪ۚ  “Ancak eliyle bir avuç alan başka” başka içmeyeceksiniz. Nihayet su ile karşılaştıklarında فَشَرِبُوا مِنْهُ اِلَّا قَل۪يلاً مِنْهُمْۜ  “İçlerinden pek azı hariç, hepsi ırmaktan içtiler” Bunların sayısının birkaç bin olduğu rivayet edilir. Koca ordudan bu kadar az sayıda insan kalıyor. Sudan izin verilenin dışında içmemelerine rağmen bunların da çoğu korkuyordu. Diyorlardı ki; قَالُوا لَا طَاقَةَ لَنَا الْيَوْمَ بِجَالُوتَ وَجُنُودِه۪ۜ "Bugün bizim Câlût'a ve askerlerine karşı koyacak gücümüz yok."
    
İşte tam da bu anda, Allah’a ve O’nun her şeye gücü yettiğine inanan, AmeLikalılar’ı ister “L”, ister “R” ile. İsterse de alfabenin geri kalan tüm harfleriyle Allah’ın yardımıyla yenebileceklerine iman eden bir grup Allah’ın taraftarı, muvahhid, mücahid Müslüman ortaya çıktı. Ve o korkaklara şunu haykırdılar.كَمْ مِنْ فِئَةٍ قَل۪يلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَث۪يرَةً بِاِذْنِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ مَعَ الصَّابِر۪ينَ  "Allah'ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah sabredenlerle beraberdir" Derken Allah bu zalim kavmin başındaki, Turp kırmızısı yüze, inek sarısı saça sahip olan, öküz büyüklüğündeki zalim Calut’u henüz çocuk yaştaki, Davut (as)’ın sapanın taşıyla cehenneme gönderdi. وَقَتَلَ دَاوُ۫دُ جَالُوتَ “Davud, Câlût'u öldürdü.” Allah (cc) yenilmez denilen AmeLikalılar’ı darmadağan etti. فَهَزَمُوهُمْ بِاِذْنِ اللّٰهِۙ   “Derken, Allah'ın izniyle onları bozguna uğrattılar.”
    
Kıssada can alıcı iki noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Birincisi; AmeLikalılar’ı gibi yenilmez denen bir devletin mağlup olması. İkincisi de, Rablerine güvenip dayanan sayıları az da olsa, ihlaslı, Allah’ın emirlerine muti’ muvahhid mücahid müminlere Allah’ın zafer bahşetmesi. Bu az sayıdaki, zahiren zayıf müminler, sayılarının azlığına, düşmanlarının çokluğuna, takılıp kalmadılar. Çünkü zaferler sayı çokluğuyla değil, Allah’ın yardımıyladır. İsterse karşıdaki düşman, AmeLikalılar gibi yenilmesi mümkün gözükmeyen bir düşman olsun.

Dualarınızda bizleri de unutmamanız dileğiyle, Allah’a emanet olun.

1-Zümer 8
2-Bakara 246
3-Bakara 249

Mücahid Haksever / Habernas