Zimbabve'deki siyasi ve ekonomik kriz derinleşiyor

Afrika’nın bir zamanlar "tahıl ambarı" olarak adlandırılan ülkesi Zimbabve'de devam eden ekonomik ve siyasi kriz, ülkede iktidar ile muhalefet arasında gerginliklerin yaşanmasına neden oluyor.

Zimbabve'deki siyasi ve ekonomik kriz derinleşiyor

Zimbabve'yi 37 yıl yöneten Robert Mugabe'nin 2017'deki askeri müdahaleyle iktidarını kaybetmesi sonrası 2018'deki seçimlerde Zimbabve Afrika Ulusal Birliği-Yurtsever Cephesi (Zanu-PF) lideri olarak Devlet Başkanı olan Emmerson Mnangagwa, yolsuzluk, kötü yönetim ve ifade özgürlüğünü kısıtlamakla suçlanıyor.

Muhalefet, Mnangagwa'ya karşı gösteriler düzenleyip sosyal medya üzerinden tepkilerini uluslararası kamuoyuna duyurmaya çalışırken, Mnangagwa ise göstericileri "dış güçlerle iş birliği yapan küçük bir grup" olarak tanımlıyor.

"Halk, Mnangagwa'nın Mugabe gibi bir yönetici olduğunu fark etti"

Güney Afrikalı gazeteci Şefik Morton, Zimbabve'de yaşanan olaylarla ilgili yaptığı açıklamada, protestocuların ifade özgürlüğü ve iş istediğine dikkati çekti.

Morton, "Mugabe'nin istifa etmesi sonrası Mnangagwa'nın görevi devralmasıyla halk arasında düşünce özgürlüğü, ekonominin güçlenmesi ve yolsuzlukların önlenmesine yönelik iyimser bir hava oluşmuştu ancak kısa zamanda halk, Mnangagwa'nın Mugabe gibi bir yönetici olduğunu fark etti." dedi.

Zimbabve ekonomisine değinen Morton, "Zimbabve parası çok değer kaybetti ve sanayisi, yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) olumsuz etkilendi. Ülkede ekonomik ve siyasi durum çok kötü ve başarısız bir devlet yönetimi var." diye konuştu.

Ülkedeki kriz tüm bölgeyi etkileyebilir

Bölgenin lider ülkesi Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Zimbabve'deki gelişmelerle ilgili "insan hakları ihlali" uyarısı yapması ve bu ülkeye iki özel elçi atması aslında durumun vahametini gösteriyor.

Zimbabve'deki durum sadece bu ülke için değil Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC) ile Afrika Birliği (AfB) ülkeleri için de endişe kaynağı oluşturuyor.

Uzmanlara göre, Zimbabve için çıkış yolu askeri statükonun değiştirilmesi, özgür ve adil seçimlerin yapılması, yolsuzlukların sonlandırılması ve düşünce özgürlüğünün sağlanması.

Öte yandan Birleşmiş Milletlerin (BM) 2019 verilerine göre, Zimbabve'de nüfusun yüzde 60’ının gıda güvenliği bulunmuyor.

Ülkede yıllık enflasyon tüketici fiyatları yüzde 785'e çıkarken, ekonomik kriz nedeniyle doktorlar başta olmak üzere birçok sağlık örgütü grev kararı aldı.

AA