Değişmek?! Göründüğü kadar kolay mı? /Zeynep Duran

Konfor alanının dışına çıkmak cesaret ister. Bu cesareti amacınız uğruna gösterebilecek misiniz? Değişim, sancılıdır oysa. Özellikle konfor alanınız dışına çıkmak istediğiniz zaman. Her değişikliğin kalıcı olarak gerçekleşmesi için karar vermek ve sürekliliğini sağlamak önemlidir. 

Değişmek?! Göründüğü kadar kolay mı? /Zeynep Duran

Zaman geçer ve insan değişir. Değişmemek elde değildir. On yıl önce ki siz, siz değilsinizdir. Bedeniniz değişmiş, düşünceleriniz olgunlaşmıştır. Hatta bazen değiştiğinizi işitirsiniz ve siz yaşadığınız değişimin farkında bile değilsinizdir.

Değişmek tabiatın özünde olup bize yansımasını her gün gösterir. Maddelerin bir halden diğer hale geçişini düşünün. Buzluktan çıkardığımız buz, ne kadar dirense de bir zaman sonra teslim olur sıcaklığa, erir ve suya dönüşür. Katılıktan sıvı hale geçer. Çay yapmak için ısıttığımız sudan çıkan buhar, suyun sıvı hâlden gaz haline geçtiğini bize gösterir. Maddelerin değiştiği ve dönüştüğü gibi, insan da değişir. Bu değişim kimi zaman istemsiz kimi zaman ise ihtiyaç gereği olur. İstenmeden yaşanan değişimler bizim elimizde olmadan değişime iten sebeplerdir doğal afetler gibi.

Bir insanın hayata geldiği ândan itibaren geçirdiği serüvenlerle büyür ve gelişir. İnsan büyüdükçe dünya algısı, davranışları ve düşünceleri halden hâle girer. Bu yaşadığı gelişim ile çeşitli kalıplar yerleştirilir zihnine. En çok ta aileden aldığı kültür ile yola çıkar. Çıktığı yolda çevresinden aldığı etkilerle kendi kimliğini oluşturur. İnsan doğası gereği hayata tutunmak için tutunacak bir dal arar. Uyum sağlayamadığı yerde insan mutsuzdur ve arayış içindedir ta ki kendi ruhuna, duygusuna, anlayışına ve ideolojisine hitap edecek ortamlar bulana kadar. Yani kendini güvende hissedeceği ortamı oluşturana kadar. 

Belli bir olgunluğa eriştiğinde insan ve aynaya baktığında kendinde değiştirmek istediği şeylerin olduğunu farkeder. Değiştirmek ister kendini ama değişmek her zaman kolay mıdır? Değişimi gerçekleştirmek için, kişinin konfor alanını terk etmesi gerekir. Bu değişimi göze almak güçtür. Çünkü şuan bulunduğumuz ortam, bizi biz yapan, bizim rahat ettiğimiz, insanların bize bu şekilde alıştığı ve bizim de alıştığımız durumlardır. Kalıplar edinmişizdir. Kalıplaşmışızdır. Dönüşmek için tıpkı maddelerin değişimi gibi enerjiye ihtiyacımız vardır. Bu enerji konfor alanınızdan çıkmak istemeyişinizden daha büyük değil ise, sizi dönüşüme itmeyecektir ve saydığınız yerde kalacaksınızdır. Bu enerji ise içinizde oluşan istek ve amacınızdır. Amacınız sizi değiştirmeye itecek kadar büyük ve vazgeçilmez ise, bu sınırı aşmak için amacınız bir güç kaynağıdır. Konfor alanının dışına çıkmak cesaret ister. Bu cesareti amacınız uğruna gösterebilecek misiniz? Değişim, sancılıdır oysa. Özellikle konfor alanınız dışına çıkmak istediğiniz zaman. Her değişikliğin kalıcı olarak gerçekleşmesi için karar vermek ve sürekliliğini sağlamak önemlidir. 

“Hamdım, piştim, yandım” der Mevlana. İnsanoğlunun manevi yolculuğunda geçen merhaleleri bu söz ile daha iyi anlarız. İnsan madden toprak ve sudan oluşsa da, manevi varlığımız ise hava ve ateşle ifade edilir. Ölüm kapıya dayandığında topraktan olan bedenimiz yine toprakla bütünleşir. İnsanı insan yapan ise çürümeyecek bir ruha ve gönle sahip olmasıdır. İnsan ilk hamlığı ile bilinir. Hamlığını bilerek, öğrenerek atar üstünden. Bilmek, kendini bilmek, Rabbini bilmek ve daha fazlasını bilmek. Bilmek, üstündeki cehaleti atarak öğrenmektir. Bilmek tek yeter mi? Yetseydi Kuran’da çok bilenler “Kitap yüklü merkepler’e (Cuma, 5. Ayet)” benzetilmezdi. Lakin bulmak da kolay değildir. İnsan bildikleriyle sınanır çünkü. Bulmak, bildiğini uygulayarak Rabbinin rızasını kazanma çabasıdır. Bulmak, hayat serüveninde seni asıl mutlu edecek şeyi keşfetmektir. Bulmak, mideni besleyeni değil, ruhunu besleyecek güzellikleri keşfetmendir. Ham bir meyveyi düşünün, güneşin ateşiyle pişip olgunlaşır. İnsan’da geçirdiği zorluklarla pişer ve olgunlaşır. Pişmek, sıkıntıları ibret ve hikmet nazarıyla okuyabilmektir. Hz. Mevlana çekilen sıkıntılar ile alakalı şöyle bir ifade de bulunmuştur; “Hiçbir ayna tekrar demir olmadı. Hiçbir ekmek dönüp de yeniden buğday olmadı. Hiçbir üzüm tekrar koruk haline dönmedi. Piş ve olgunlaş, yan iyice yan ki bozulmaktan kurtul.” 

Değişimler, sizi şuan bulunduğunuz yerden daha güzeline götürecekse güzeldir. Yeni adımlar atarak gelişmenizi sağlayacak bir hayatı tercih etmek, yeniliğe ihtiyaç duyan ruhumuza iyi gelecektir. Kabına sığmayan tırtılın uçma vakti gelmiştir ve bir kelebeğe dönüşür. Kabına sığmayan bir ruhunuz ve benliğiniz var ise, kendinize sizi monotonluktan çıkaran gelişim ve değişim kapıları aralamaya ne dersiniz? 

Zeynep Duran / Habernas