Elazığ depremi üzerine / Çetin Tufan

Depremzedelerin musibetinden, ''bunlar bizden değil'' diyerek, keyif alan ve bunu salyaları akacak şekilde itiraf edip yayanlar da, hiç şüphesiz hizbi şeytanın askerleridir.

Elazığ depremi üzerine / Çetin Tufan

Her zorluğu kolaylaştıran Rabbimin adıyla...

Rabbul Alemin Dünyanın yaratılışıyla birlikte, O'nunla ilgili türlü kanunlar koymuştur. Çünkü, herşeyin sebebi ve bu sebebin sonucu bulunmaktadır. Bizler insan olarak bilgimiz çerçevesinde bu olayların hikmetini öğrenmekte, ona göre sonuçlar çıkarıp, tedbirler almaktayız. Şüphesiz gaybı hakkıyla bilen Allah (cc) dır.

Bu cümleden, Dünya tarihi boyunca, birçok yerde ve zamanda depremler olmuş. Bu depremler bazen hafif, bazende büyük yıkımlar meydana getirmiştir. Belki de bu sarsıntılar, Allah (C.C)'ın kudret ve azametinin bir nişanesi olarak, insanlara, mülkün asıl sahibini hatırlatmaktadır.

Bu hikmetler konusunda birçok olumlu veya savsataya varacak rivayet ve söylemler bulunmaktadır. Asıl benim dikkatlerinizi çekmek istediğim husus, elimizde olmayan bela ve musibetleri sorgulamak değil. Bu bela ve musibetler geldikten sonraki hal ve tavırlarımızdır.

Günümüzde artık ülkeleri ele geçirmek ve yönetmek için ordular göndermek pahalı, riskli ve gereksiz bir yol olarak görülmektedir.

Onun yerine sanal alem, sosyal medya, elektronik harp unsurlarıyla, halk yığınları yönlendirilmekte, toplumdaki fay hatları kırılmakta, düşünce dünyalarındaki birleştirici unsurlar kaldırılmakta, yerine ise bencil veya türlü amaçlarını gerçekleştirebilecekleri düşünce ve fikirleri doldurmaktadırlar.

Bunun için; sinema, yalan haberler, kişilerin parasız haberleştikleri ve kendilerini sanal ortamlarda ifade edip, takipçi sendromuna girdikleri programları kullanmaktadırlar.

Kapitalist dünyada maddeye tapanlar, kesinlikle bir çıkarları olmadan parasız bir yardımda bulunmamaktadırlar. Bir çoğumuzun kullandığı bilgi ve video haberleşme programlarımızın ve telefonlarımızın, casusumuz olduğu, bilgi ve belgelerimizi pazarlarda satılığa çıkarıldığı herkesçe bilinen bir gerçektir.

Buradan hareketle, yakın zamanda vuku bulan Elazığ depremi üzerinden birileri toplumu ayrıştırmak, faşist duyguları canlandırıp, nifak tohumları serpiştirmek için fırsat kolladılar.

Binaların altında hayat mücadelesi veren kardeşlere ulaşılmaması için görevlileri yanlış yönlendirmek adına, yalan ihbarlarda bulunacak kadar çirkef oyunlar sergilediler. Ben bunların Türk, Kürt veya başka bir milletten olabileceklerine inanmıyorum. Olsa olsa bunlar, beden ve ruhlarını şeytana satmış, (Af edersiniz) alçaklardır.

Depremzedelerin musibetinden, ''bunlar bizden değil'' diyerek, keyif alan ve bunu salyaları akacak şekilde itiraf edip yayanlar da, hiç şüphesiz hizbi şeytanın askerleridir. Ama bu olumsuzluklara, ihanetlere rağmen, halkımızın birlik ve beraberliğini sağlayan asıl unsur olan İslam mayası, kadim kudretini gösterip yine yüce gönüllü davranarak şeytan ve dostlarını umutsuzluğa sevketmiştir.

Memleketin doğusundan batısına herkesin depremzedeler için seferber olması, -Yardım kuruluşları ki Avrupada ki Yetimeli ve İHO EBRAR dahil- canla başla didinmeleri, zor anda herkesin kırgınlık ve dargınlıkları birtarafa bırakıp Allah için çalışabileceklerinin nişanesidir.

Bu tabloyu, 15 Temmuzda da görmüştük. Doğrusu bu tabloların değerini bilip, hikmeti üzerinde derin derin düşünmeli dersler çıkarmalıyız. Beni bu depremde etkiliyen iki olay vardı; biri Suriyeli bir kardeşin fedakarlığı, diğeri ise yardım görevlisi bir hanımın, Azize Bacıya Kürtçe seslenip, yanındaki Xaltiye, ulaşmak için Kürtçe seslenerek çaba sarfetmesi idi.

Mesele insan olunca, ülke ve millet sınırları kalkmalı. Ademin çocukları olduğumuzu unutmamalıyız. Bu ülkede ırkçı, faşist devlet dönemini kapatılıp, mozaiklerin herbirine hakkettiği tabii haklar tanınıp, düşmanın kırabileceği fay hatlarını ortadan kaldırmalıyız.

Gerçek ve var olanı saklamak, ancak korkak zalimlerin ve gasıpların işidir. Bu ülkede, annem dahil, yüzbinlerce Türkçe bilmeyen kardeşlerimiz bulunmakta, bunuları inkar etmek yerine, depremdeki o görevli gibi, tabii bir yaklaşım sergilemek, hepimizin arzusudur.

Sonuçta bu musibette cansiperane çalışan bütün devlet ve millet ricaline hizmetlerinin bu mihvalde devamı temeni ve dilekleriyle Allah(cc) hepinizden Razı olsun, diyorum.

Selam ve dua ile... Çetin Tufan / Habernas