AB'yi sarsan mülteci krizinde hafızalara kazınan beş olay

Avrupa Birliği, 2015 yılından beri hafızalara kazınan ve bütün üye ülkelerini alarma geçiren mülteci kriziyle karşı karşıya. Sınırların kapatılması, kıyıya vuran bir bebeğin cansız bedeni ve Akdeniz'de onlarca kişiyi taşıyan şişme botların batması sık sık dünyanın önde gelen gazetelerinin manşetlerine taşındı.

AB'yi sarsan mülteci krizinde hafızalara kazınan beş olay

Avrupa Birliği, 2015 yılından beri hafızalara kazınan ve bütün üye ülkelerini alarma geçiren mülteci kriziyle karşı karşıya. Sınırların kapatılması, kıyıya vuran bir bebeğin cansız bedeni ve Akdeniz'de onlarca kişiyi taşıyan şişme botların batması sık sık dünyanın önde gelen gazetelerinin manşetlerine taşındı. Halen ve her geçen gün yeni trajedilere; insanlık dramlarına konu olan mülteci krizinin Avrupa Birliğİ'nde köşe taşı denecek hangi olaylarla bugünlere geldiğini derledik:

1) Nisan 2015: 800 ölü

Akdeniz'de Libya'dan yola çıkan bir gemide son yılların en ağır trajedisi yaşandı. 18 Nisan'ı 19 Nisan 2015'e bağlayan gece, 800'den fazla kaçak göçmeni taşıyan bir gemi alabora oldu. Yüzlerce göçmen hayatını kaybederken sadece yaklaşık 30'u kurtarılabildi.

İtalya'da olayı soruşturan savcılar, 'cinayet' işlemekle suçlanan kaptanın, yanlışlıkla kurtarma gemisine çarptığını söyledi.

Trajedinin boyutu ve hayatta kalanların tüyler ürpertici açıklamaları dünyayı şoke etti. Bunun üzerine Avrupa Birliği Libya'daki varlığını güçlendirme kararı aldı. Teknenin Tunus kökenli kaptanı 2016 yılının sonunda 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

2) Aylan Kürdi dünyayı yasa boğdu

Ailesi ile birlikte Suriye'deki çatışmalardan kaçan 3 yaşındaki Aylan Kurdi'nin cansız bedeni Türkiye'de bulundu. Bodrum kıyılarında bulunan cansız bedeninin fotoğrafı tüm dünyayı yasa boğdu. Aylan Kurdi mülteci krizi ile ilgili tartışmaları yeni bir boyuta taşıdı.

Aylan Kurdi'nin Yunan adalarına ulaşmaya çalışırken 5 yaşındaki ağabeysi dahil yaklaşık 10 kişiyle birlikte Akdeniz'de boğulduğu anlaşıldı.

Aylan Kürdi'nin cansız bedeni dünyanın dört bir tarafında gazetelerde manşet oldu. Bu durum iltica talebinde bulunanlara yönelik yardımların artmasını sağladı. Mülteci krizi artık sadece rakamlardan ibaret değildi, Aylan Kurdi sembol haline gelmişti.

2015 yılında 850 bini Yunan adalarından olmak üzere toplam bir milyon kişi deniz yoluyla Avrupa'ya giriş yaptı. Çoğu Suriye'deki çatışmalardan kaçmaktaydı.

3) Almanya mültecilere kapılarını açtı

2015 yılının yaz aylarında mülteci akını had safhaya ulaştı. Avrupa Birliği ülkeleri konu ile ilgili görüş ayrılıkları yaşadı. Almanya Başbakanı Angela Merkel insani kriz endişesi ile tarihi bir dönem olarak adlandırılan bir karara imza attı. Ağustos sonunda Almanya, kurallara uymayarak mültecileri Avrupa Birliği içinde ilk ayak bastıklara ülkelere göndermeyeceğini açıkladı. 5 Eylül'de ülkenin binlerce mülteciye kapılarını açmaya hazır olduğu duyurusu yapıldı.

Suriyeli mülteciler, "Merkel Ana'ya" şükranlarını sunarken kimileri de Avrupa'nın gururu olduğunu savundu. Ancak Merkel hem kendi ülkesindeki vatandaşlar hem diğer Avrupa ülkeleri tarafından yoğun eleştiri yağmuruna tutuldu.

Durumu kontrol etmekte zorlanan Almanya Eylül ortasında sınırlarda yeniden sıkı kontrol başlattı. Avusturya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti kısa süre içinde aynı yönde kararlar aldı, Schengen bölgesinde serbest dolaşım askıya alındı.

4) 'Yerleştirme' sürecinin başlangıcı

9 Ekim 2015 tarihinde, Libya açıklarında kurtarılan ve İtalya'ya getirilen yaklaşık 20 Eritreli fotoğrafçıların flaşları altında Roma'dan İsveç'e havalanmaya hazırlanan bir uçağa bindirildi.

Bu olay aylar süren tartışmaların ardından Yunanistan ve İtalya'nın yükünü hafifletmek için atılan ilk adım olarak kayda geçti. Yeniden Yerleştirme Planı kapsamında iki yıl içinde Avrupa ülkelerinin 160 bin mültecinin kota sistemi doğrultusunda paylaştırılması öngörülüyordu. Ancak plan işlemedi. Macaristan ve Polonya başta olmak üzere birçok ülke Avrupa Birliği tarafından mecburi olarak dayatılan programa uymayacağını duyurdu. Sadece toplam 35 bin mülteci üye ülkelere yerleştirildi. Avrupa Birliği'nin dayanışmasını temsil etmesi beklenen bu adım bölünmesinin sembolü haline geldi.

5) 2016 yılında Balkan yolu kapatıldı

2016 yılının ilkbahar aylarında olayların akışı tamamen değişti. 2015 yılında açılan Makedonya'dan Avusturya'ya mültecilerin ilerlemesini sağlayan 'Balkan koridoru' ülkelerin sınırlarını kapatması ile birlikte engellendi.

18 Mart 2016: AB Türkiye ile mülteci anlaşması imzaladı

18 Mart 2016 tarihinde Ankara ile Brüksel arasında yasal olup olmaması konusu tartışmalara neden olan mülteci anlaşması imzalandı. Anlaşma Yunanistan'a ayak basan mültecilerin sistematik olarak Türkiye'ye geri gönderilmesini içeriyor. Avrupa'ya mülteci akışında önemli düşüş görüldü ancak binlerce mülteci Yunanistan'da bloke olmuş durumda. Bu durum insani krizin yaşanması endişelerini beraberinde getirdi.

Avrupa Birliği'nden daha fazla yardım bekleyen Ankara geçtiğimiz Mart ayında Avrupa'ya gitmek isteyen mültecilere kapılarını açmıştı. Sınırda yaşanan arbede dünyada gündem olmuştu.

Euronews