İslâm ümmetinde irade eğitimi (Teşhis)-1 / Selahaddin Nasranlı

İrade zayıflığı adında birşey yoktur. “İradem zayıf” dersek yanılırız. Kendimizi kandırmış oluruz. Fıtratta irade zayıflığı diye bir zayıflık türü icad edilmemiştir. Tam tersine insan; imtihanı başaracak kadar irade gücü ile donatılmıştır.

İslâm ümmetinde irade eğitimi (Teşhis)-1 / Selahaddin Nasranlı

Batılıların övülecek bir şeyi varsa; başta onların güçlü bir iradeye sahip oldukları, daha bebekken bunu çocuklarına öğrettikleri, okullarında bunu gözettikleri, yine aynı irade gücüyle çokça çalıştıkları, vazgeçmedikleri, tembel olmadıkları, sabahın köründe dahi spor yaptıkları, tarihte de başarılı olduklarıdır.

Öte taraftan “İslâm ümmetinin, ailelerin, alim, öğretmen ve fertlerinin içinde bulundukları enkazlar yığınının ve pinti nesillerin belki en büyük bir nedeni irade zayıflıkları ve acizliklikleridir” şeklinde bir hükümde bulunsak abarmış olmayacağız.

Çünkü dert belli, deva belli. Yol belli, yolcu belli. Geriye uygulamak kalıyor.

Manzarada görünen; çocuklarını yani geleceklerini yetiştirmekte lakayt, güçsüz, anne ve babalar, aciz ve tembel hükümetler, cemaatlerini ve cemeyitlerini dönüştürmekte, kontrolde zorluk çeken liderler, öğrencisini ıslah edemeyen öğretmenler, içkiyi bırakamayan bireyler, zinadan uzak duramayan gençler, şehvete yenik kadınlar, erkekler, etkisiz silik bireyler...


Tüm bunlara karşı “irade eğitimi” minvalinde, Kur’ân ve Peygamberimiz bir reçete sunmuş mudur? Sunmuşsa eğer bu psikolojik reçete nedir?

Esasen Kur’ân’da “kim ahireti irade ederse, kim kurtuluş dilerse...” şeklinde yüzlerce ayetleri, irade ayetlerdir. Oruç ve namaz disiplinleri dahi iradenin tezahürleridir. Peygamberin öğrettiği dualarda ‘keder, cimrilik, korkaklık, acizlik ve tembellik gibi duygulardan Allah’a sığınma’ vardır. Yine Kur’ân-ı Kerim’de iradenin aslı olan direnme  yani “sabır” kelimesi “namaz” kelimesinden daha çok geçer.

Ayrıca İslâm literatüründe “ihtiyar, meşiyyet (meşîet), şevk, şehvet, kasd, azim” gibi kelimeler de iradeye yakın anlamda geçmektedir. Aralarında çok az anlam farkları bulunmaktadır:

İrade: Harekete geçme gücü ve yeteneği

İhtiyar: Seçme gücü ve yeteneği

Meşiyyet: İsteme gücü ve yeteneği

Şevk: Arzulama ve özlem duyma yeteneği

Şehvet: Şiddetli arzu ve cinsel ihtiyaç yeteneği

Kasd: Bir işe kalkışma ve yapma yeteneği

Azim: Kararlılık ve ısrarla isteme yeteneği

***

Eğitim dünyasında “Marşmellow Deneyi” diye bilinen bir deney anlatılır. Bu deneyde; yan yana oturmuş iki çocuktan her birine “Eğer bu önünüzde duran şekeri yemezsen 20 dk sonra bir tane daha verecem. Biraz daha sabr edersen bir tane daha, biraz daha sabr edersen bir tane daha. Fakat şekeri yersen sana asla ikincisi verilmeyecek.” denilir. Deneklerden bazıları önlerinde durana dokunmayıp ikinci şekeri almak için yemeden sabr ederken, diğer bazıları ise hemen şekerleri yiyiyorlar. İşte bu noktada araştırmacılar, bu çacukları hayatlarında (ev, sınav, okul, meslek...) araştırmaya devam ediyorlar. Şekeri yemeden sabr edenler yani hazlarını ve isteklerini erteleyenler/ket vuranlar, hayatlarında daha başarılı oluyorlar. Görülüyorki burada yapılan şey, irade gücü ve “hazzı erteleme becerisi”dir.

Biz burada “pasif irade”den bahsetmeyeceğiz. Yani salt “isteme” ve “dilemek”ten bahs etmeyeceğiz. “Aktif irade” yani “yapabilme”, “üstesinden, gelebilme”, “işlerini biriktirmeme”, “kendine hakim olabilme” gibi fiiliyata çokça taalluk eden üstün hallerden bahs edeceğiz.

Yani “başarma alışkanlığın”dan. “Hazzı erteleme beceresi”nden bahs edeceğiz.

Hepimiz ne diyorduk? Hatırlayalım:

“Yapamıyorum, edemiyorum, iradem zayıf. Allah da beni güçsüz yaratmış. Denedim olmadı, ne yapayım? Sigarayı bırakmaya çalıştım olmadı. Namaza alışamadım. Yabancı dil öğrenemiyorum. Zayıflamak istedim ama olmuyor...”

***

Araştırmacılara göre bilinmesi gereken ilk hakikat; “İrade zayıflığı adında birşey yoktur.” “İradem zayıf” dersek yanılırız. Kendimizi kandırmış oluruz. Fıtratta irade zayıflığı diye bir zayıflık türü icad edilmemiştir. Tam tersine insan; imtihanı başaracak kadar irade gücü ile donatılmıştır.  

Onlar diyorlar ki “İrade gücü insandaki kaslara benzer. Kassızlık denen birşey yoktur. Kassı yani iradeyi güçlendirmeme vardır.”

İradelerimizi eğitmezsek temel bilindik hastalıklara saplanırız: Tembellik, tiryakilik, tutkuculuk/şehvetçilik, taassupçuluk, tatminsizlik...

Son olarak en büyük iradesizlikler ise şu anlarda ortaya çıkıyor: (2)

Acılar çoğaldığında

Zaafiyetler oluştuğunda

Kabiliyetler köreldiğinde

Sevinçler arttığında

Başarılar yaşandığında.

1- https://www.siyervakfi.org/insanligi-koruma-vesilesi-irade-egitimi/

2- https://www.siyervakfi.org/insanligi-koruma-vesilesi-irade-egitimi/

Selahaddin Nasranlı / Habernas