Şehvet tandırının ateşini söndürmede, Kur'an'ın tavsiyesi-2

Şehvet tandırının ateşini söndürmede bir diğer Kur’ani tavsiye de hayalı olmaktır. Haya, insanın sahip olduğu en değerli ve faziletli sıfatlardan bir tanesidir. Nitekim Peygamber efendimiz (sav) haya için: “Her dinin ahlak esasları vardır, İslam’ın ahlak esası hayâdır” buyurmuştur.

Şehvet tandırının ateşini söndürmede, Kur'an'ın tavsiyesi-2

Şehvet tandırının ateşini söndürmede bir diğer Kur’ani tavsiye de hayalı olmaktır. Haya, insanın sahip olduğu en değerli ve faziletli sıfatlardan bir tanesidir. Nitekim Peygamber efendimiz (sav) haya için: إِنَّ لِكُلِّ دِينٍ خُلُقًا، وَخُلُقُ الْإِسْلَامِ الْحَيَاءُ

 “Her dinin ahlak esasları vardır, İslam’ın ahlak esası hayâdır”  buyurmuştur. Daha çocuk yaştayken, Peygamber (as)’in rahleyi tedrisatından geçmiş olan, evliyaların serveri İmam Ali (ra) da hayanın önemi hakkında şunları söylemiştir. “İyiliklerin hepsi hayâya ulaşır. Hayâsız insan kötülüklerin, hayâlı insan iyiliklerin kaynağıdır”

İslam alimleri hayayı kısaca insanın kötü işleri sevmemesi olarak tanımlamışlardır. İslam alimleri bu sevmeme olayının şer’en olduğu gibi, aklen ve örfen de olması gerektiğini söylemişlerdir. Örneğin bir insanın, dışarıda ulu orta bir yerde hanımıyla el ele tutuşmasının şeran bir sakıncası yoktur. Ama bizim örfümüzde doğru bir davranış değildir. Allah haya sıfatını insanlara has olarak yaratmıştır. Hayvanlarda bu sıfat yoktur. İmam gazali (rahmetullahi aleyh) hayayı şu şekilde tanımlamıştır: “Bil ki hayâ ilahi dergahta Allah’a yakın olanların ilk adımıdır. Aynı şekilde tövbe, muttakilerin ve seyr-i süluk talep edenlerin ilk adımıdır”

Şehvet tandırının ateşini söndürmede hayalı olma adına Kur’an’ın bize verdiği misal, Hz. Musa’nın misalidir. Kasas suresinde Musa (as)’ın yanlışlıkla öldürdüğü genç yüzünden, Firavundan kaçış hikayesi anlatılır. İslami kaynaklarda, öldürülme korkusuyla, nereye gideceğini bilmeyen Musa (as)’a bir melek yol göstermiş ve O’nu Medyen’e götürmüştür. (1) Musa (as) 8 gün aralıksız yol yürüdükten sonra Medyen’e varmıştır. Medyen’de bir duvarın yanında bitkin ve bitap düşmüş bir şekilde istiriahat edeyim derken, bir manzarayla karşılaşır. Tam karşısında bir su kuyusu vardır. Kuyudan köyün çobanları koyunları için su çıkarırken, orada kendi koyunlarını sulamak için bekleyen iki kıza sıra vermediklerini görür. Yorgun olmasına rağmen Musa (as) bu manzaraya seyirci kalamaz ve çobanlarla tartışır. Çobanlar çok istiyorsa kızlar için kendisinin su çekmesini söylerler. Çünkü kuyunun içindeki kovayı 10 çoban yardımlaşarak çıkarabiliyorlardı. Musa (as) tek başına kızların koyunları için kovayı kuyuya daldırıp su çıkardı. Kızlar da koyunlarının susuzluğunu giderip evlerine döndüler.

Musa (as) kızlara yardım ettikten sonra istirahat ettiği yere geri döndü. İçerisinde oluğu sıkıntılı durumdan O’nu kurtarması için Rabbine dua etti:

فَسَقٰى لَهُمَا ثُمَّ تَوَلّٰٓى اِلَى الظِّلِّ فَقَالَ رَبِّ اِنّ۪ي لِمَٓا اَنْزَلْتَ اِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَق۪يرٌ ﴿٢٤﴾
“…Sonra gölgeye çekilip, “Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım” dedi

Çünkü Musa (as), gerçekten de o anda Allah’tan gelecek her hayra muhtaçtı. Aç perişan evsiz barksız ve yabancı ellerdeydi. Dahası, günlerdir yürüdüğü yolun yorgunluğu da cabası. Cenabi Allah, Musa (as)’ın duasını kabul etti:

فَجَٓاءَتْهُ اِحْدٰيهُمَا تَمْش۪ي عَلَى اسْتِحْيَٓاءٍۘ قَالَتْ اِنَّ اَب۪ي يَدْعُوكَ لِيَجْزِيَكَ اَجْرَ مَا سَقَيْتَ لَنَاۜ فَلَمَّا جَٓاءَهُ وَقَصَّ عَلَيْهِ الْقَصَصَۙ قَالَ لَا تَخَفْ۠ نَجَوْتَ مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ ﴿٢٥﴾
“O sırada iki kızdan biri hayâ üzere yürüyerek ona geldi “Babam sulama ücretini ödemek için seni çağırıyor” dedi. (Musa) kızların babasının yanına gelerek başından geçen olayları anlatınca, o: “Korkma, o zalim kavimden kurtuldun!” dedi.”

 
Eve her zamankinden erken gelen kızlar başlarından geçeni babalarına anlatınca, baba onlara yardım eden gencin yabancı olduğunu anlamış hemen onu çağırmalarını söylemiş. Ayette kızların hayasından bahsedildiği gibi, rivayetlerde Musa (as)’ın hayasından da bahsedilir. Musa (as)’ı almaya gelen kız Musa (as)’ın önünde ilerliyordu. Ancak rüzgar estiğinde kızın elbisesi hareketleniyordu. Bu nedenle Musa (as) kızdan evlerin yerinin tarifini aldıktan sonra, arkasından yürümesini ister. Eve vardıklarında Musa (as)’ın ikinci bir haya timsaline şahid oluyoruz. O arada kendisi için yapılan yemeğe davet edilir. Ama Musa (as) yapılan daveti red eder. Nedeni ise, kızlara yaptığı yardıma bir karşılık olması içindir. Çünkü O, bu ameli Allah rızası için yapmıştı. Dünya malı için değil. Ev sahibinin, bunun bir ikram olduğunu söylemesinden sonra yemeğe el uzatır. Çok muhtaç olduğu, günlerdir bir şey yemediği halde, hayasından taviz vermez.

Haya imandandır. Çünkü Allah’a inanan bir mümin en başta Allah’tan haya eder. Çünkü Allah’a olan imanı, Allah’ın ona, her şeyden daha yakın olduğunu ve her an onu gözetlediği şuurunu verir.  وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ “Ve biz, ona şah damarından daha yakınız.” (2) Yine Allah’a olan imanı, Allah’ın (cc) gizli, açık ne varsa her şeyden haberdar olduğu şuurunu da verir. Acaba, insanın, gizlisi açığı ne varsa, her şeyine vakıf olan Allah’tan haya etmesi gerekmez mi?

 يَعْلَمُ خَٓائِنَةَ الْاَعْيُنِ وَمَا تُخْفِي الصُّدُورُ ﴿١٩﴾  “Allah gözlerin kötü niyetli bakışını ve sakladıklarını bilir.” (3)

İnanan mümin, Allah’a olan imanında dolayı Allah’tan haya ettiği gibi, meleklere olan imanından dolayı da, onun iki omuzunda her daim onunla beraber olan iki meleğin var olduğunu iman eder, bilir ve onlardan da haya eder:

 اِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَم۪ينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَع۪يدٌ
'İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar'. (4)

Yanımızda bizi tanıyan, bizi bilen iki kişinin yanında herhangi bir günahı işlemekten haya ederiz. Acaba bizden bir an olsun ayrılmayan, gece gündüz bizlerin efal ve akvalini kayıt altına alan bu iki muvazzaf melekten neden utanmayız. Nitekim Peygamber efendimiz (sav) de bir hadislerinde şöyle buyurmaktalar: “Hepiniz gece ve gündüz sizinle olan iki melekten haya etmelisiniz. Aynı şekilde sizinle beraber iki Salih kimse sürekli yanınızda olsaydı hayâ ederdiniz ve kötü işlere yanaşmazdınız” Hayalı mümin, onu daima gözeten ve ondan bir an olsun ayrılmayan bu meleklerden haya eder ve ona göre bir davranış içerisinde olur.

Haya bizlerin günahlar karşındaki en büyük ve kalın duvarlardan bir tanesi ve en önemlilerindendir. Haya kişinin iradesine hakim olma, nefsin arzu ve emellerine karşı bir isyan etme hareketidir. Nitekim Yusuf (as)’ın Züleyha’nın davetine karşı olan isyanı zafiyetinden değil, bilakis iradesine olan hakim olma hareketiydi. Yusuf (as), yıllarca zindanda kalmayı bu kötü fiili yapmaya tercih etti. Çünkü asıl özgürlük, dışarıda nefsin istek ve arzularına itaatle geçirilen bir hayat değildir. Bunun adı esarettir. Asıl özgürlük, zindanda olsa, nefsine hakim olabilmek, nefse her şeyi yaptırabilmektir. Onun için Yusuf (as) bedenen tutsaktı, ama ruhen özgürdü.

قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِنَّ وَاَكُنْ مِنَ الْجَاهِل۪ينَ
“Yûsuf, "Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni dâvet ettiği şeyden daha sevimlidir. Onların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onlara meyleder ve cahillerden olurum" dedi.” (5)

Rabbim bizleri de hayalı kullarından eylesin. Şehvet ateşinde yanmaktan bizleri muhafaza etsin. Bir dahaki yazımızda buluşuncaya dek Allah’a emanet olun. Dualarınızda bizleri de unutmamanız dileğiyle.

1-İbni kesir, 1, 238
2-Kaf suresi 16
3-Mümin suresi 19
4-Kaf suresi 17
5-Yusuf suresi 33

Mücahid Haksever / Habernas