Bu bahar çiçekler açmadı, meydanlar ve muhacirler mahzun / Mücahid Haksever

Muhacirler, Nisanı kutlu doğum etkinliklerini çiçeğe durmak isteyen tohumlar gibi gözlüyorlardı. Bu sene bahar geldi ama meydanlarda çiçekler açmadı. Göktaş hocamızın o muhteşem hitabına meydanlar ve muhacirler hasret kaldı.

Bu bahar çiçekler açmadı, meydanlar ve muhacirler mahzun / Mücahid Haksever

Yeri yurdu olmayan, vatansız insanlara mülteci denir. Dünyanın bir çok ülkesinde yerlerini yurtlarını bazı nedenlerden dolayı terk eden mülteciler vardır. İslam’da yerlerini yurtlarını Allah için terk eden kişilere ise muhacir denir. Muhacir, yerini, yurdunu, dostlarını, akrabalarını ve sahip olduğu değerli ne varsa Allah için terk eden insandır. Bundan dolayı Cenab-ı Allah kitabında onları övmüş ve Ensar’ı yani onlara yardımcı olanları, onlara yardım etiğinden dolayı övmüştür.

Gurbette yıllar yılı evinden yurdundan ailesinden uzak kalmak çok zor bir duygudur. Bu fedakarlığı yapanları Allah kitabında, Peygamberi hadislerinde övmüştür. Günümüzde hicret yapılan diyarların tamamına yakın ecnebi diyarlardır. Yani buradaki muhacirlerin bir ezan sesine dahi hasret kaldığı diyarlardır. Bir muhacir, 10 sene 20 sene, bir defa olsun dışarıda bir ezan sesi duymaz.  Muhacir, ecnebi memlekette yaşam standardı olarak yüksek bir yaşam standardına sahip olabilir. Ama ruhu daima memleket hasretiyle yanıp tutuşmaktadır. Dünyanın en güzel ülkelerinden birinde yaşamak ona zevk vermemektedir. Rüyalar ülkesi olan bir ülkede yaşıyordur. Ama muhacir rüyasında daima memleketini görür. Bir defa geldikleri halde, yıllarca anlattıkları hikayeleri vardır insanların bu ecnebi memleketler için. Muhacir ise, Batman’ın Sere Gır Mahallesinin tozlu çamurlu yollarında geçirdiği günleri yad eder, onları özler, onları anar.

Ecnebi ülkelerde yaşayan muhacirlerin gözü kulağı memleketlerindedir. Ülkede olan olaylardan, ülkede yaşayanlardan daha çok haberdardırlar. Ülkelerine gelemeseler de onların sevinçleriyle sevinir, üzüntüleriyle üzülürler. Gurbetteki muhacirleri en çok sevindiren olaylardan bir tanesi de kutlu doğum etkinlikleriydi. Her sene nisan ayında baharda açan çiçekler gibi, memleketin meydanlarında, Diyarbakır’da, Batman’da İstanbul’da Van’da, Bursa’da, kısacası memleketin her yerinde coşkuyla kutlanan mevlit etkinlikleri muhacirlerin gurbette sevinç kaynaklarından bir tanesiydi. Her sene baharın ve nisanın yolunu, çiçeğe durmak isteyen tohumlar gibi gözlüyorlardı. Bu sene bahar geldi, nisan geldi ama meydanlarda çiçekler açmadı. Muhacirler, özlemle bekledikleri o Muhammedî bahar esintisinden mahrum kaldılar. Aman Allah’ım o meydanları dolduran yüzbinlerin o tekbir ve salavatları ne muhteşemdi. Göktaş hocamızın o muhteşem hitabıyla coşan kalabalıkları görmek, muhacirin bir senelik sıkıntısını gideriyordu. Diğer sene nisan ayına kadar bu sevinç götürüyordu muhaciri. Ama bu sene, meydanlar mahzun, muhacirler mahzun.

Elhamdülillah ki, Peygamber sevdalıları Hızır gibi yetişti. Gerçeğin yerini tutmasa da, sanal alemde yaptıkları etkinlikler, bir nebze de olsa muhacirlere bir teselli oldu. Kendilerini tebrik ediyorum. İslam tarihi boyunca tarihin hiçbir devrinde, Peygamber efendimiz (as)’ı anlamaya, onu sünnetini yaşamaya teşvik edici bu şekilde geniş kapsamlı bir faaliyet olmamıştır.

Bu etkinlikleri gerçekleştirdiklerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Bu platfomun tüm üye ve gönüllülerini tebrik ediyorum. Rabbimden niyazım O’nu (sav) anlamaya, O’nu yaşamaya teşvik etmek için gerçekleştirdikleri bu etkinlikler vesilesiyle, onları Peygamber’in şefaatine nail eylemesidir. Rabbim, gurbetteki tüm muhacirlere, özgür bir şekilde bir nisan ayında bu görkemli mevlitlere katılabilmelerini nasip etsin.

Bir dahaki yazımızda buluşuncaya dek Allah’a emanet olun. Dualarınızda bizleri de unutmayın.

Mücahid Haksever / Habernas