Kazık / İbrahim Kızar

Ne yazık ki bizim ülkemizde bu kazık hala ülkenin bağrında çakılı dumakta, hatta kanun ile korunmakta, ülkedeki bütün hastalıkların kaynağı bu kazık olduğu halde yetişen nesiller varlıklarını bu kazığa borçlu olduklarını düşünmekte

Kazık / İbrahim Kızar

Uzun  sayılmayacak bir zaman önce bahs edeceğimiz ülke,  bir çok cephe ve yönden zararlı unsurların, virüslerin, mikrop ve böceklerin amansız bir saldırısına uğramış idi. Zararlı unsurlar, virüsler, mikroplar ve böcekler ülkenin her yerini istla etmeye çalışırken doğal savunma sistemleri devreye girmiş ve ülke kendini bu istilacılara karşı  savunmaya başlamıştı.

Ülkenin doğal savunma sistemleri  istilacı zararlı unsurları, virüsleri, mikrop ve böcekleri  yavaş yavaş kovarken bir de baktılar ki ülkenin tam ortasına bir kazık çakılmış. İstilacı zararlı unsurlar kovulmuş ama ülkenin bağrına kazık da çakılmıştı.

Millet ne oluyor bu kazık da neyin nesi derken.....

Sağdan soldan, ülkenin bağrına saplanan bu kazık olmasaydı, ülkeyi istila etmeye çalışan bu zaralı unsurları virüs, mikrop ve böceklerin hakından gelen olmazdı, aslında istilacı güçleri bu kazık kovdu bundan sonraki hayatınızı geleceğinizi  bu kazığa borçlusunuz, sesleri yükselmeye başladı ve o günden sonra ülkede hayat bu kazığın etrafında dönmeye başladı.Varsa yoksa Kazık.

Ülkenin bağrına saplanan kazık vücuda yabancı idi ve yavaş yavaş  vücudun kimyasını, sinir sistemini bozmaya başlamıştı. Çürümeyi fark edenler kazığın enfeksiyon kaynağı olduğunu söylemeye başlayınca şiddetli darbelere maruz kalıyor ve vahşi yöntemler ile yok ediliyorlardı.

Sonunda kazığın enfeksiyon-mikrop kaynağı olduğunu söylemeye cesaret eden kimse kalmadı yetişen yeni nesiller ise herşeylerini ülkenin bağrına çakılan kazığa borçlu olduklarına inanarak yetişmeye başladılar. Halbuki büyük çoğunluğu hasta idi ve hasta olduklarının farkında bile değillerdi.

Ülkenin bağrına saplanan kazık zamanla, yeni gelen nesillerin sinir sistemlerini, beyin hücrelerini, damarlarda akan kanlarını ifsat etti  ve yeni nesiller insanları helaka sürükleyen ırkçılık, kafatasçılık, kendini diğer milletlerden büyük görme, hep en büyük olma, başkalarını küçük görme, inkar etme yok sayma gibi manevi hastalıklara yakalandılar.

Ülkenin bağrına saplanan kazık yeni nesillerin sinir sistemlerine beyin hücrelerine ve damarlarda akan kanlarına sirayet ettikçe  bir çok kesimin hem dünyalarını bir çok kesimin de ahiretlerini berbat etmişe benziyordu.Hiç tahmin etmediğin insanların bile muhakak kazığın yaydığı hastalıktan bir pay aldıklarına şahid olmakta insan.

İşin kötü tarafı toplumda meydana gelen ahlaki bozuklukların tamamına yakının sebebi ülkenin bağrına saplanmış kazık iken gün geçtikçe kazığın kutsallığı artmakta toplum bozuldukça kazığa duyulan hayranlık ise artmaktadır.

Toplumda ise güven yerlerde sürünmekte önüne gelen diğerini aldatmanın yollarını aramakta herkes sokakta yürürken bile yolacak bir kaz aramaktır. Yapılan sahtekarlıklara şeytan bile şaşırmaktadır.

Toplumun tedavisine yönelik atılan adımlar ise akim kalmaktadır tam bir iyileşme umudu belirdi derken kazığın verdiği vermeye devam ettiği tahribat tesirini göstermekte  ve bütün tedavi gayretleri heba olup gitmektedir.

Başka ülkelerin de bağrına ülkemizde olduğu gibi bazı kazıklar çakılmıştı. Diğer ülkeler bu kazıkların verdiği zararları erken fark ettiler ve bu kazıkları ülkelerin bağrından söküp attılar. Bir çoğunu kazıkların çakıldığı ülkelerin halkı tamamen unutmuş durumda belki bir müzede kazıkların heykeline  rastlamak mümkün olmaktadır.

Ne yazık ki bizim ülkemizde bu kazık hala ülkenin bağrında çakılı dumakta, hatta kanun ile korunmakta, ülkedeki bütün hastalıkların kaynağı bu kazık olduğu halde yetişen nesiller varlıklarını bu kazığa borçlu olduklarını düşünmekte, bir kısmı da kazık çıkarılıp atılırsa yavaş yavaş iyileşeceklerine değil ölüp gideceklerine inanamakta, kazığın bütün hastalıkların sebebi olduğunu bilenlerin bir kısmı da kişisel menfaatleri için kazığa saygı duruşunda bulunmakta ve medhiyeler dizmektedir.

En kısa zamanda ülkenin bağrına saplanmış ve yaydığı ifrazatlar ülkenin nerdeyse tamamına yayılmış olan bu kazıktan kurtulmak duası ile Allaha emanet olun. 

İbrahim Kızar / Habernas