Şahin: Seçime girme yeterliliğindeki partiler hazine yardımı almalı

HÜDA PAR Seçim İşleri Başkan Mahmut Şahin, "Seçime girme yeterliliği olan tüm partilerin hazine yardımından faydalanması gerekir. Aksi takdirde adaletsiz bir seçim olacak." dedi.

Şahin: Seçime girme yeterliliğindeki partiler hazine yardımı almalı

HÜDA PAR Seçim İşleri Başkan Mahmut Şahin, çevrimiçi bağlantıyla katıldığı bir TV programında yeni anayasa hazırlıkları, parti kapatma davaları ve seçim barajı tartışmalarına ilişkin sorularını yanıtladı.

Sunucunun, "HDP'yi kapatmakla sorunlar çözülebilir mi?" sorusuna daha önce Genel Başkanlık düzeyinde açıklamalarının olduğunu hatırlatan Şahin, parti kapatma meselesine herhangi bir partiden bağımsız olarak baktıklarını söyledi.

Şahin, "Türkiye'de parti kapatmaların milletin ve memleketin menfaatine olmadığı ve çözüm de olmadığı noktasında birçok tecrübe ile sabittir. Bilindiği üzere 2000'li yıllar öncesinde Laiklik vurgusu üzerinden irtica bahanesiyle kapatılan partiler oldu. Bunun akabinde daha çok otoriter ve milliyetçilik anlayışı üzerinden daha farklı partiler kapatılmayla yüz yüze kaldı. En son geldiğimiz noktada ise HDP'nin kapatılmasıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'ne intikal etmiş olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başvurusu var." dedi.

Türkiye'deki hemen hemen tüm siyasi partilerin, parti kapatmanın bir çözüm olmadığı noktasında hemfikir olduğunu savunan Şahin, "Aslında hukuken parti kapatmaların doğru olup olmayacağı ya da nasıl olması gerektiği konusunda bir şeyler söylemek gerekiyor. Evet, daha önceden parti kapatmalar çok daha kolay oluyordu. Fakat daha sonradan yapılan yeni düzenlemelerle birlikte parti kapatmalar zorlaştırıldı. Hatta parti kapatmaların Türkiye gündeminden tamamen çıkması yönünde mutabakat da oluşmuştu ama sonradan sadece zorlaştırılarak bunun yerine daha farklı yaptırımların uygulanabileceği noktasında bazı hükümler konuldu." diye konuştu.

"Partimiz, parti kapatma tartışmalarının ülke gündeminden çıkartılması gerektiğini düşünmektedir"

Şahin, sözlerine şöyle devam etti:

6-8 Ekim olaylarını yaşamış ve bu süreçten gerek kurumlarımızın saldırıya uğramasıyla gerekse üye ve yöneticilerimizin evlerinin ateşe verilip Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesi gibi mağduriyet yaşamış bir partiyiz. Tüm bunlara rağmen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Anayasa Mahkemesi'ne yapmış olduğu bu kapatma başvurusunda önemli oranda 6-8 Ekim olaylarında yaşananlar esas delil gösterilmiş olmasına rağmen, HÜDA PAR olarak ilkesel tavrımızı net olarak koruyoruz. Partimiz, gelinen aşamada parti kapatmanın doğru bir yöntem olmadığını ve artık parti kapatma tartışmalarının ülke gündeminden çıkartılması gerektiğini düşünmektedir.

Ancak neticede yapılan bir başvuru var ve mer’i hukuka göre bu süreç şu şekilde yürüyecek; İddianamedeki eksiklikten dolayı ilk başvuru Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na geri iade edilmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianamede ki eksiklikleri giderdikten sonra Anayasa Mahkemesi'ne tekrardan başvuru yaptı. Anayasa Mahkemesi üyeleri oy birliğiyle yapılan başvurunun şeklen uygun olduğuna karar verdi. Bu aşamadan sonra iddianamede yer alan iddialar HDP'ye gönderilecek. HDP'ye 60 günlük savunma süresi verilecek. HDP, bu süreyi talep etmesi halinde 30 gün daha uzatabilme hakkına sahip. Dolayısıyla savunmanın hazırlanması noktasında 90 gün gibi bir süre var. Bu sürenin akabinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ve kapatılması istenen partinin görüş ve düşünceleri sözlü olarak alınacak. Daha sonra Anayasa Mahkemesi üyeleri bu konuyu müzakere edecek. Her halükârda 6 aylık bir süreç demektir tüm bunlar.

Anayasa Mahkemesi, burada kapatma kararı vermek zorunda değildir. Bu konuda Anayasa'da düzenlenmiş olan alternatiflerde bulunuyor. Bu alternatifler, söz konusu partiyi kapatmakla birlikte üye ve yönetici olan kişilere siyasi yasak getirilip hazineden yoksun bırakılabilirler ya da partinin kapatılması reddedilip hazineden gelen yardımdan yoksun bırakılması şeklinde bir karar da söz konusu olabilir.

"Kapatma kararı partiye oy verenlerin iradesinin yok sayılması anlamına gelir"

HÜDA PAR olarak siyasi görüşünden dolayı hiç kimsenin soruşturulmaması ve hesaba çekilip ceza almaması görüşünde olduklarını vurgulayan Şahin, "Öte yandan hiç kimse siyasi kimliğinden ya da devletin herhangi bir kurumunda bulunmasından dolayı imtiyaz hakkına ve bunlara dayanarak suç işleme özgürlüğüne de sahip olmamalıdır. Anayasa Mahkemesi'nin önüne konulan dosyada bir suç varsa ki 6-8 Ekim olaylarında katliamlar söz konusudur. Burada sorumlu olanların şahsen tespit edilip cezalandırılmaları gerekiyor. Suçların ve cezaların şahsiliği ilkesi gereği bir partinin bütününün cezalandırılması aslında bir hükm-i şahsiyetin idam edilmesi anlamına gelir. Ayrıca bu karar aynı zamanda bu partiye oy verenlerin iradesinin yok sayılması anlamına gelir." diye konuştu.

Yeni anayasa çalışmaları

Yeni anayasa çalışmalarına değinen Şahin, yeni ve sivil anayasa konusunu HÜDA PAR olarak çok önemsediklerini belirtti.

Şahin, "Parti programımızda en temel hedeflerimizden bir tanesi; yeni, sivil ve adil bir anayasanın yapılmasıdır. Bu konuda atılacak her türlü adımı destekleyeceğimiz noktasında parti programımızda net bir şekilde beyanlarımız mevcuttur. Özellikle yeni anayasanın konuşulduğu her ortamda HÜDA PAR olarak destekleyici açıklamalar yaptık. Hatta yakın zamanda birçok sivil toplum kuruluşunu, akademisyen ve siyasi parti liderlerini ziyaret ederek bu anlamda yapılacak çalışmaların nasıl olacağı arayışına girdik. Buna ilişkin olarak yeni ve sivil bir anayasada ilkesel olarak olması ve olmaması  gerekenlerin yer aldığı broşür hazırladık." dedi.

"İlkeler etrafında uzlaşıldıktan sonra yeni anayasa yapılabilir"

Şahin, "Ziyaret ettiğimiz siyasi parti ve STK'lara, herkesin kendine göre belirlediği kırmızı çizgilerini bir tarafa bırakıp temel olarak milletin ve memleketin menfaatine olacak ilkeleri ortaya koyması gerektiğini söyledik. İlkeler etrafında uzlaşıldıktan sonra yeni anayasa yapılabilir. Ama ilkeler konuşulmaz ve bu konuda mutabakat sağlanmaz, herkes kendi anayasa metnini hazırlar ise uzlaşı ve mutabakatın yolu başta tıkanmış olur.  Dolayısıyla süreci doğru okumak ve işletmek lazım. Bu anlamda iktidar partisinin ve muhalefetin sürece ilişkin yöntemi doğru işletmediğini düşünüyoruz. Bizim özellikle son dönemde yaptığımız girişimler toplumda ve siyasi partiler cenahında yankı da buldu." diye konuştu.

"Yeni anayasa partiler açısından da son derece önemli bir samimiyet testidir"

Yeni anayasanın, toplumun en temel ihtiyacı olduğunu ve ertelenmemesi gerektiğini söyleyen Şahin, "Partiler açısından da son derece önemli bir samimiyet testidir. Bugün ülkeye şekil veren anayasa, darbe mahsulü olan  'Cunta Anayasası' dır. Bu anayasayla memleket 40 yıldır idare edilmeye çalışılıyor. Eğer bugün ciddi adımlar atılmaz ve bu darbe anayasasından kurtulmaya yönelik çareler ortaya çıkmazsa bu siyasetin ve bütün partilerin ayıbıdır. O yüzden HÜDA PAR olarak yeni, sivil, adil bir anayasa konusunda olabildiğince geniş bir mutabakatın sağlanabileceği çalışmaların olması gerektiğini düşünüyor ve bu noktada uyarılarda bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.

Erken seçim ve seçim barajı tartışmaları

Şahin, erken seçim tartışmalarına ilişin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Erken seçim meclisin nitelikli çoğunlukla alması gereken bir karardır. Meclis aritmetiğine bakıldığında erken seçim kararı alınması çok kolay gözükmüyor. İktidarın da ülkeyi seçime götürecek şekilde irade ve isteği söz konusu değildir. Erken bir tarihte seçimin yapılması  beklentisi ve öngörüsü içinde değiliz.  Ancak 2023’ten önce bir seçimin yapılması ihtimalini de göz ardı etmiyoruz, buna ilişkin tartışmaları ve süreci yakından takip ediyoruz.

Şahin, seçim barajı tartışmalarına ilişkin, "Seçimin gündeme geldiği her durumda seçim yasasında birtakım değişiklerin yapılması özellikle de hazine yardımında faydalanma, seçim barajının düşürülmesi gibi esas konular hep gündemleştirilmiştir.  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte biz şunu söylüyoruz; Yönetimde istikrar önemli oranda sağlanmış hatta çok fazla sağlandığını” düşünüyoruz. Yasama, yürütme ve  yargı erklerinin birbirinden bağımsız olması gerekirken gelinen aşamada bu konuda da bir karmaşıklık söz konusudur. Sistemin yeniden ıslah edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Diğer taraftan yönetimde istikrarın önemli oranda sağlandığını fakat temsilde adaletin sağlanması noktasında mutlaka seçim yasasında bir değişiklik yapılması ve barajın sıfırlanması gerekiyor. Zaten ittifaklarla birlikte milletvekili seçimlerinde fiilen  baraj kaldırılmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise baraj yüzde 50+1’lere çekilmiş. Yapılan değişiklikler dikkate alındığında halkın iradesinin azami derecede yönetime, meclise yansıması noktasında barajın sıfırlanması kanaatindeyiz. Bizler barajı, 3-5-7 olarak zikretmekten ziyade tamamen kaldırılmasını istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Siyasi partilere hazine yardımı

Ayrıca hazine yardımında da adaletsizliğin söz konusu olduğunu söyleyen Şahin, "Partilerin hazine yardımı alması için yüzde 3 barajı ön görülüyor. Bundan dolayı yardım alan partiler seçime çok daha avantajlı bir şekilde girebiliyor. Bu düzenleme seçimlerde  ciddi anlamda eşitsizlik ve adaletsizlik doğurmaktadır. HÜDA PAR olarak biz şunu diyoruz; seçime girme yeterliliği olan tüm partilerin hazine yardımından faydalanması gerekir. Aksi takdirde adaletsiz bir seçim olacak. O yüzden seçim yasalarında ve siyasi partiler yasasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine paralel olarak değişikliklerin yapılması kaçınılmazdır ve daha fazla ötelenmemesi gerektiği kanaatindeyiz." diye konuştu.

İLKHA