Ayrımcılık, bölünme ve yıkımlar içinde yaşam

İşgalci israil nüfusunun yüzde 20'sini oluşturan yaklaşık 1.8 milyon Filistin asıllı israil vatandaşı ikinci sınıf insan muamelesine uğruyor.

Ayrımcılık, bölünme ve yıkımlar içinde yaşam

İşgalci israil’in Filistinli vatandaşları İşgal altındaki Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki gibi resmi bir askeri işgal altında değil fakat günlük hayatlarında işgal yönetimi tarafından çıkarılan bir çok zorluk ve engellerle karşılaşıyorlar.

Filistin asıllı vatandaşlar günlük hayatta sık sık ayrımcılığa uğramakta, kaynaklara, fırsatlara, siyasi haklara ve barınma olanaklarına eşit erişimi reddedilmektedir.

Peki işgalci israilin Filistin asıllı vatandaşlarının günlük yaşamı nasıl görünüyor?  İşte bilmeniz gerekenler:

Ev sahibi olma hakkı kısıtlı ve Arap-İsrail kasabalarının ekonomik kaynakları oldukça sınırlı.

Filistinli vatandaşlar istedikleri yerde yaşayamazlar. 2016'da, mülklerin yalnızca yüzde dördü Filistinli vatandaşlara pazarlandı ve Yahudi-İsrailliler sık ​​sık kasabaların “karışık” olmak istemiyordu. Sonuç olarak, birçok Filistinli vatandaş Nasıra, Umm Al-Fahm ve Tayibe gibi Arap nüfusunun yoğun olduğu şehirlerde yaşıyor.

Bu şehirlere Yahudi-İsrail kasabalarından daha az kaynak verilmiştir;  TASC Stratejik Danışmanlık ve İsrail’in Maliye ve Sosyal Eşitlik Bakanlıkları tarafından hazırlanan 2015 raporunda, Filistinli şehir sakinleri için kişi başına düşen bütçenin, düşük bütçeli  Yahudi şehirlerinden yüzde on daha az, zengin Yahudi-İsrail şehirlerinden ise yüzde 45 daha az olduğu tespit edildi.

Ev yıkımları çok yaygın

Negev (Naqab) çölünde,ülkenin güneyinde yaşayan Bedevi Arap- işgalci israil vatandaşları için barınma konusundaki kısıtlamalar çok daha katı bir hale gelmiş durumda. Bedevi köylerinin çoğu devlet tarafından yasal olarak tanınmıyor.

Filistinli işgalci israil'in vatandaşları yoksulluk  oranı Yahudi-İsraillilerin neredeyse iki katı.

Aralık 2018 tarihli bir raporda, İsrail'in Filistin vatandaşlarının yoksulluk sınırının altında yaşayanların yüzdesinin işgalci israil ulusal ortalamasının neredeyse iki katı olduğu tespit edildi.

İşgalci israil’in Ulusal Sigorta Enstitüsü (Bituach Leumi) tarafından yürütülen raporda, Arap-İsrail ailelerinin yüzde 47,1’inin yoksulluk sınırının altında yaşadığı tespit edildi.

Filistinli vatandaşlar okullarda ve hastanelerde ayrımcılığa maruz kalıyorlar.

Yüksek yoksulluk oranlarına ek olarak, Filistinli vatandaşlar genellikle Yahudi-İsraillilerden fiziksel olarak ayrılıyor.

Yahudi ve Filistinli-İsrailli çocukların birlikte çalışabileceği karma okullar mevcut olmasına rağmen, gerçekte çoğu çocuk kendi toplumlarına yönelik okullara devam edebiliyorlar. 2015 yılında, işgalci israil'deki 1,6 milyon  öğrenciden 2 binden daha azı ortak Yahudi-Arap-İsrail okullarında eğitim alabildi.

İsrailli Filistinlilerin diğer Filistinliler ve Araplarla evlenmeleri yasak.

Filistinliler İsrail vatandaşları istedikleri gibi evlenmekte özgür değiller.  İsrail, 2003'te “Filistinli İsrail vatandaşlarının İşgal Edilen Filistin Bölgesi'nden veya“ düşman devletlerden (Irak,İran,Lübnan,Filistin) evlenmeyi  yasaklayan Meclisten geçirdi.

Seçimlere katılım için işgalci israil’in Yahudi karakterini kabul etme şartı zorunluluğu var.

Yalnızca ikamet statüsü verilen Kudüs Filistinlilerinin aksine, işgalci israil'in Filistinli vatandaşları işgalci israil’in seçimlerinde oy kullanabiliyor.  Bununla birlikte, işgalci israil’in “Temel Yasası: Knesset” e göre, herhangi bir seçim adayının veya partisinin itirazda bulunmak için işgalci israil’in “Yahudi ve demokratik bir devlet” olarak kabul etmesi gerekir.

Pek çok Filistinli parti üyesi Yahudi-İsrail politikacıları tarafından, bu kanunu gerekçe göstererek seçime katılma yasağı getirilmeye çalışıldı. Kendisini Filistin ulusal hareketinin bir üyesi olarak gören Balad partisi, sürekli olarak hedef aldı,  eski Arap-İsrailli politikacı Haneen Zoabi'ye defalarca sözlü saldırılarda bulunuldu.

Sebahattin Kemal / Habernas Çeviri