Beyaz üstünlükçülerin saldırıları, birbirlerini besleyerek katlanıyor

Hiçbir zaman küresel ölçekte bir yapıya sahip olmayacakları düşünülen beyaz üstünlükçüler, düşünülenin aksine, uluslararası bir yapı inşa etmeye doğru gidiyor. Dünyanın birçok farklı bölgesinde gerçekleştirilen beyaz üstünlükçü terör saldırılarının failleri, diğer beyaz üstünlükçü saldırılardan ilham aldıklarını belirtiyor. Son örneği Yeni Zelanda’da yaşanan ve 50 Müslümanın ölümüyle sonuçlanan beyaz üstünlükçü terör saldırısının faili de Norveç, ABD, İtalya, İsveç ve İngiltere’deki öncüllerinden ilham aldığını açıklamıştı. İşte beyaz üstünlükçülüğün küresel çapta geldiği nokta…

Beyaz üstünlükçülerin saldırıları, birbirlerini besleyerek katlanıyor

Düzenlediği terör saldırısından önce internet üzerinden sözde manifesto yayımlayarak Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki iki camide 50 Müslümanı öldüren terörist, bu saldırısında Norveç, ABD, İtalya, İsveç ve İngiltere’deki öncüllerinden ilham aldığını açıkladı.

Teröristin bu referansı, henüz resmiyete dökülmemiş olsa da, özellikle Batı’da büyük bir sıklık göstermeye başlayan küresel bir beyaz üstünlükçü saldırısı ağının varlığına işaret ediyor.

ABD merkezli New York Times gazetesi, 2011 yılından bu yana gerçekleşen beyaz üstünlükçü terör saldırılarının en az üçte birinin, öncüllerinden ilham aldığını ortaya çıkaran bir analiz çalışması gerçekleştirdi.

Teröristler arasındaki kıtalar aşan bağlantılar, internet ve sosyal medyanın beyaz üstünlükçü ideoloji ve şiddetin yayılmasında nasıl bir rol oynadığına ışık tutuyor.

Yalnızca bir örnekte, ABD’nin New Mexico eyaletindeki bir okula saldırı düzenleyen bir teröristle Almanya’nın başkenti Münih’teki bir alışveriş merkezine saldırı düzenleyen bir başka teröristin haberleşerek gerçekleştirdikleri eş zamanlı saldırılarda toplam 11 kişi ölmüştü.

Christchurch’teki teröristin yanı sıra en az dört diğer beyaz üstünlükçü terörist, 2011 yılında Norveç’te 77 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı ve ağır silahlı saldırıdan ilham aldıklarını açıkladılar. Norveç’teki terör saldırısının failinin yayımlanan sözde manifestosundaki İslam ve göçmenlik karşıtı ifadeler, kendinden sonraki saldırılar için bir model teşkil etti.

Norveç saldırısının ardından “bunun genç Aryan insanları harekete geçmeye teşvik ettiğini” yazan ABD’li bir beyaz üstünlükçü terörist, Kansas’taki bir Yahudi huzurevine saldırı düzenleyerek üç kişiyi öldürdü.

Beyaz üstünlükçülere ilham olan tek terör saldırısı Norveç’teki değildi. Yeni Zelanda’daki terörist, silahlarından birinin üzerine, 2017 yılında Kanada’nın Quebec kentindeki bir caminin içerisine ateş açan bir başka teröristin ismini de yazmıştı.

En az dört diğer beyaz üstünlükçü katil kendi saldırılarını gerçekleştirmeden önce, ırkçılığıyla ve kadın düşmanlığıyla bilinen ve 2014 yılında birçok kadını öldüren bir teröriste övgü dolu sözler sarf etmişlerdi.

New York Times’ın gerçekleştirdiği analiz, beyaz üstünlükçülüğü ve yabancı düşmanlığı üzerine tesis edilen bütün bu saldırıların Müslümanları, göçmenleri ve diğer azınlık grupları hedef aldığı sonucuna ulaştı.

Söz konusu analiz çalışması, Küresel Terörizm Veri Tabanı ile 2011-2017 yılları arasında Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya yaklaşık 350 beyaz üstünlükçü saldırının yanı sıra henüz raporu tamamlanmamış olan 2018 yılı içerisinde şimdiye dek elde edilen veriler ışığında ABD’de gerçekleşen saldırılardan edinilen veriler üzerine kuruldu.

YABANCI DÜŞMANLIĞI, AVRUPA’DA ŞİDDETE YÖN VERİYOR

Orta Doğu ve Afrika’da yaşanan çatışmalardan kaçan birçok insanın hedefinde yer alan Avrupa, son yıllarda yabancı düşmanlığı üzerinden birçok saldırıya sahne oldu.

Trend ateşi Norveç’te yakıldı

2011 yılında Norveç’te gerçekleşen saldırılarda 77 kişi hayatını kaybetti. Bu saldırılar, beyaz üstünlükçü şiddet için birçok kişiye ilham veren bir konuma oturdu.

 

 

Misilleme saldırıları

İntikam duygusunun, en az 19 saldırının arkasında yatan motivasyon olduğu düşünülüyor. Birtakım teröristlerin gerçekleştirdikleri saldırıları İslam ile özdeşleştiren beyaz üstünlükçüler, 2013 ve 2015 yıllarında İngiltere ve Fransa’da Müslümanlara yönelik pek çok saldırı gerçekleştirdiler.

 

 

Müslümanlar hedefte

Avrupa’daki beyaz üstünlükçü saldırıların yaklaşık dörtte biri doğrudan Müslümanları ve camileri hedef aldı. Bu saldırılar, mülteci krizine yönelik yabancı düşmanlığı etkisiyle özellikle 2015 yılında zirveye ulaştı.

 

Mülteci karşıtı saldırılarda keskin artış

Avrupa’da görülen saldırıların 2015 yılında keskin bir şekilde artış göstermesinin arkasında yabancı düşmanlığı yatıyor. 2015 yılında gerçekleştirilen en az 86 saldırı doğrudan mülteci kamplarını ve mültecileri hedef alırken, bu saldırıları 2016 ve 2017 yılında düzinelercesi takip etti.

 

Mültecilere karşı en kanlı saldırı: Münih, 2016

Söz konusu saldırıların en şiddetlisi, 2016 yılında Almanya’nın şehri Münih’teki bir alışveriş merkezinde gerçekleşti ve dokuz kişinin ölümüyle sonuçlandı. Soruşturmayı yürüten polis, Adolf Hitler’e övgülerde bulunan bir manifesto kaleme alan genç yaştaki saldırganın bu saldırıyı Norveç saldırısının beşinci yıl dönümünde gerçekleştirmeyi planladığını düşünüyor.

 

KUZEY AMERİKA’DAKİ SALDIRILAR DAHA ŞİDDETLİ

Beyaz üstünlükçü ideolojinin temsilcisi olan Ku Klux Klan gibi grupların bulunduğu Kuzey Amerika’da, bu köklü düşüncelerin göçmen ve Müslüman karşıtı duygularla da birleşmesiyle birlikte bu coğrafyadaki terör saldırıları daha ölümcül bir hal alıyor.

İbadethanelere yönelik saldırılar

Kuzey Amerika genelinde cami, kilise ve sinagog gibi ibadethanelere yönelik olarak en az 28 saldırı gerçekleştirildi. (Kırmızı renkler camileri ve diğer İslami noktaları, sarı renkler diğer ibadethaneleri gösteriyor)

2017 yılı itibarıyla bu saldırıların en şiddetlileri, Wisconsin’deki bir Sih tapınağı (2012) ile Charleston’daki bir siyahi kilisesine (2015) gerçekleştirildi. Her iki saldırıda toplam 15 kişi hayatını kaybetti.

 

Alternatif-sağ terörizmin ilk örneği

2014 yılında Kaliforniya’da altı kişiyi öldürmeden önce kadınlara ve renkli insanlara karşı duyduğu nefreti dile getiren bir saldırgan, yeni bir terörist tipinin sinyallerini verdi. Nefret gruplarını izleyen sivil toplum kuruluşları, bu teröristi “ilk alternatif-sağ katil” olarak isimlendirdi. İlerleyen yıllarda bu profile uyan birçok saldırı daha gerçekleştirildi.

 

Artan şiddet

Bu saldırılar 2017 yılında seçim sonrası siyasi çevrede yükselen tansiyonla artış gösterdi. En az dokuz saldırı ölümle sonuçlandı. (Kırmızı renkliler ölümle sonuçlanan saldırıları, sarı renkler ölümle sonuçlanmayan saldırıları gösteriyor)

 

ABD’de gerçekleştirilen saldırılarla ilgili olarak 2018 yılına ilişkin ön verilere göre, beyaz üstünlükçülerin gerçekleştirdiği beş saldırı ölümle sonuçlandı.

 

BEYAZ ÜSTÜNLÜKÇÜLÜĞÜN KÜRESEL ÇAPTA GELDİĞİ NOKTA

Avustralya’da 2011 ile 2017 yılları arasında gerçekleşen beş beyaz üstünlükçü terör saldırısı da camileri ve diğer İslami merkezleri hedef aldı. Bu süreçte Yeni Zelanda’da hiçbir benzer saldırı gerçekleşmedi. Takvimler 15 Mart 2019’u gösterdiğinde Christchurch’teki iki camide ibadet etmekte olan 50 kişi katledilmesi, modern Yeni Zelanda tarihinin en kanlı terör saldırısı olarak kayıtlara geçti.

Uzmanlar, Avustralya’daki bir camiye, Almanya’daki bir mülteci kampına ya da ABD’deki bir sinagoga düzenlenen saldırıların arkasındaki motivasyonun aynı olduğunu düşünüyor. Kendilerini beyaz, Hristiyan ve kültürel Avrupalı olarak tanımlayan saldırganlar; göçmenlerin, Müslümanların, diğer başka dinlere mensup insanların ve azınlıkların, Batı’daki imtiyazlı yaşam standartlarına saldırdıkları inancını taşıyor.

Aradıkları desteği artık yalnızca kendi yaşadıkları ülkede aramak zorunda kalmayan beyaz üstünlükçüler, bu ilhamı kıtalar ötesinden de bulabiliyor. Uzmanlar, bu uluslararası bağlantıların, tehdidin boyutlarının yeniden düşünülmesi gerektiğini gösterdiğini belirtiyor.

Söz konusu teröristlerin kendilerini ABD’li, Kanadalı ya da Avustralyalı olarak görmediklerini belirten uzmanlar, bu katillerin kendilerini “beyaz topluluğun bir parçası” olarak gördüklerini aktarıyor. Şimdiye dek bu insanların kendilerini küresel ölçekte görmediklerini ve yaşadıkları ülkelerde faaliyet gösterdiklerini belirten uzmanlar, gidişatın “uluslararası beyaz hareket” inşa etmeye doğru meylettiğini düşünüyor. (Ajanslar)