Hüseyni Cemaat ve Hüseyni Gençlik! / Zülküf Er

Hüseyni Gençlik için zaman ve mekân kavramı Rıza-i İlahi’ye nazır iki binektir. Nerede olursa olsun, hangi zaman diliminde yaşarsa yaşasın Hüseyni bir genç için hayat, kulluk ve ibadet ile anlam kazanır ve yaşamaya değer bir hal alır.

Hüseyni Cemaat ve Hüseyni Gençlik! / Zülküf Er

Allah ve Resulüne iman edip kınayanın kınamasından korkmadan, kınayıcılara aldırmadan Kerbela Mektebi’nde sabitkadem olan gençlerin sıfatıdır Hüseyni Gençlik.

Hüseynlerden bir Hüseyn rehberlerden bir rehber olan Hüseyn Can’ın ‘Ey Yirmilik umutlarım’ hitabına, “Lebbeyk ya Rehber” diyenlerin Dünya ve Ahiret’teki sıfatıdır Hüseyni Gençlik…

Umuttur Hüseyni Gençlik.  İçinden çıktığı topluma, Âlem-i İslam’a, milyarlık Ümmete umut ve heyecandır Hüseyni Gençlik.

Yeniden Asr-ı Saadet idealine giden yolun Mus’abları olarak, duyduk ve itaat ettik şiarını hayat felsefesi kabul edip mensubu oldukları yüce mirasın yıldızlarıdır onlar.

Şühedanın halefi olmanın onuruyla, yeniden birer Muhammed Ata, Abdusselam, Küçük Ali, Said, Hasan, Hüseyin, Riyad, Cumali, Turan, Aytaç ve Yasin olmak binciyle Dünya’nın neresinde olursa olsun davayı omuzlamanın, davaya can vermenin, gayret ve çabanın adıdır Hüseyni gençlik.

Hüseyni Gençlik, Allah Azze ve Celle’nin,“İçinizden hayra çağıran kötülüklerden men eden bir topluluk olsun” emrini yerine getiren samimi Müslümanların her asırdaki sancaktarı, alemdarıdır.

Adem’den Hatem’e giden çizgide var kılınan her ümmet, kurtuluşu ve geleceği için hep peygamber beklemiş, umudunu gelecek olan nebi ya da nebilere bağlamıştır. Ama ne zaman ki; Nübüvvet Hatem-ül Enbiya ile mühürlendi.  İşte o günden bu güne Hüseyni Gençlik, tıpkı Kerbela gençliği gibi ümmetin umudu ve intizarı olmuştur.

Hüseyni Gençlik, kendisine yüklenen tarihi sorumluluğun bilincinde olarak birilerini bekleme ataletinden, tuzağından uzak durup gönül rahatlığı ve ibadet bilinciyle Peygamberlerin Davasını yüklenir ve dimdik davasının arkasında durur.

Davasını yüklenen Hüseyni Genç, yola azıksız çıkmayacaktır elbet. Hayatını davasına adarken yolun dikenlerine, taşlarına karşı salih amel zırhıyla kendini savunup meydanların aslanı, gecelerin abidi olup pir-u pak olan İslam için ışık olmanın hakkını verecektir.

Hüseyni Gençlik için zaman ve mekân kavramı Rıza-i İlahi’ye nazır iki binektir. Nerede olursa olsun, hangi zaman diliminde yaşarsa yaşasın Hüseyni bir genç için hayat, kulluk ve ibadet ile anlam kazanır ve yaşamaya değer bir hal alır.

Her Hüseyni Genç aynı zamanda bir örnektir. Sahte kahramanların idol, örnek diye yutturulmak istendiği zamanlarda, Hüseyni gencin örneği, idolü, rol modeli Hz. Peygamber ve yarenleridir. Kendine doğru bir örnek bulan Hüseyni gençlik de doğal olarak asıl kaynaktan aldığı ışık ile toplumun örneği olacaktır. Bu ilahi bir sorumluluktur.

Hüseyni bir gencin her anı, her hareketi başlı başına bir tebliğ ve davettir. O, konuşmaktan ziyade yaşamıyla, ahlakıyla insanları kendi şahsında davasına ram ederek vazifesini hakkıyla yerine getirir.

İslamlık ve insanlık bu gün her zamankinden daha fazla Hüseyni Gençliğe,  Rehber’in yirmilik umutlarına muhtaç bir durumdadır. Ümmeti kurtaracak olan, Hüseyni bir şuurdan başkası değildir. O şuur, Hüseyni Cemaat’in her ilkesinde kendini açık açık göstermektedir. Hüseyni gence düşen bu ilkelere sıkı sıkıya sarılıp hayatını bu ilkeler ışığında idame ettirmesidir.

Hüseyni Gençliğin Hüseyni Rehberinin de buyurduğu gibi, insan ibn-i zamandır. Yani zamanının çocuğudur. O yüzden de hiçbir Hüseyni gencin asla asla yaşadığı zamanın ve mekânın gerisinde kalma gibi bir hakkı yoktur. Zaman ve mekânı iyi okumak Hüseyni genci çağdaş tuzaklardan korumakla beraber güncel gelişmelere hâkimiyet de kazandıracaktır.

İnancım o dur ki; Hüseyni Cemaat bir sefine-i necat ve bir sahil-i selamettir. Elbette sefine-i necat süt liman denizlerin gemisi değildir. Dalgalar arasında, fırtınalı denizlerde fersah kat etmek için kurgulanan bu geminin mahir kaptanlarına uyan leventler, emnu emniyet içerisinde selamet sahiline varacak ve Hüseyni Genç sıfatıyla vasıflanacaklardır. Ne mutlu onlara…

Zülküf Er / Habernas