Zekeriya Yapıcıoğlu: HÜDA PAR’ı benimseyenlerin sayısında ciddi bir artış oldu

Partisine yönelik kara propagandaların ters teptiğine dikkati çeken HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, HÜDA PAR’ı benimseyen, destekleyen, HÜDA PAR’ı olumlu manada siyasete katkı yapacak siyasi bir aktör olarak gören insanların sayısında ciddi bir artış olduğunu söyledi.

Zekeriya Yapıcıoğlu: HÜDA PAR’ı benimseyenlerin sayısında ciddi bir artış oldu

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, katıldığı televizyon programında gündeme dair soruları yanıtladı. Yapıcıoğlu, partisinin siyasete bakış açısını, partisine yönelik yürütülen kara propagandaların işe yaramadığı, partisini benimseyen, destekleyen siyasi bir aktör olarak görenlerin sayısında ciddi bir artış olduğunu, hangi etnik köken ve yapıda olursa olsun herkesi kucakladıklarını ve yerel seçimlere dair açıklamalarda bulundu.

HÜDA PAR’A RAĞBET ARTTI

Partisinin bazı çevrelerce kasıtlı olarak karalamaya maruz bırakıldığını belirten Yapıcıoğlu, bunun sahada karşılığının onların niyetinin aksine HÜDA PAR’a rağbetin artmasına sebep olduğunu ifade etti.

Özellikle seçim döneminde yoğun bir şekilde kara propagandaya maruz kaldıklarını anımsatan Yapıcıoğlu, “Parti programımız üzerinden bazı tartışmalar yapıldı bazı sözler bazı cümleler cımbızla ayıklandı, olmadı takla attırıldı. Bazı kelimeler ilave edilmek suretiyle iş mecrasından çıkartıldı ve bunun üzerinden hem bize hem Cumhur İttifakına hem de Sayın Cumhurbaşkanına yönelik bazı saldırılar oldu. Fakat işin sonunda olan şey şu oldu; HÜDA PAR daha fazla sayıda insan tarafından tanınır oldu, HÜDA PAR programı daha fazla sayıda vatandaşımız tarafından merak edildi, arama motorlarında en fazla girilen kelimelerden bir tanesi HÜDA PAR'ın parti programı oldu, insanlar okudu. Parti programını gördükçe, tanıdıkça elbette bütün vatandaşların o programda yazılanları benimsemesi ya da o görüşte olması mümkün değildir ama daha fazla sayıda insan bizim programımızdan haberdar oldu ve HÜDA PAR’ı benimseyen, destekleyen, HÜDA PAR’ı olumlu manada siyasete katkı yapacak siyasi bir aktör olarak gören insanların sayısına ciddi bir artış oldu.” ifadelerini kullandı.

“BİZİM HAYATIMIZIN VE SİYASETİMİZİN MERKEZİNDE İNANCIMIZ VARDIR”

Siyaset ve hayatlarının merkezinde İslam olduğunu dile getiren Yapıcıoğlu, “Siyasetimizi de ticaretimizi de muhabbetimizi de meşru daire içerisinde tutmak için özel bir çaba, özel bir gayret içerisindeyiz. Bu anlamıyla bizim hayatımızın, siyasetimizin merkezinde inancımız vardır. Müslümanca yaşamak istiyoruz. Müslümanca siyaset yapmak istiyoruz. Kendi değerlerimizin topluma da hâkim olması için bir çaba içeresindeyiz. Parti programımız incelendiğinde şu husus çok net bir şekilde görülecektir ki memleketin ne tür sorunu varsa hepsi ile ilgili bizim derdimiz vardır. Bizim kendi içerisinde tutarlı bir söylemimiz vardır. Bizim onlara bir çözüm önerimiz vardır. Biz memleketin dört bir tarafındaki bütün sorunlarla ilgiliyiz ve onlara ilişkin çözüm önerilerimizi siyasi sahada dile getiriyoruz bundan sonra dile getirmeye devam edeceğiz.” dedi.

“BAZI PARTİLER BELKİ BAZI YERLERDE LOKAL ANLAMDA BAZI İTTİFAKLAR KURABİLİRLER”

Mevcut seçim sistemi devam ettiği müddetçe ittifaksız seçimin istisna hale geleceğini söyleyen Yapıcıoğlu, “Hemen her seçimde az veya çok birden fazla ittifakları göreceğimiz diye manzara var. En azından şu anki siyasi görüntü o. Türkiye'de de parlamento seçimlerine girdiğinizde parlamentoda temsil edebilme hakkını elde edebilmeniz için %50 barajını açmanız gerekiyor. Yerel seçimlerde bu olmadığı için bazı partiler belki bazı yerlerde lokal anlamda bazı ittifaklar kurabilirler. İhtimal ki bu yerel seçimlerde de genel manada bazı ittifaklar söz konusu olabilir ama genel manada ittifakların olması o lokal ittifaklara göre biraz daha az görülebilir. Kanaatimce bu seçimde özellikle başta büyük şehirler olmak üzere bazı yerlerde lokal ittifakları göreceğiz. HÜDA PAR olarak daha önce de açıkladım; biz bütün seçim bölgelerinde tek başımıza seçime girecekmişiz gibi hazırlıklarımızı yapıyoruz. Fakat bu ittifaklara kapalıyız demek değildir. İttifak yapabiliriz. Siyasetin doğasında bu vardır. Bu ittifakın devam etmesi mümkündür. İttifak gerçekleşmezse bile biz tek başımıza da olsa bu seçimlere girmek üzere hazırlıklarımızı yapıyoruz.” dedi.

“ONLARIN TAVRI İSLAM’DAN KORKMAK FALAN DEĞİL, İSLAM'A VE MÜSLÜMANLARA DÜŞMANLIKTIR”

Son zamanlarda körüklenen yabancı düşmanlığı ve ırkçılık ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, “Sadece Türkiye'de değil dünyanın her tarafında ırkçılık diye bir problem var ve maalesef özellikle şu geçtiğimiz 10 yıl içerisinde Avrupa'da çok ciddi anlamda ırkçılığın yükseldiğini gördük. Nazizm hortluyor. Avrupa'da bu yükselen aşırı sağ ve ırkçı akımlar, siyasi partilerin onlara karşı ortak bir tavır ortaya koyamaması bilakis o yükselen dalganın üzerine binip hedeflerine ulaşmak için bir anlamda çanak tutması ya da onlara doğru biraz meyletmesi işi çok da kötü bir noktaya getirdi. Ben İslamafobi kavramını kullanmak istemiyorum. Onların tavrı İslam’dan korkmak falan değil, İslam'a düşmanlıktır, Müslümana düşmanlıktır ve onlar istiyorlar ki tek bir Müslüman kalmasın. Yani Avrupa’nın diğer taraflarını da Endülüs gibi yapsınlar.” dedi.

“MAALESEF TÜRKİYE'DE IRKÇILIK KÖPÜRTÜLÜYOR, IRKÇILIK HASTALIKLI BİR RUH HALİDİR, ÖNÜNE GEÇİLMELİDİR”

Ülkemizde ırkçılığı milliyetçilik adı altında pazarlanmaya çalışıldığını belirten Yapıcıoğlu, “Maalesef birileri bizim ülkemizde de düpedüz ırkçılık diyebileceğimiz bazı hareketleri, bazı söylemleri milliyetçilik adı altında pazarlamaya çalışıyorlar. Bir insanın kendi milletini, kendi vatanını, kendi aşiretini sevmesi fıtri bir şeydir. Herkes kendi memleketinin iyiliğini ister, buna kimsenin itirazı olamaz. Fakat birileri kendinden olmayan bazı yönleri ile kendilerinden farklı olan birilerini aşağılık olarak görüyorsa o düşünce aşağılık bir düşüncedir. Maalesef Türkiye'de ırkçılık köpürtülüyor. Eğer buna bir önlem alınmazsa, siyaset kurumu hazır bu dalga yükselmişken bu dalganın önünde durdukları takdire zarar edebilecekleri düşüncesindeyseler ve geri çekilip bu akımı besleyecek bazı tavırlar içerisinde girerlerse emin olun bir müddet sonra ateş memleketin her tarafını sardığında oturup o ateşin başında çaresizce beklemekten başka yapabilecekleri çok fazla bir şey kalmayacaktır. Irkçılık hastalıklı bir ruh halidir, bunun önüne geçilmelidir.” şeklinde konuştu.