Doğada insanın yıkıcı etkisi

Son yapılan bilimsel bir çalışmada en uzun nehirlerin yalnızca üçte birinin serbestçe aktığı, barajlar, rezervuar ve diğer enerji projelerinin biyolojik çeşitliliğe büyük zarar verdiği belirtiliyor.

Doğada insanın yıkıcı etkisi

Araştırmacılar, Dünyanın en uzun nehirlerinin neredeyse üçte ikisinin barajlar, rezervuarlar veya insan yapımı diğer yapılar tarafından bozulduğunu, gezegendeki en önemli ekosistemlerin bazılarına ciddi şekilde zarar verdiğini söylüyor.

En son uydu verilerini ve bilgisayar modelleme yazılımını kullanan uluslararası bir ekip, dünyadaki 12 milyon kilometrelik nehirlerin bağlantılarına baktı ve gezegenin suyolları üzerindeki insanoğlunun etkisini gösteren ilk küresel değerlendirmeyi sağladı.

91 nehirin uzunluğunun 1.000 kilometreden daha uzun olduğunu fakat sadece 21'inin kaynak ile deniz arasında doğrudan bir bağlantı sağladığını tespit ettiler.

McGill Üniversitesi Coğrafya Bölümü baş yazarı Gunther Grill, “Dünyanın nehirleri karaya, yeraltı suyuna ve atmosfere hayati bağlantıları olan karmaşık bir ağ oluşturur. Bu anlamda  serbest akan nehirler hem insanlar hem de çevre için önemlidir, ancak dünyadaki ekonomik  gelişmeler bu nehirlerin sayısını gittikçe azaltmaktadır." dedi.

Doğada insanın yıkıcı etkisi

Bu hafta Birleşmiş Milletler biyolojik çeşitlilik panelinde , doğaya kalıcı zararlar veren eylemleri açıklayan bir rapor özeti yayınladı.

Önümüzdeki haftalarda halka açıklanacak olan temel rapor, nehirlerin yüzde 50'sinin insan faaliyetlerinden dolayı büyük bozulmalar yaşadığını ortaya koydu.

Nature dergisinde yayınlanan Çarşamba günkü çalışma, insan yapımı faaliyetin su yollarımızı nasıl etkilediğini tam anlamıyla detaylı bir şekilde açıklamıştı.

En az 15 metre yüksekliğinde toplam 60.000 büyük barajın, toplamda 2,8 milyon olan nehirleri bloke ettiği tahmin ediliyor.

Nehirlerin tıkanması veya zarar görmesi, hayati önem taşıyan besin akışını bozar ve nehir kökenli türlerin sayısını büyük ölçüde  azaltır.

Ayrıca, şu anda milyonlarca insanı deniz seviyesindeki yükselmelerden korumaya yardımcı olan kıyı bölgelerini güçlendiren tortu akışlarını azaltır.

Ekip, barajların, nehir balıklarının sayısında önemli bir düşüşe yol açtığı konusunda uyardı; hemen hemen 160 milyon kişiye tüm hayvansal proteinleri sağlayan bu balıkların sayısındaki büyük düşüş gelecekte büyük sıkıntılara neden olabileceği tahmin ediliyor.

Koruma grubu WWF'den geçen yıl yapılan ayrı bir değerlendirme, tatlı su türlerinin, tüm asrın en belirgin düşüşü yaşadığını, 1970'den bu yana ortalama yüzde 83 oranında tür kayıbının yaşandığını söyledi.

Çalışmada ayrıca, planlanan ya da halihazırda yapım aşamasında olan 3.700'den fazla hidroelektrik projesi tanımlandı. Bölgede yaşayan insan nüfusu için hayati yaşam desteği sunan nehirlerin de dahil olduğu bu projeler dünya ekosistemine büyük tehlike oluşturuyor.

Daha temiz bir enerji

Hidroelektrik enerji kaynakları, petrol, gaz veya kömürden emisyon bakımından daha temiz olsa da,  baraj ve rezervuarları içeren mega güç projelerinin öngörülemeyen olumsuz etkileri olabileceği düşünülüyor.

McGill'den bir profesör olan Bernhard Lehner AFP haber ajansına verdiği demeçte, "Hidroelektrik, fosil yakıtlardan kaçınmanın sıkça belirtilen olumlu etkilerinden kesinlikle daha karmaşık çevresel etkilere sahiptir."

“Hidroelektrik kaçınılmaz olarak oynayacak bir rol oynamasına rağmen ... ülkeler nehirler ve topluluklar, şehirler ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki zararlı etkileri daha az olumsuz etkileyebilecek güneş ve rüzgar gibi sürdürülebilir seçeneklere odaklanmalı.”  diye belirtti.

Uzmanlar, iklim değişikliğinin hızlanmasının, akış düzenlerini ve su kalitesini etkilemenin yanı sıra daha istilacı türler getirebileceğini ve Dünya nehirlerinin bu anlamda geri dönülmez bozulmalara neden olabileceğini belirtti.

Sabahattin Kemal / Habernas Çeviri