İşgalci İsrail, Gazzelilere karşı işlediği suçlara bir yenisini ekliyor

Katil İsrail rejimi, Gazze Şeridi'de hayatın her alanında sıkıntıları had safhaya çıkartırken, yetersiz sağlık imkanları nedeniyle burada tedavisi yapılmayan hastaların bölge dışına çıkmalarına izin vermeyerek onlarca hastayı ölüme terk ediyor.

İşgalci İsrail, Gazzelilere karşı işlediği suçlara bir yenisini ekliyor

Siyonsit İsrail'in ablukası nedeniyle tedavi olmak için Gazze'den çıkamayan ve 18 Haziran'da yaşamını yitiren 9 aylık Ömer bebeğin acısı, ailesinin kalbindeki tazeliğini hala koruyor.

Kalp hastası 9 aylık Ömer Yagi için 24 Mayıs'ta İsrail'e bağlı bir hastaneden randevu alınmış ancak İsrailli yetkililer hasta bebeğin Gazze Şeridi'nden çıkışına izin vermemişti.

Durumunun kötüleşmesi üzerine Gazze'deki Rantisi Hastanesi'nde yoğun bakıma alınan küçük Ömer'in kalbi daha fazla dayanamamış ve 18 Haziran sabahı hayatını kaybetmişti.

Ömer bebek, İşgalci İsrail'in yaklaşık 14 yıldır uyguladığı abluka ve Gazze'deki hastaların tedaviye erişim hakkını reddetmesi nedeniyle yaşamını yitiren onlarca hastadan sadece biri.

Gazze'deki binlerce hasta, bölgedeki sağlık imkanlarının yetersizliği dolayısıyla Siyonist İsrail'in kontrolündeki Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı üzerinden işgal altındaki B atı Şeria, Doğu Kudüs veya İsrail'deki hastanelere gitmeye mecbur kalıyor ancak İşgalci İsrail çoğu zaman hastaları geri çevirerek geçiş izni vermiyor.

Dört yaşındaki kız çocuğu bir gözünü kaybetti, hayati tehlikesi bulunuyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yaşayan 4 yaşındaki Mira el-Fecm'in annesi Meryem el-Fecm, kızının dört aydır sağ gözündeki tümörle boğuştuğu nu belirterek, kanserli tümör nedeniyle bir gözünü tamamen kaybettiğini ve tümörün beynine doğru ilerlediğini söyledi.

Doktorların söylediğine göre kızının diğer gözünü de kaybedebileceğini, tümörün yayılması nedeniyle yaşamını da yitirebileceğini anlatan acılı anne, kızının tedavisinin burada mümkün olmadığını ancak İşgalci İsrail'in Gazze'den çıkışlarına izin vermediğini dile getirdi.

"Canımı yakan gözümü al onun yerine yeni ve güzel bir göz koy"

Kızlarının tedavisi için resmi kurumlara "hemen harekete geçmeleri" çağrısında bulunan Mira'nın ailesi, küçük çocuğun gözünde hissettiğ i acı nedeniyle uzun süredir uyuyamadığını anlattı.

Küçük Mira ise birlikte oynadığı erkek kardeşine yaşadığı acıyı, "Canımı yakan gözümü al onunla göremiyorum. Onun yerine yeni ve güzel bir göz koy." diyerek anlatmaya çalışıyor.

Kanser hastası dede ve torun çoğu zaman ağrı kesici dahi alamıyor

Mira, Fecm ailesinde tedavi için Gazze dışına çıkmasına izin verilmeyen tek ferdi değil. Dedesi Ebu Abdullah da safra kesesi ve karaciğerinde kanserli tümör taşıyor ancak onun da Gazze'de tedavi imkanı bulunmuyor.

Mira ve dedesinin durumu, Gazze'de tedavileri mümkün olmadığı halde Katil İsrail'in çıkışlarına izin vermediği için ağrı kesicilerle günlerini geçiren hastaların yaşadıklarını özetliyor.

Tüm bunlara Fecm ailesinin yaşadığı ekonomik sıkıntılar da eklenince küçük kız ve dede çoğu zaman ağrı kesici dahi bulamıyor.

İnsani felaket uyarısı

Merkezi Cenevre'de bulunan Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi, İşgalci İsrail'in koordinasyonun durdurulmasını bahane ederek Gazze'deki hastaların Erez Sınır Kapısı'ndan geçişini engellemesinin ciddi bir insani felaket olduğunu belirtti.

Gözlemevi'nin hukuk danışmanı Muhammed İmad, söz konusu uygulamanın endişe verici olduğunu ve Gazze Şeridi dışında tedaviye muhtaç yüzlerce hastanın hayatını tehlikeye attığını söyledi.

"Katil İsrail, Gazzelilere karşı işlediği suçlara bir yenisini ekliyor"

İmad, "İşgalci İsrail, hastaların tedavilerini Gazze dışında tamamlamalarına izin vermeyerek Gazzelilere karşı işlediği suçlara bir yenisini daha ekliyor." dedi.

İsrail'in, gerekli mali yükümlülüklerin Filistin yönetimi ve Sağlık Bakanlığı tarafından yerine getirilmesine rağmen, hastaların geçişlerine yıllardır izin vermeyerek ya da geciktirerek kısıtlama getirdiğine dikkati çeken İmad, "Bu sistematik politika binlerce insanın tedavi hakkını elinden aldı ve onlarca hasta tedavi için geçiş izni beklerken yaşamını yitirdi." diye konuştu.

İşgalci İsrail'in suçları yargılanmasını gerektiriyor

"İsrail'in bu uygulamaları, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) Roma Tüzüğü uyarınca yargılanma gerektirir." diyen İmad, söz konusu uygulamaların hareket ve sağlık hizmetlerine erişim hakkını güvence altına alan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi gibi pek çok uluslararası anlaşmayı ihlal ettiğini vurguladı.

Uluslararası topluma "İşgalci İsrail'e Gazze'den geçişlere şartsız izin vermesi için baskı yapmaları" çağrısında bulunan İmad, Birleşmiş Milletler'den de (BM) ekonomik, sağlık ve sosyal alandaki yaşam hakları İsrail ablukası nedeniyle tahrip edilen Gazzelilere karşı yasal ve ahlaki yükümlülüklerini yerine getirmesini istedi.

İzinlerin çabuk çıkmaması hastaların ölümüne yol açabilir

Filistin İnsan Hakları Merkezi Müdürü Raci es-Savrani, hastaların geçişleri konusundaki koordinasyon hizmetinin yetersizliğine işaret etti.

"Bu durum, acil vakalar başta olmak üzere izinlerin birkaç saat veya gün içinde çıkmaması halinde hastaların ölümüne yol açabilir." diyen Savrani, Merkez'in hastaların Gazze'den çıkışını kolaylaştırmak için sunduğu hukuki yardımları, İsrail'in tutumu nedeni ile askıya almak zorunda kaldığına dikkati çekti.

Merkez'in hastaların Gazze dışındaki hastanelere ulaşmasını sağlamak için 15 yıldır hukuki destek sunduğunu ifade eden Savrani, bu bağlamda bir hastanın Gazze Şeridi'nden çıkış talebinin reddedilmesi durumunda, merkezin İsrail Başsavcılığına veya İsrail Yüksek Adalet Mahkemesine yasal müracaatta bulunduğunu ve genelde bu müracaatlara dönüş yapıldığını aktardı.

Filistin'in İşgalci İsrail'le koordinasyonu durdurmasını Tel Aviv yönetiminin siyaseten kullanmak istediğine işaret eden Savrani, "İsrail, Filistin yönetimine alternatif olarak tıbbi durumlarla ilgili koordinasyonu sağlamak adına ordunun yeni bir birim oluşturduğunu iddia etti. Bu durumda Merkez, çalışmalarını askıya almak zorunda kaldı." diye konuştu.

Savrani ayrıca işgalci İsrail'in ablukasının yol açtığı tıbbi imkansızlıklar dolayısıyla duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Gazze'deki felaketin ve insani krizin sorumlusu İsrail

Gazze'nin sağlık konusunda içinde bulunduğu yetersizlikten tamamen İsrail'i sorumlu olduğunu vurgulayan Savrani, "İşgalci İsrail 14 yıldır sürdüğü zalim abluka ile Gazze'de tıbbi alanda altyapı inşası olmamasının birincil sorumlusudur." dedi.

Savrani, İşgalci İsrail'in radyoterapi uygulaması için gerekli araçların Gazze'ye girişine izin vermediğini ve kanser hastalarına verilecek özel ilaçların da bir kısmını engellediğini söyledi.

Savrani ayrıca, Merkez'in Gazze'deki hastaların sorunlarına bir çözüm bulmak için çok sayıda uluslararası insan hakları ve sağlık kuruluşu ile irtibata geçtiğini ancak şu ana kadar herhangi bir yanıt alınamadığını kaydetti. 

İsrail geçen yıl Gazze'deki hastaların yüzde 35'inin geçişine izin vermedi

Filistin İnsan Hakları Merkezinin ocak ayında yayımladığı "İşgalci İsrail'in Gazzeli hastalara uyguladığı kısıtlamalar" başlıklı raporunda, 2019'da tedavi için Gazze dışına çıkmak isteyen Filistinli hastaların yüzde 35'inin İsrailli yetkililerce Beyt Hanun Sınır Kapısı'ndan geri çevrilecek izin verilmediği belirtilmişti.

Raporda, İşgalci İsrail'in 2008-2018 yıllarında tedavi için abluka altındaki Gazze'den Batı Şeria veya İsrail'e geçmek amacıyla resmi başvuru yapan 179 bin 746 Filistinli hastadan 51 bininin talebin i reddettiği kaydedilmişti.

Filistin Sağlık Bakanlığı da 2018'de tedavi amacıyla Gazze'den çıkışına izin verilmeyen 56 hastanın vefat ettiğini açıklamıştı.

AA