Filistin için özgürlük grevi: İngiltere’de 33 aktivist açlık grevine gidiyor
Palestine Action’la bağlantılı olarak İngiltere’de tutuklu bulunan 33 aktivist, adil yargılanma ve özgürlük talebiyle 2 Kasım’da açlık grevine başlayacak. Grubun yasaklanmasına karşı tepkiler büyürken, Birleşmiş Milletler ve sivil toplum kuruluşları da İngiliz hükümetine sert eleştiriler yöneltiyor.

İngiltere İçişleri Bakanlığı’na gönderilen bir mektupta, terör örgütü ilan edilen Filistin Dayanışma Grubu Palestine Action ile bağlantılı tutuklu mahkumların Kasım ayında açlık grevine başlayacağı bildirildi. Bu adım, örgütün yasaklanmasına karşı süren protestoların ortasında hükümete yönelik baskıyı artırıyor.
Açlık grevine hazırlanan mahkumlar, Filton 24 ve Brize Norton 5 olarak bilinen ve şu anda hüküm giymemiş şekilde tutuklu bulunan aktivistlerden oluşuyor. Söz konusu kişiler, Palestine Action tarafından üstlenilen iki ayrı eyleme katıldıkları iddiasıyla gözaltında tutuluyor.
Mektuba göre, mahkumlar 2 Kasım’da —Balfour Deklarasyonu’nun yıl dönümünde— açlık grevine başlayacak. Bu tarih aynı zamanda Filton 24 davasının ilk duruşmasından yalnızca iki hafta öncesine denk geliyor.
Açlık grevinin amacı, tutukluların cezaevinde karşı karşıya kaldıkları kötü koşulları gündeme taşımak ve İngiliz hükümetine şu talepleri iletmek: “Adil yargılanma hakkı, kefaletle serbest bırakılma ve tüm terör suçlamalarının düşürülmesi.”
Geçmişte tutuklu bulunmuş iki aktivist —Francesca Nadin ve Audrey Corno— şu anda Prisoners for Palestine (Filistin İçin Mahkumlar) adlı kolektifin üyesi olarak tutuklular adına savunuculuk yapıyor. Bu iki isim, protesto mektubunu Pazartesi günü İçişleri Bakanlığı’na teslim etti.
“Tarihi bir an”
Nadin ve Corno, 5Pillars haber sitesine verdikleri demeçte, “Bu tarihi bir an. Hükümet doğru kararı verip mahkumlara yasal haklarını tanımalı. Mahkumlara başka bir seçenek bırakılmadı; özgürlükleri ve adalet için açlık grevine gidiyorlar.” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, tutukluların hem İngiltere’de hem de uluslararası alanda büyük bir desteğe sahip olduklarını belirterek, hükümetin yalnızca mahkumlara yönelik değil, Gazze’deki soykırıma da aktif olarak katılım sağladığını savundular.
CAGE International adlı sivil toplum kuruluşunun Araştırma Direktörü Dr. Asim Qureshi de Prisoners for Palestine ile birlikte tutukluların müzakerelerinde yer alıyor. Qureshi şöyle dedi: “Bu açlık grevi, gerçekleşirse, son 20 yılın ilk örneği olacak. İngiltere’nin ceza sistemi içindeki şiddeti çarpıcı şekilde gözler önüne serecek — ki bu tür şiddeti genelde uzakta sanırız.”
“Guantanamo’dan Gazze’ye, Filistin için mücadele edenleri bastırmak adına inşa edilen bu otoriter terör yasaları yıkılmalıdır. Mahkumlar, adalet hareketimizin atan kalbidir. Onların fedakarlıklarını onurlandırmalı ve uğradıkları adaletsizliklere karşı sesimizi yükseltmeliyiz.”
Şu anda İngiltere’de, Filistin ile ilgili eylemler nedeniyle 33 kişi tutuklu bulunuyor ve yargılanmayı bekliyor.
Filton 24 Kimdir?
Filton 24, İsrail’in en büyük silah üreticisi olan Elbit Systems’in İngiltere Bristol’daki araştırma ve üretim tesisine Ağustos 2024’te düzenlenen baskınla bağlantılı olarak tutuklanan aktivist grubun adı.
Eylem sırasında bir grup aktivist, modifiye edilmiş bir hapishane aracını tesisin çitlerine çarparak içeri girdi. Altı kişi binaya girip üretim makinelerini ve Elbit tarafından üretilmiş insansız hava araçlarını (İHA) imha etti. Bu İHA’ların, Gazze’deki soykırımda kullanıldığı öne sürülüyor.
Altı aktivist olay yerinde gözaltına alındı ve daha sonra terörle mücadele yasaları kapsamında tekrar tutuklandı. Ancak bu kişilere terör suçlaması yöneltilmemekle birlikte, “terör bağlantısı” iddiasıyla yargılanmaları isteniyor. Bu süreçte kefalet talepleri reddedildi ve mahkumların çeşitli cezaevi ihlallerine maruz kaldığı öne sürüldü. CAGE International, mahkumların mektuplarına el konulduğunu ve iletişim haklarının kısıtlandığını belirtti.
Birleşmiş Milletler’den Tepki
Ocak ayında, dört BM özel raportörü İngiltere hükümetine mektup göndererek, terörle mücadele önlemlerinin Palestine Action aktivistlerine karşı kötüye kullanıldığını ve bu kişilere daha sert cezaevi koşulları uygulandığını ifade etti.
Yasaklama Kararına Karşı Hukuki Mücadele
Bu ay, İngiliz hükümeti, Palestine Action’ın terör örgütü ilan edilmesine karşı açılan davayı engelleme girişiminde başarısız oldu. Temyiz Mahkemesi, yasak kararının yargı denetimine tabi tutulmasına izin verdi. Grup kurucularından Huda Ammori’nin daha önce açtığı dava, Kasım ayında Yüksek Mahkeme’de görülecek.
Hükümet, bu kararı değerlendireceğini açıkladı. Ancak İçişleri Bakanlığı, Palestine Action’ın hâlâ yasaklı bir grup olduğunu ve destek verenlerin "yasanın tüm gücüyle karşı karşıya kalacağını" belirtti.
Yasağa Rağmen Protestolar Sürüyor
Grubun yasaklanmasından bu yana, başkent Londra’da yüzlerce kişinin katıldığı çok sayıda protesto düzenlendi. Aktivistler ellerinde “Soykırıma karşıyım, Palestine Action’ı destekliyorum” yazılı pankartlar taşıdı. Bu barışçıl gösterilere rağmen çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Destekçiler arasında yaşlılar, Hristiyan din adamları, tekerlekli sandalyedeki vatandaşlar ve öğrenciler yer alıyor.
Palestine Action, 5 Temmuz’da yasaklandı. Karar, Haziran ayında grubun RAF Brize Norton üssüne girip iki askeri uçağa kırmızı boya sıçratmasının ardından alındı. Bu üssün, Gazze üzerinde casus uçuşlar yapan askeri uçaklar için bir merkez olarak kullanıldığı öne sürülüyor.
Eski İçişleri Bakanı Yvette Cooper, yasak kararını bu eyleme dayandırdı ancak belgeler, yasaklamanın çok daha önceden planlandığını ortaya koydu.
Hapiste Bir Yılı Geçtiler
Bazı aktivistler bir yıldan fazla süredir yargılanmadan tutuklu bulunuyor. Palestine Action’ın yasaklanmasının ardından bu kişilere yönelik cezaevi uygulamalarının ağırlaştığı ileri sürülüyor. Bu nedenle açlık grevi, mahkumlar tarafından “daha adil muamele için bir direniş” olarak tanımlanıyor.
Bu gelişme, hükümetin yasağı sürdürme kararına yönelik yeni bir baskı unsuru olarak öne çıkıyor.