El-Husi’den sert uyarı: “Bölgesel çatışma kaçınılmaz, Yemen direnişe hazır”
Yemen lideri Abdülmelik el-Husi, yaklaşan bölgesel çatışmalara karşı uyarıda bulunarak işgalci İsrail’le normalleşen Arap ülkelerini sert sözlerle eleştirdi ve Yemen’in direnişe hazır olduğunu ilan etti.
Yemen devriminin lideri Seyyid Abdülmelik el-Husi, yaptığı açıklamada yaklaşan bölgesel tırmanışa karşı sert uyarılarda bulundu, Yemen’in askerî hazırlık seviyesini öne çıkardı ve işgalci İsrail’le normalleşme yoluna giden Arap devletlerini sert ifadelerle eleştirerek, onları hırsızlığa ortak olmak ve ahlaki çöküşle suçladı.
Artan askerî hazırlık çağrısı ve yaklaşan çatışma uyarısı
Konuşmasının önemli bir bölümünü stratejik uyarılara ayıran el-Husi, “Amerikan ortaklığıyla İsrail düşmanının daha fazla tırmanış ve gelecekte yeni çatışma turları için hazırlık yaptığını” söyledi.
ABD ile siyonist düşman arasında süregelen bir “hava köprüsüne” dikkat çeken el-Husi, bu köprü aracılığıyla bölgede silah yığınağı yapıldığını ve bunun yaklaşan çatışmaların hazırlığı olduğunu ifade etti.
Yaklaşan yüzleşmeleri “kesinleşmiş turlar” olarak nitelendiren el-Husi, bunların kaçınılmaz olduğuna dair “hiçbir şüphe bulunmadığını” vurguladı.
Buna karşılık olarak sürekli “faaliyet, farkındalık ve hazırlık” içinde olunması gerektiğini belirterek, “Mevcut olanla yüzleşmek ve gelecek olana hazır olmak için sürekli çalışmalıyız” dedi.
Arap-işgalci İsrail normalleşmesine sert tepki ve “ihlal denklemi”
Konuşmanın ana başlıklarından biri, işgalci İsrail’le normalleşme yoluna giden Arap ülkelerine yönelik sert eleştiriler oldu.
Seyyid Abdülmelik el-Husi, özellikle Mısır’ın işgalci İsrail’le yaptığı doğal gaz anlaşmasını hedef alarak, bunu “büyük bir günah” ve Filistinlilere ait “çalınmış” kaynakların satın alınmasını içeren “utanç verici bir anlaşma” olarak niteledi.
Bu eleştirilerini Suudi Arabistan yönetiminin işgalci İsrail’le kablo ve iletişim alanındaki iş birliğine ve Ürdün’ün su kaynakları konusundaki tutumuna da genişletti.
El-Husi, bu yönetimlerin İsrail saldırganlığının ve “gasbının” olağan ve sorgulanmaz hâle geldiği bir “ihlâl denklemini” kabul ettiğini söyledi.
Arap dünyasındaki “işbirlikçi rejimlerin” ve “ikiyüzlülük hareketinin”, bu durumu halklarına kabul ettirmeye çalıştığını, böylece her türlü gerçek direnişi etkisizleştirmeyi hedeflediğini savundu.
İdeolojik çerçeve: “Çağın zorbalarına” karşı İslami kimlik mücadelesi
Seyyid Abdülmelik el-Husi, “çağın zorbalarını” tek bir yapı olarak tanımlayarak; “küresel Siyonizm, Amerika, soykırımcı İsrail, Britanya ve onların ajanları” ifadesini kullandı.
Bu yapının, toplumsal değerleri yıkma, ahlaki çöküş yayma ve İslam ülkelerini inanca dayalı kimliğinden arındırmayı hedefleyen “yumuşak, şeytani bir savaş” yürüttüğünü savundu.
Askerî, medya ve kültürel alanları kapsayan İslami direnişi, Kur’anî kimliğin gerçek savunması olarak tanımlayan el-Husi, bu “iman kimliğinin” korunmasının, yabancı güçler tarafından yönetilen bir “kuklaya” dönüşmemek için temel bir siper olduğunu söyledi.
Filistin’e bağlılık ve direniş vurgusu
Seyyid Abdülmelik el-Husi, konuşmasını Yemen’in Filistin davasına olan bağlılığını yineleyerek tamamladı. ABD’nin, ateşkesten önce Yemen’in Gazze’ye destek amacıyla yürüttüğü askerî operasyonları durdurmakta başarısız olduğunu belirten el-Husi, gelecekte de bunu başaramayacağını söyledi.
Yemen Silahlı Kuvvetleri’nin silahlarını, “Allah’a dayanan bir milletin elinde” olarak tanımlayan el-Husi, Yemen’in direnişinin kaçınılmaz, ilkesel ve ilahi destekli bir yol olduğunu vurguladı.



