Afiye Sıddıki’nin 17 yıldır bitmeyen çilesi

ABD'de tutuklu bulunan ve adı insan hakları ihlalleri ile anılan Afiye Sıddıki'nin tutulduğu hapishanede koronavirüse rastlandığı bu günlerde ailesi dünya müslümanlarından Afiye'nin kurtuluşu için dua ve girişimde bulunmalarını istiyor.

Afiye Sıddıki, Pakistanlı bir bilim kadını idi. Varlıklı ve eğitimli bir aileye mensuptu, Amerika’daki önemli üniversitelerde 10 yıl eğitim gördü, nörolojik bilimler üzerine doktora yaptı.

2002 yılında üç çocuğunun babası olan ilk eşinden boşandı. İlk eşi, Sıddıki'nin son zamanlarda 'radikalleştiğini' öne sürdü ve eski karısına karşı ABD ile işbirliği yaptı, Sıddıki'nin tutuklanmasında rol oynadığı iddia edildi.

Amerikan basını, Sıddıki’yi, "El Kaide'nin kadın dehası" olmakla suçladı.

Tek başına bir kadın olarak bir oda dolusu askerin elinden silah aldığı söylenen ve bu yüzden 86 yıl hapis cezası alan Afiye ile ilgili ithamların hepsi iddia ve hiçbirisi tam olarak kanıtlanmış değil.

Kronolojik olarak Afiye Sıddıki’nin hayatı ve yaşadıkları

1972 – Afiye Sıddıki Pakistan’da dünyaya geldi. Babası pratisyen hekim, annesi de kadınlar ile ilgili uluslararası faaliyetler yürüten bir STK çalışanıdır. Ailesi işleri gereği belli dönemlerde Pakistan dışında yaşamak durumunda kaldığı için Afiye Sıddıki de ilkokul 2. sınıfa kadar ailesi ile birlikte Zambiya’da yaşadı.

1990 – Ağabeyinin yanına Texas’a gitti ve Houston Üniversitesi’ne başladı.

1992 – Burslu olarak gittiği Boston MIT, Biyoloji bölümünden 1995 yılında mezun oldu. Aynı yıl kendisi gibi Pakistan vatandaşı olan Amjad Han ile evlendi. (Bu evliliğinden iki erkek ve bir kız olmak üzere üç çocuğu bulunmaktadır)

2001 – Bilişsel Sinir Bilimi dalında Brandies Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı.

2002 – Ailesi ile birlikte Pakistan’a geri döndü. Ağustos ayında yaşadığı aile içi sorunlar ve maruz kaldığı şiddet nedeniyle kocası ile boşandılar. Boşandığında küçük oğlu Süleyman’a hamile idi. Eylül ayında Süleyman doğdu. Sıddıki, tüm çocukların velayetini üslendi. Aralık ayında iş başvurusu için ABD’ye gitti ancak olumsuz sonuçlandığı için bir hafta sonra geri döndü.

2003 – Mart ayında FBI, resmi sitesinden Dr. Sıddıki ve eski kocası Han hakkında “Küresel Alarm” yayınladı. Yayınlanan alarmda herhangi bir suç isnadı bulunmuyordu. ABD’ye gitmek isteyen Sıddıki, bu bülten nedeniyle planını iptal etti. Çocukları ile birlikte İslamabad’da bulunan dayısının yanına gitme kararı aldı. Ancak Karachi Havalimanına giderken çocukları ile birlikte kaçırıldı. (2008’de Pakistan Senatosundan Amerika’ya giden ve Sıddıki ile görüşen Pakistanlı Senatörlerin verdiği rapor bu olayı belgelemektedir). Sıddıki ve üç çocuğundan beş yıl boyunca haber alınamadı.

2008 – İngiltere merkezli insan hakları örgütü CAGE, 7 Haziran’da Pakistan’da bir basın toplantısı düzenledi ve Sıddıki’nin Afganistan’da Bagram Hapishanesinde ABD tarafından tutulduğunu; bu konuda ellerinde ciddi deliller olduğunu açıkladı. Takip eden birkaç gün içinde Amerikan hükümeti Sıddıki’nin Afganistan’da yakalandığını ilan etti.

18 Temmuz’da Afgan Polisi bir basın toplantısı düzenledi.

Afiye Sıddıki sonraki olaylar şöyle gelişti:

Toplantı sırasında aynı odada perde arkasında tutuluyordu. Açıklama yapılırken Amerikan askerleri kendisini teslim almak için geldiler ve bir Afgan istihbarat görevlisi dışında herkesin dışarı çıkmasını istediler. Bu esnada üst düzey rütbeli bir Amerikan Subayı iki el ateş ederek Sıddıki’yi yaraladı. Midesinden vurulan Sıddıki yaşadığı acı ve kan kaybı nedeniyle baygınlık geçirdi. Sıddıki , sonraki aylarda ABD’de yapılan duruşmasında bu olayla ilgili yaşadıklarını anlatırken, bayılmadan önce ABD’li askerlerin kendi aralarında “kadın ölecek ve işimizi kaybedeceğiz” diyerek telaşlı bir şekilde bağrıştıklarını söyledi. Durumu kritik olan Sıddıki, Bagram Hava Üssünde bulunan Craig Joint Theather Hastanesine helikopter ile götürüldü. Burada ameliyat edildi. Hastanede bulunduğu süre boyunca ailesi ile görüşmesine hiçbir şekilde izin verilmedi. Bu süreçte Pakistan Hükümeti tarafından tek bir ziyaret dahi yapılmazken avukat ve konsolosluk hakları da kendisine bildirilmedi. Sıddıki, mahkemedeki yeminli ifadesinde gizli bir hapishanede işkence gördüğünü, işkence edenlerin delil üretmeye çalıştıklarını ve kendisine söylenen rolü oynamadığı taktirde kendisine ve çocuklarına işkence yapma tehdidinde bulunduklarını söyledi.

30 Temmuz’da FBI, Sıddıki’nin ağabeyine kız kardeşinin Afganistan’da tutulduğunu ve yaralı olduğunu bildirdi. Kısa süre sonra Sıddıki yargılanmak üzere New York’a götürüldü.

Aralık ayında Alman Der Spiegel dergisinden Juliane von Mittelstaedt tarafından bir makale yayınlandı. Sıddıki’nin savunma avukatı ile görüşen İngiliz Gazeteci Yvonne Ridley ise Sıddıki’nin silahlı saldırı sonucu yaralandığını duyurdu ve olayla ilgili iki görgü tanığı buldu. Bu yayınlar, olayın dünya kamuoyu tarafından duyulmasına ve gündem olmasına önemli katkı sundu.

2010 – 23 Eylül’de New York’ta yargılanmaya başlayan Sıddıki, Hâkim Richard M. Berman tarafından Afganistan’da bulunan ABD askerlerine ve FBI ajanlarını öldürmeye teşebbüs etmek suçlamasıyla 86 yıl hapse mahkûm edildi. Duruşmalar esnasında Hâkim Berman, Sıddıki’nin müdafilerini birkaç defa salondan çıkarma teşebbüsünde bulunsa da bunu başaramadı.

Dosyada bulunan raporlara ve mahkeme tutanaklarına göre Sıddıki’nin suçlandığı olay Temmuz 2007’de Afganistan’ın Gazne şehrinde gözaltı esnasında yaşanmıştı. Gazne Polis Merkezinde tutulan Sıddıki, ABD askerleri tarafından yere bırakılmış olan tüfeği ateşlemiş ancak kimse yaralanmamıştı. Sıddıki bu iddiaları kesinlikle reddetti ancak mahkeme, Sıddıki’yi destekleyen bulgulara rağmen bütün suçlamaları kabul ederek mahkûmiyet kararı verdi. Sıddıki’nin müdafileri verilen kararı temyiz ettiler. Ancak Davaya ait ilk tutanak 28 Mart 2011’deki zabıt tutanağına göre yazıldı.

Duruşmalar boyunca Dr. Sıddıki Texas’ta Forth Worth Deniz Üssünde bulunan federal hapishanede tutuldu ve halen bu hapishanede tutulduğu düşünülmektedir. Sıddıki’nin hücre hapsinde tutulduğu ve -avukatları dâhil- dışarıdan herhangi bir kimseyle görüştürülmediği tahmin ediliyor.

2016 yılında annesi ile yapmasına izin verilen telefon görüşmesi ve Pakistan Adalet Bakanlığı’na bağlı bir kadın savcının Mart 2019 yılında yüz yüze görüşmesi dışında ailesi halâ kendisini ziyaret edebilmiş ve haber alabilmiş değildir. (Habernas.com)