Hürriyetlerini soğan ve sarımsağa değiştiren soysuzlar / Mücahid Haksever

Kur'an'da geçen kıssalar, tarihin belirli dönemini anlatan hikâyelerden ibaret değildir. Bu kıssaları okuyan, her devirdeki insanların ders ve ibret almaları gerekir.

Hürriyetlerini soğan ve sarımsağa değiştiren soysuzlar / Mücahid Haksever

Kur'an'da geçen kıssalar, tarihin belirli dönemini anlatan hikâyelerden ibaret değildir. Bu kıssaların anlatılmasının en büyük hikmeti, onu okuyan, her devirdeki insanların ders ve ibret almalarıdır.

Kur'an'da anlatılan bir kıssa da, İsrailoğullarının kendilerine bahşedilen nimetlere itirazları kıssasıdır. Bilindiği gibi, Mısır’da köle olan İsrailoğulları, Allah’ın Peygamberinin önderliğinde Mısır’dan çıkıp özgürlüklerine kavuşmuşlardı. Yıllarca onlara zulüm yapan, gözlerinin önünde binlerce erkek çocuklarını katleden Firavunun boğulmasına şahitlik etmişlerdi. Özgürlüklerine kavuştuktan sonra Cenab-ı Allah, Onlar’a “Men Ves Selva” adında iki güzel nimeti bahşetmişti. Tefsirler, bunların kudret helvası ve bıldırcın eti olduğunu rivayet ediyorlar. Susuz kaldıklarında ise Cenab-ı Allah, Onlar’a her kabilenin rahatça su içebilmesi için bir kayadan 12 su pınarı çıkartmak suretiyle susuzluklarını gideriyor. Çölde, güneş ışınlarından korunabilsinler diye, bulutlarla onları gölgeliyor.

Tüm bu nimetler içerisinde yüzerken, günün birinde bu kavim, Musa (as)’dan garip bir istekte bulunuyorlar. Kur’an onların bu garip isteğini şu şekilde açıklıyor:
وَاِذْ قُلْتُمْ يَا مُوسٰى لَنْ نَصْبِرَ عَلٰى طَعَامٍ وَاحِدٍ فَادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُخْرِجْ لَنَا مِمَّا تُنْبِتُ الْاَرْضُ مِنْ بَقْلِهَا وَقِثَّٓائِهَا وَفُومِهَا وَعَدَسِهَا وَبَصَلِهَاۜ
“Hani, "Ey Mûsâ! Biz bir çeşit yemeğe asla katlanamayız. O halde, bizim için Rabbine yalvar da, o bize yerden biten sebze, kabak, sarımsak, mercimek, soğan versin" demiştiniz.”

Bu zelil kavim, Allah’ın kendi lütuf ve ihsanından onlara yaptığı bunca nimetleri beğenmiyor ve bunu da saygısızca dile getiriyordu. Bizim sabrımız tükendi, Rabbine söyle bize soğan sarımsak göndersin. Allah’ın peygamberi de onlara şu cevabı veriyor:
 قَالَ اَتَسْتَبْدِلُونَ الَّذ۪ي هُوَ اَدْنٰى بِالَّذ۪ي هُوَ خَيْرٌۜ اِهْبِطُوا مِصْراً فَاِنَّ لَكُمْ مَا سَاَلْتُمْۜ   
“O da size, "İyi olanı düşük olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Öyle ise inin şehre! İstedikleriniz orada var" demişti.” Bu cevapta önemli bir ayrıntı var.  Musa (as)’ın istediklerinden daha yüce, daha hayırlı olan şeyle ilgili. Deniliyor ki, aslında burada yüce olan “Men Ves Selva”, değersiz olan ise mercimek, soğan, sarımsak değil. Burada yüce olan şey hürriyettir. Yani sizler, soğan ve sarımsağı bıraktınız hürriyetinizi aldınız. Şimdi ise, soğan sarımsağı alıp hürriyetinizden vazgeçmek istiyorsunuz. اِهْبِطُوا مِصْراً Mısır’a inin. فَاِنَّ لَكُمْ مَا سَاَلْتُمْۜ   istediğiniz şeyi orada bulabilirsiniz. Oraya ayak basar basmaz o zillet ve alçaklığı bulacaksınız. Yani biz köle olmak istiyoruz, özgür ve hür insanlar olmak istemiyoruz diyorsanız Mısır’a inin. Verin hürriyetinizi, özgürlüğünüzü alın köleliliğinizi, soğanınızı sarımsağınızı.

Bilindiği gibi, siyonist, katil, terör devleti İsrail askerleri, işgal altındaki Batı Şeria’nın Nablus kentinin güneyinde Beyta bölgesindeki el-Arma dağının tepesinde göstericilerin üzerine açtıkları ateşte, 15 yaşındaki Muhammed Abdülkerim Hamayel’i şehit ettiler. Tüm İslami gruplar şehidin cenazesine katılarak yapılan bu zulmü telin ettiler. Ne bu cenaze töreninde ne de diğerlerinde münafık Mahmut Abbas yönetiminin hiçbir yetkilisini görmedim. Onların bir mesajına da rastlamadım. Bunların zihniyetini, tihniyetini çok iyi biliyorum. Ama şunu anlatmak istiyorum. Filistin’deki işbirlikçi hain bu hükümet tıpkı amcaoğulları olan İsrailoğullarının yaptıklarını yapıyorlar. Soğan sarımsak için hürriyetlerini, dinlerini, şereflerini, haysiyetlerini, onurlarını, namuslarını her şeylerini veriyorlar. Onlar ve onlar gibi olan diğer soysuz alçak Arap liderleri.

Yukarında anlatılan kıssasının sonunda ise şöyle buyruluyor: وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ وَالْمَسْكَنَةُ وَبَٓاؤُ۫ بِغَضَبٍ مِنَ اللّٰهِۜ  Böylece zillet ve yoksulluk onları kapladı. Onlar, Allah'ın gazabına uğradılar. İnşallah Filistin’in bu gayrı meşru hükümeti ve onun destekçisi olan başta, BAE ve Suudi Amerika’nın münafık liderleri olmak üzere, yaptıkları tüm bu zulüm ve isyanlardan sonra Rabbimin onları da zillet ve alçaklığa uğratacağı günler yakındır. O günlerin ayak seslerini duyar gibiyim. Rabbim o günleri yakın etsin inşallah. Amcaoğullarının atalarına tattırdığı o zillet ve meskeneti bunlara da tattırsın inşallah. Kudüs’ün özgür olduğu o günleri, tez zamanda görmeyi bize nasip etsin inşallah.

Bir dahaki yazımızda buluşuncaya dek, Allah’a emanet olun. Dualarınız bekliyorum.

Mücahid Haksever / Habernas