Avrupa tarihi içinde Yahudi sorunu ve Filistin-1 / Selahaddin Nasranlı

Yahudilerin Avrupa macerası ve dönüşümü oldukça ibretlidir ve belli devirler halinde yaşanmıştır.

Avrupa tarihi içinde Yahudi sorunu ve Filistin-1 / Selahaddin Nasranlı

Düşünür Gore Vidal, İsrael Shahak’ın “Yahudi Tarihi ve Yahudi Dini” eserinin önsözünde şunları fade eder:

“İsrail Devleti için Filistin’e gidenlerin çoğu Avrupalı sosyalistler idi. Bunların teokratik bir Yahudi devleti kurulmasına engel olacaklarını ve Filistin halkı ile eşit olarak yaşayacaklarını sandık. Ama bunların hiçbiri olmadı.” (1)

Sormadan anlaşılmıyor: Avrupa’nın en kadim kentli halkı, belki en fazla bilim adamı ve filozof çıkaran Yahudiler, büyük kısmı Filistin’e solcu olarak giden bu halk, nasıl oldu da baskıcı ve zülümlere gebe bir devlet tecrübesine ve sonu gelmez savaşlara saplandı kaldı?

Küfretmek için değil, anlamak için soruyoruz: Niçin en fazla zülüm görenler, zalim de olabiliyorlar?

Neden aşırı devlet ve güç hırsına tutuşanlar, eleştirdikleri halkların kötülüklerini yaparlar.

Soruyu daha geriye doğru yöneltelim: Yahudilerin başına ne geldi de böyle bir totoliter bir tarihe ve etnik siyasete saplandılar? Kendi kendi kendine mi böyle oldular? Başkalarının da (özellikle Avrupalıların) bunda bir rolü oldu mu?

Avrupa’daki antisemitik geçmiş (ki bana göre bir Müslüman, zülme neden olacağı için antisemitik olamaz), Yahudileri hangi noktalarda biçimlendirdi?

Kanaatimce Filistin’i anlamak için Avrupa’daki Yahudilerin tarihini ve Avrupalıların onlara neler yaptıklarını da anlamak gerekir. Ki Avrupalıların en az 1000 yıllık Yahudi zülmü, Yahudileri ebediyyen ta iliklerine kadar değiştirmiştir.

Nitekim bu değişimin bir ürünü olarak “Yahudiler, güçlü bir totoliter (baskıcı) çizgiye sahip oldukları görülür. Eski militer Sparta’da komedi olmamışsa, aynı tarzda da Yahudilerde mizah yoktur” der İnsan hakları savunucusu ve hümanist İsrael Shahak. Bunun en büyük nedenlerinden biri de en az ikibin yıldır yaşadıkları Avrupa’da başlarına gelenler ve onların kendi içlerindeki totoliter baskıcı dini (etno-milliyetçi tarih) savunmadır.

Yahudilerin Avrupa macerası ve dönüşümü oldukça ibretlidir ve belli devirler halinde yaşanmıştır.

Sondan başlarsak burada ilk değişiklik; Avrupa içinde 1700’lü yıllardan sonra özellikle Hollanda, İngiltere ve Fransız İnkilabı’ndan sonra Yahudiler, ancak önemli bireysel haklar kazandılar. Bundan önce sadece ataları; (Haşa) İlah Oğlu İsa’yı öldüren, bir “cemaat”tiler ve bireylerinin kendi özgür fikir ve yaklaşımları yoktu. Tüm hayatları hahamların iç hukukları uyarınca düzenlenirdi.

İkinci modern değişiklik ise Yahudi topluluk gücü ve onların yaptırımları bireyler üzerinde çözüldü. Normalde Roma’dan beri Yahudi cemaati, kendi kapalı yapısı üstünde çok büyük yaptırım ve ceza gücüne sahipti. Avrupa devletlerinin de tanıdığı bu güç (ki hahama hakaret eden vali İmparator 1. Teodosius tarafından idam edildi) bireylere, kırbaç, hapis, sürgün ve hatta öldürme cezası verebiliyordu. Haham teşkilatı ise Batılı kral ve yöneticilerle iyi geçinmek, rüşvet vermek ve dalkavukluk yapmak zorundaydı. Yahudiler alt kesime birşey sunamıyordu. Onun için Avrupalı halk ve taşralı rahipler, tam anlamıyla Yahudi avı yapacak kadar kindardı. Bu ilişkiler en fazla ekonomide dönüşüm sağlayacaktır.

Yahudi beyni, Hristiyan zulmüne karşı kapitalist bir dünya kurmakta gecikmeyecektir. Yahudi parası da kapaitalizmin damarlarındaki kan olacaktır.

Modern dönemlerin arefesinde yani 19.yy öncesi en rahat oldukları yer İspanya-Kastilya idi. Birçok devlet yetkilisi onlardandı. Ama onlar dahi Hristiyanlardan önce kendi içlerinde “engizisyon yapma hakkı” almışlardı ve bireyler üzerinde zülümleri vardı. İsrael Shahak’a göre Hristiyan ve Müslümanlar buna karşı çıkmamışlar belki destek çıkmışlardır. İşte bu noktada Avrupa’daki liberalleşme rüzgarı ve ulus devleti olgusu bu cezaları düşürdü, zülümleri azalttı. Çünkü yeni fikirler din farkını umursamıyordu.

Öte yandan Yahudi cemaati içinde kapalılık ve cabbarlık devam ediyordu. 18.yy da dahi Almanya Yahudileri cemaatı içinde kitapları yakılır, yazarları infaz edilir, Yahudilik dışı diye, eğitim kitapları yasaklanırdı. Özgür olmak için bazıları çözümü dinden çıkmakta bulmuştu. 1780’den önce Yahudiler, Avrupa’da eğitimi kısıtlayanlar olarak bilinirdi. Bilimsel bazı gerçekler inkar edilirdi. Doğu Avrupa hahamları, Talmud harici kitapları yasaklamakla bilinmişlerdir.

Yahudi Ortaçağı, dışarda Hristiyanların zülümleri (Yahudi avı sporu) ile içerde de hahamların engizisyonu ile geçmiştir.

“Üzerlerine zillet ve meskenet damgası vuruldu.”(Bakara, 2/61)

1-Yazının geneli için bknz. Shahak, İsrael, Yahudi Tarihi ve Yahudi Dini, Ağaç Yay. İst. 2010

Selahaddin Nasranlı / Habernas