Yemenli çocuklar okul yerine işin yolunu tutuyor

Yemen'in okul çağındaki çocukları, yeni eğitim öğretim dönemine girilen ülkede her gün okul yerine işe gitmek zorunda kalıyor.

Yemenli çocuklar okul yerine işin yolunu tutuyor

Yemen'de yaklaşık 7 yıldır süren çatışmalarda 233 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Yemen'de iç savaş nedeniyle büyüyen insani kriz korkunç boyutlara ulaştı. BM'ye göre, dünyanın en büyük insani krizlerinden birinin yaşandığı Yemen'de, nüfusun yüzde 80'i insani yardıma ve korunmaya ihtiyaç duyuyor.

Okullar karargah ya da barınağa dönüştü

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) verilerine göre Yemen'de 8,1 milyon çocuk acil eğitim yardımına ihtiyaç duyuyor. 523 binden fazla okul çağındaki sığınmacı çocuk da yeterli seviyede sınıf bulunmaması nedeniyle eğitime ulaşmakta zorluk çekiyor. UNICEF'e göre, ülkedeki çatışmaların eğitime doğrudan olumsuz etkisi var. Birçok okul savaşta zarar görürken, bazıları da çatışan taraflarca karargaha ya da sığınmacılar için barınaklara dönüştürülmüş durumda. UNICEF, okul çağındaki sığınmacı çocuklar için çeşitli yardımlar yapsa da bunlar yeterli gelmiyor.

 Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) güçleri kontrolündeki geçici başkent Aden'in Mualla ilçesinde de çocukların büyük çoğunluğu öğrenci yerine işçi olarak hayatını devam ettirmeye çalışıyor.

"Sığınmacı kampı" olarak anılan ilçeye, çatışma bölgelerinden gelen ve burada hayata tutunmaya çalışan iç göçmenler, insani yardıma muhtaçken, çocuklar da eğitime ihtiyaç duyuyor. Okul çağındaki çocuklar her sabah okul yerine işin yolunu tutarak, ailelerine destek olmaya çalışıyor. Çoğunluğu öksüz ya da yetim kalan çocuklar, çalışarak ailelerin geçimine katkı sağlıyor.

Okul çağındaki çocuk iş için başka şehre gidiyor

Hudeyde'den göç eden Yemenli anne Siham Hasan (35), Adil (15) ve Rağd (13) ismindeki 2 oğlu ile Mualla'da hayata tutunmaya çalıştıklarını anlattı.

Hasan, evlerini terk etmelerinin yanında sığınmacı olarak zor şartlar altında olduklarını, kendisinin ve çocuklarının eğitimine devam edememesinden ötürü üzgün olduğunu dile getirdi.

Mualla'da kaldıkları yerde hiçbir yaşam standardına sahip olmadıklarını; insanların, buldukları tahtalar, ahşap ve çeliklerle kendilerine derme çatma barakalar yaptıklarını söyleyen genç anne, hükümetin ya da insani yardım kuruluşlarının buradaki sığınmacıları görmezden geldiğini ekledi.

Belgesi olmayan çocuklar okula alınmıyor

Savaşta eşini kaybettiğini, evini terk ederek buraya sığındığını ancak buradaki devlet okullarının sığınmacı çocukları çeşitli sebeplerle kabul etmediğini belirten Hasan, "Çocukları okula yazdırmak istedim ama daha önce okuduklarına dair karne ya da diploma olmadığı için kabul etmediler. Tüm belgeler, ayrılmak zorunda olduğumuz evimizde kaldı. Tüm çabalarıma rağmen çocukları okula yazdıramayınca büyük oğlum evin geçimini sağlamak için çalışmak istedi ben de müsaade ettim. Yaşının küçük olmasına rağmen okul hayalleri suya düşünce çalışmak için Mehra kentine gitti" dedi.

Oğlunun iş için farklı şehre gitmesinden ötürü çok üzgün olduğunu söyleyen Hasan, "Oğlum orada ne yapıyor nasıl yaşıyor bilmiyorum. Çoğu geceler onu düşünmekten, onun için endişelenmekten uyuyamıyorum" diye konuştu.

"Beni en çok üzen şey çocuklarımın eğitimden yoksun kalması"

İslami İlimler bölümünde öğrenim gördüğü üniversitesinin yarım kaldığını ifade eden Hasan, çocuklarının geleceğinden endişeli olduğunu, onların okuldan ve eğitim hayatından mahrum kalmasından ötürü üzgün olduğunu belirtti.

Genç kadın, "Burada 4 yıldır, 2 oğlum, hasta annem, 2 kız kardeşim ve 3 yeğenimle beraber yaşıyoruz. En basit yaşam standartlarına bile sahip olamazken beni en çok üzen, çocuklarımın eğitimden yoksun kalması" ifadelerini kullandı.

"Sağlık ve eğitim hizmeti yok"

Taiz kentinden göç eden Nur Ahmed (55) de benzer sıkıntıları yaşayan annelerden. Ahmed, "Mualla'ya göç ettik. Burada bedenlerimizi örten kıyafetler dışında hiçbir şeyimiz yok. Maalesef herkes bizden vazgeçmiş durumda. Ne hükümet ne yardım örgütleri yanımızda duruyor" dedi.

Burada dört çocuğuyla yaşamaya çalıştığını aktaran Ahmed, "Doğru düzgün sığınacak bir yer, yiyecek, içecek, elektrik yok. Sağlık ve eğitim hizmeti yok. Hayatta olduğumuzun tek emaresi yalnızca hareket edebilmemiz. İnsani yardım kuruluşlarından herhangi bir yardım yapılmaması nedeniyle sığınmacı çocukların çoğu geçinmek ve ailesine destek olmak için güçlerini aşan işlerde çalışmak ya da dilenmek zorunda" diye konuştu.