Keşke hergün kandil olsa / Mücahid Haksever

Kandil gecelerinde insanlarımız da camilere akın ediyorlar. Her sene tövbemizi bozsak da üç aylar girdiğinde, ramazanı şerif yaklaştığında, Cenabı Allahın rahmet ve mağfireti sağanak gibi yağdığında, insanlarımız bu rahmet ikliminde yağan rahmet yağmurundan nasiplenebilmek için kardeşlerimiz programlar tertip etmektedirler.

Keşke hergün kandil olsa / Mücahid Haksever

Regaip Kandili bizim ülke insanımızın İslami değerlere, namaza, zikre, oruca duaya, verdiği değerin göstergesidir. Bu Regaip kandili, dua, zikir, teşbih, tehlil, kıraat mevsimine hoş geldin demenin adıdır. Geçen ramazandan bu yana günahlarla kirlenmiş günahkarların, günahlarından temizlenmek için beklediği fırsat zamanıdır. Üç ayların ve on iki ayın sultanı olan Ramazan ayından iki ay öncesinden idrak ettiğimiz Regaip Kandili günahkâr da olsalar, bizim insanımızın kalbindeki imanlarının alametidir. İnsanımızın bu özelliği bana bir zatı hatırlattı. Bişri Hafi…

Bişr-i Hafi kendi zamanında, kendi yaşadığı şehirde, sarhoş, ayyaş olarak tanınan bir kişiydi. Yine bir gün içtiği şarabın etkisiyle sarhoş olmuş bir halde insanların gelip geçtikleri bir yol üzerinde yürürken, yerde bir kağıt parçası görür. Gördüğü bu kâğıt parçasının üzerinde “Bismillahirrahmânirrahim” yazısı yazılıdır ve insanlar bu kağıt parçasının üzerine basıp geçiyorlar. Bişr-i Hafi hiç üşenmeden o kâğıt parçasını yerden kaldırır. Derhal bir misk satın alıp kağıt parçasının üzerine döker ve sonra da onu koklayıp öptükten sonra, gözlerine sürer, saygılı bir şekilde yakınlardaki bir duvarın yarığına koyar. Aynı gün rüyasında duyduğu ilâhî bir ses, Allah’ın ismine göstermiş olduğu bu saygıya karşılık Allah’ın da onun adını dünya ve âhirette saygın kılacağını bildirilir, bu şekilde zühd ve tasavvuf yolu kendisine açılır.

Bu misal, Allah için O’nun kutsallarına saygı gösterenlere cenabı Allah’ın daha dünyadayken razı olduğunu gösteren bir misaldir. Kandil gecelerinde insanlarımız da camilere akın ediyorlar. Her sene tövbemizi bozsak da üç aylar girdiğinde, ramazanı şerif yaklaştığında, Cenabı Allahın rahmet ve mağfireti sağanak gibi yağdığında, insanlarımız bu rahmet ikliminde yağan rahmet yağmurundan nasiplenebilmek için kardeşlerimiz programlar tertip etmektedirler. Bu aylar ve içerisindeki gün ve gecelerin, insanların zihninde çağrıştığı mana budur. Eskiden olsa kimse maske takmazdı. Ama şu an herkes maske taktığı için kişi kendisini maske takmak zorunda hissediyor. Üç aylara girdiğimiz bu geceyle beraber toplumun tamamında başlayan bu aşk, bu şevk, bu nedamet hissi, kalbi ölmemişse herkesi etkiliyor.

Memlekette imamlık yaptığım dönemlerde, bulunduğum ilçede içki satan bir adam vardı. Her kandil günü dükkanını kapatır. Gizlene saklana, utana sıkıla camiye gelirdi. Kötü bir iş yaptığını biliyordu. Ama Bişr gibi, içinde Allah sevgisi vardı. Tabiri caizse yerdeki besmele yazılı kâğıda misk sürmeye, öpmeye gelmişti. Annesinden yediği tokattan sonra tekrar annenin kucağına sarılan bebek misali. O da Allah’ın azabından ancak yine O’na sığınılacağının idrakindeydi. O adamın camiye gelmesine sevindiğim kadar, ona nefret gözüyle bakanlara da o kadar öfkeliydim. Biz insanlara değil, onların yaptığı amellere ancak öfkelenebiliriz. Bir de siz kim oluyorsunuz ki, Allah’ın rahmetini O’nun kullarından esirgiyorsunuz. Cennet sizin babanızın tapulu malımı? Siz kim oluyorsunuz. Bakın cennet ve cehennemin sahibi bu günahkarlara nasıl sesleniyor:

قل ياعبادي الذين أسرفوا على أنفسهم لا تقنطوا من رحمة الله إن الله يغفر الذنوب جميعا

De ki: "Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah`ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. (1) Ayetin Arapçasına baktığınızda, Allah’ın bu kişilere “günahkâr kulum” diye hitap ettiğini göreceksiniz. Yani sen günahkârsın ama yine de benim kulumsun. Allah’ın günahkâr da olsalar kendine kul kabul ettiği bu insanları kulluktan atmaya kimin hakkı var? Keşke her gün kandil olsa da bu insanlar camiye gelse. İçki hanelerini meyhanelerini her gün kapatansalar da oraya gitmeye vakit bulamasalar. Kötü mü olurdu? Biraz da suçu kendimizde aramalıyız. Senenin diğer günlerinde onları boş bırakan güya biz şuurlu Müslümanlar. Rabbim görevimizi yapmadığımızdan dolayı sen bizi affet!

Sözlerimi Peygamber efendimiz (as)’ın 3 aylara girince yaptığı şu duayla bitirirken, hepinizi Allah’a emanet ediyor, dualarınızı bekliyorum. اَللّٰهُمَّ بَارِكْ لَنَا فيِ رَجَبَ وَ شَعْبَانَ وَ بَلِّغْنَا رَمَضَانَ.“Allâhʼım! Receb ve Şâban’ı bize mübârek eyle! Bizi Ramazan’a kavuştur.”

1-Zümer 53

Mücahid Haksever / Habernas