Kitap yüklü merkepler!../ Hediye Yüceay

Son zamanlarda vuku bulan Boğaziçi olaylarında yine çukur zihniyetliler tüm çirkeflikleriyle ortalıkta serseri mayın sarhoşluğuyla cirit atıyor adeta. İşte yine birkaç ipsiz sapsız, ahlaksız ve izansız, amma son derece hadsiz ve insafsız, kirli ellerini ve dillerini Beytullah’a uzattılar.

Kitap yüklü merkepler!../ Hediye Yüceay

Görmedin mi ? Rabbin neler etti fil sahiplerine!.. Fil Suresi'nin tefsiri değil konumuz, Fil Olayının detaylarına da girmeyeceğiz bilen bilir bilmeyenler için internette sayısız kaynak mevcut pandemi dolayısıyla eve ve dahi internete mahkum kalmış bizlere bilmediğimiz veya merak ettiğimiz konuları detaylıca araştırma imkanı.

Her ne kadar gurbette olsak ta ruhumuz vatan topraklarında gezer, kalbimiz memleket semalarında atar adeta, gözümüz kulağımız ordadır yeri gelir yüreğimiz sızlar acısıyla, yeri gelir ferahlar duyduklarımızla. Son zamanlarda vuku bulan Boğaziçi olaylarında yine çukur zihniyetliler tüm çirkeflikleriyle ortalıkta serseri mayın sarhoşluğuyla cirit atıyor adeta.  Ve yine yoldan geçseler kafalarına düşen saksıdan İslam ve İslami şiarları mesul tutma ve bunun üzerinden saldırma modundalar her zaman ki ruhsuz halleriyle.

İşte yine birkaç ipsiz sapsız, ahlaksız ve izansız, amma son derece hadsiz ve insafsız, kirli ellerini ve dillerini Beytullah’a uzattılar. İşte yine kör gözlere sokarcasına hedeflerini ve amaçlarını ilan ettiler ifade ve düşünce özgürlüğü (!) adı altında. İşte yine” Görmedin mi Rabbin neler etti fil sahiplerine” fermanı çınlatıyor kulakları!.. İşte yine” Tebbet  Yeda” Ebu Lehebin elleri kurusun ilahi fermanı  meydan okuyor Ebu Lehep torunlarına!..

Sahi kaç çapulcu, çukur topluluk bir araya gelse bir Ebrehe ordusu eder dersiniz? O Ebrehe ordusu ki o günün şartlarında muazzam bir ordu ile (yel)tenmişti(!) Kabe’yi yıkmaya!.. Hani develerimi geri ver deyince A.Muttalip onunla alay etmişti Ebrehe, işte o zaman şu muhteşem cevabı vermişti ihtiyar bilge: “ Ben develerin sahibiyim, Kabe’yi de sahibi korur.” Size tavsiyem gözlerinizi kapatıp Dursun Ali Erzincanlı  şiiri eşliğinde o sahneyi tahayyül etmeniz, koca filleri minik kuşlar nasılda tarumar eylemiş Kabe’nin Rabbinin mührüyle!...

Biz çoluk çocuğumuzu, aile ve efradımızı koruyup gözetelim yem etmeyelim, elletmeyelim bu azgın ve şaşkın güruha emin olun şeksiz şüphesiz haddini bildirecek bu azgın güruha Kabe’nin Sahibi!.. Akademisyen, Profesör, Gazeteci , Siyasi, Üniversiteli etiketlerine aldanmayın, okumuş kelli felli adamlar deyip yanılmayın uzak durun bu topluluktan sakın yaklaşmayın, yaklaştırmayın Euzu Besmele çekin görüp duyduğunuzda. Ey iman edenler kendinizi ve ehlinizi yakıtı taşlar ve insanlar olan cehennem azabından koruyunuz.(Tahrim 6) Evet kimlikleri ve maskeleri aldatmasın sizi bu aydın görünümlü kapkaranlık ruhlu yaratıkların. İnsan, hayvan, kadın savunucuları tabelaları yanıltmasın sizi, aldıkları Nobel ödülleri, onur nişanları, diplomaları, apoletleri gözlerinizi boyamasın makam odalarını süsleyen devasa kitaplıklar, koca ciltli kitaplar örtemez cahilliklerini, çirkefliklerini zira “ Kendilerine Tevrat yükletilip sonra onu taşımayanların durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allahın ayetlerini yalanlayanların durumu ne kötüdür .Allah zalim toplumu doğru yola iletmez.”(Cuma 5)

Kur’an evrensel bir kitaptır ve bu hitap günümüzde kendilerine ilim(bilgi) verilenleri de kapsamaktadır. Sözün özüne sadede gelecek olursak biz kitap yüklü merkepleri Kelamullah’tan biliriz. Son sözlerimiz Üstad Necip Fazıl’dan  gelsin “ İnsanda yok ise edep, neylesin medrese mektep. Okusa alim olsa yine merkep, yine merkep.” Ki taşkınlık, sapkınlık yaptığı için göz altına alınan merkeplerin çoğu üniversite  ile alakası olmayan merkeplermiş onu da belirtelim.

Selam ve dua ile.

Hediye Yüceay