Kadın yakma töreninden, makam tevdi etme törenine kadın istismarı / Mücahid Haksever

Kadını müşterinin cebindeki parayı patronun cebine aktarmak için kullanan bir düşünce mi, yoksa cenneti onun ayağı altına koyan bir düşünce mi kadına değer veriyor?

Kadın yakma töreninden, makam tevdi etme törenine kadın istismarı / Mücahid Haksever

Tarihte, Hinduların yaptığı, halen yer yer Hindistan’ın bazı bölgelerinde görülen bir gelenek “sati” adını verdikleri ayindir. Sati; kocası ölen kadının kocasıyla beraber yakılma törenine verilen addır. Ölen kişinin dul kalan eşinin kocasıyla yakılmasının, dul kalan kadının dul olarak değil de hala ölen kişinin eşi olarak anılmasına, yakıldıktan sonra da diğer alemde evliliklerinin devam edeceğine inanılıyordu.

Bu törenlerde müzisyenler bulundurulmasına, yakılacak kadına takılar takılmasına ve güzel kıyafetler giydirilmesine önem verilirdi. Yakma esnasında dul eşin önüne diğer tarafta yakılan ateşin görüntüsünden korkmaması için bir perde çekilirdi. Ateşin içine dul eş, ya kendi atlıyor ya da itiliyordu. Eğer ki kadın son anda korkup kaçmak isterse ya zor kullanılıyor ya da silahla öldürülüyordu. Ateşe atılan eşin üzerine hemen tutuşabilecek malzemeler ya da büyük odun parçaları atılırdı. Dul eş ateş üzerinde bilincini kaybettikten sonra ilahiler okunuyor ve tören bu şekilde sona eriyordu.

Tasi ayininde görünen hedef kadının şeref ve onurudur. Kadına verilen değerdir. Ama mesele hiç de göründüğü gibi değildir. Tıpkı bugün kadını istismar edenler gibi, o zaman da kadın istismar ediliyordu. Bu ayindeki püf nokta, kadının takılarıyla yakılmasıdır. Bu yakılmayı Hindisitan’ın kast sistemindeki din adamları ve üstünler organize ediyordu. Üst tabakada kendini halktan üstün gören bu kişiler, yakılan kadının külleri arasında kalan takıları alabilmek için din adamlarıyla beraber böyle bir ayin uydurmuşlardı.

Geçen zaman gösterdiki, değişen hiçbir şey olmamış. O gün kadının yakılması için törenler yapanlar bugün de ona herhangi bir mevki konum tevdi etmek için tören yapmaktadırlar. Ikisinin de amacı kadın üzerinden nemalanmaktır. İkisnin de amacı kadını istismardır. Ama islam ilk günden beri kadına değer vermiştir. Kadını istismara giden tüm yolları kapatmıştır. Şimdi soruyourm: kadını müşterinin cebindeki parayı patronun cebine aktarmak için kullanan bir düşünce mi, yoksa cenneti onun ayağı altına koyan bir düşünce mi kadına değer veriyor? Bu gün kapitalist sistem kadını hayatın her alanında kendi amaç ve hedefleri için kullanmakla kadına değer verdiğini iddia etmektedir. Oysa yapılan şey, kadının bedeninin teşhiriyle servetlerinin arttırılmasıdır. Buna karşı çıkanlarda kadın düşmanı ve gericilikle itham edilmektedir. Tıpkı Tasi ayininde yakılmayı istemeyen kadınları ve akrabalarının bu yaftayla yaftalanmaları gibi. Halbuki kendi cenahlarından bazıları bundan rahatsız olmuş ve yakın bir zamanda bazı otomobil fuarlarında çıplak kadın modellerin kullanılmasını yasaklamışlardır.

Hayatın her alanında olduğu gibi, kadına değer noktasında da en yüksek değeri İslam vermiştir. 1400 küsür yıl önce bir erkeğin eşinin ağzına verdiği bir lokma yemeği sadaka olarak gören bir dinin kadına hiçbir hak vermediğini iddia etmek, İslam’a düşmanlığın gözleri kör etmesinden başka bir şey değildir.

Bir dahaki yazımızda buluşuncaya dek sizleri Allah’a emanet eder, dualarınızı beklerim.

Mücahid Haksever / Habernas