Mısır’da siyasi tutukluların açlık grevi krize dönüştü: Ailelere gözaltı tehditleri ve baskılar artıyor

Mısır’daki tutukluların açlık grevi sağlık krizine dönüşürken, ailelere gözaltı tehditleri artıyor. İnsan hakları örgütleri hükümeti baskıcı politikalarla suçluyor, sosyal medya kampanyaları ise ziyaret yasağına tepki gösteriyor.

Mısır’da siyasi tutukluların açlık grevi krize dönüştü:  Ailelere gözaltı tehditleri ve baskılar artıyor

Mısır’da "Badr 3" ve "Wadi El Natrun" hapishanelerinde tutukluların açlık grevi krizi derinleşiyor. İnsan hakları örgütleri, hapishane güvenlik güçleri ve ulusal güvenlik birimlerinin, açlık grevindeki tutukluların ailelerini gözaltına alma tehdidinde bulunduğunu bildiriyor. Açlık grevi, tutukluların kötüleşen sağlık durumları ve bazı intihar girişimleriyle ciddi boyutlara ulaştı.

Siyasi tutuklu Dr. Muhammed Beltaci’nin eşi Sanaa Abdulguad, Beltaci’nin açlık grevi nedeniyle sağlık durumunun kötüleştiğini ve tek kişilik hücreye sevk edildiğini duyurdu. Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi döneminde Cumhurbaşkanlığı Divan Başkanı olan Muhammed Rifaa El Tahtavi’nin kardeşi Magda Rifaa da kardeşinin sağlık durumunun kritik olduğunu açıkladı.

Tutuklu aileleri yaşanan sıkıntıları dile getirirken, Mısır İçişleri Bakanlığı açlık grevinin gerçek olmadığını ve tutuklulara en üst düzeyde sağlık ve yaşam koşullarının sağlandığını iddia etti. Ancak insan hakları örgütleri hapishanelerde inceleme komisyonlarının kurulmasını talep ediyor.

“Adalet için” örgüt yöneticisi hukukçu Mahmoud Gaber, açlık grevinin, hapishane yönetiminin tutukluların insani ve yasal taleplerine kayıtsız kaldığını gösterdiğini belirtti. Gaber, açlık grevinin toplu ve örgütlü bir tepki olduğunu vurgulayarak, sistemin sertliğini koruma ısrarının, insan hakları ihlallerini artırdığını, uluslararası toplumun da giderek daha fazla baskı uygulayacağını söyledi.

Açlık grevinin devamının tutukluların sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğine dikkat çekilirken, aileler ise ziyaret yasağı, tek kişilik hücre ve kötü muamele gibi hak ihlallerine maruz kaldıklarını belirtti. Tutuklu yakınları, özgürlük ve temel insani haklar için sosyal medyada #ZiyaretlerAçılsın ve #DüşünceTutuklularınaÖzgürlük hashtagleriyle kampanyalar düzenliyor.

Öte yandan, Mısır’da tutuklulara yönelik baskılar sadece cezaevleriyle sınırlı kalmayıp, dışarıdaki muhaliflere de uzanıyor. Gazete ve haber sitesi çalışanlarının soruşturulması, tutukluların işkence sonucu hayatını kaybetmesi ve polis şiddeti giderek artıyor.

Mısır İnsan Hakları Örgütü yöneticisi Gaber, yönetimin baskıcı tutumunu “zafiyet kabul etmeme”, “korku iktidarı kurma” ve “hesap verebilirliğin yokluğu” ile açıkladı. Gaber’e göre bağımsız yargı ve etkin denetim mekanizmalarının olmaması, güvenlik güçlerinin ihlallerine cezasızlık sağlıyor.

Mısır’daki bu ağır insan hakları krizinin, açlık grevi ve tutuklu hak ihlallerinin uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam edeceği vurgulanıyor.

Kaynak: arabi21.com