Siyonist General Ziv: Dünya bize karşı birleşiyor, mutlak yenilgiye gidiyoruz

İşgalci İsrail ordusunun eski operasyonlar şefi İsrael Ziv, kaleme aldığı bir yazıda, Gazze savaşının tüm aşamalarında İsrail'in başarısız olduğunu ve bu durumun hem askeri hem diplomatik cephede büyük kayıplara yol açtığını vurguladı.

Ziv, Kudüs haber ağına yazdığı analizde, İsrail'in direniş güçlerini takip etmeye yönelik tüm askeri operasyonlarının başarısızlıkla sonuçlandığını belirtti ve bu girişimlerin yalnızca İsrail tarafındaki can kayıplarını artırdığını ifade etti.

Ziv'e göre, İsrail’in şu ana kadarki en büyük başarısızlığı, Gazze’ye uyguladığı ve uluslararası alanda "aç bırakma savaşı" olarak nitelendirilen strateji oldu. Bu politikanın dünya genelinde İsrail’e karşı benzeri görülmemiş bir tepki doğurduğunu belirten Ziv, savaşın amacının esirleri kurtarmaktan çıkıp Gazze’yi açlığa mahkûm etmeye dönüştüğünü ve bunun İsrail’e meşruiyet kaybettirdiğini dile getirdi.

"Silahlı gruplarla uzun süren bir savaş gerekçelendirilebilir," diyen Ziv, "ancak çocukların açlıktan ölmesini asla kimseye açıklayamazsınız," ifadelerini kullandı.

Ziv ayrıca, İsrail’e karşı BM Genel Kurulu’nda Filistin’in tanınmasını amaçlayan oylama öncesinde küresel bir diplomatik kampanyanın yürütüldüğünü ve bu kampanyanın 142 ülkenin desteğini aldığını belirtti. Ziv'e göre Fransa, İngiltere, Almanya ve İspanya bu sürece öncülük ediyor ve Avrupa ülkeleri bu kez Filistin devletinin kurulmasına destek ve Gazze'deki aç bırakma politikasına karşı ortak tutum sergiliyor.

İsrail’in eski operasyonlar şefi ayrıca, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu son on yılda uygulanan “çatışma azaltma” politikasını yok ederek Filistin dosyasını patlatmakla suçladı. Ona göre, savaşın kötü yönetimi Hamas’a beklenmedik bir siyasi zafer kazandırdı.

Ziv, İsrail ordusunun 7 Ekim sonrası yeniden prestij kazandığını ve hatta İran’da özel operasyonlar düzenlediğini, ancak "aç bırakma savaşı"nın bu imajı yerle bir ettiğini söyledi. Artık ordunun ilkesiz ve gayrimeşru bir güç olarak görüldüğünü belirten Ziv, 1948 işgali altındaki topraklardaki Filistinlilerin bile protestolara başladığını ve bu hareketlerin yayılma potansiyeli taşıdığını vurguladı.

İsrail’in uluslararası baskılarla artan savaş karşıtı atmosferde Hamas’ın konumunun güçlendiğini belirten Ziv, siyasi saiklerle yürütülen savaşın çıkmaza girdiğini ve "kanla elde edilen tüm kazanımların kaybedilmek üzere olduğunu" söyledi.

Ziv, yazısının sonunda Netanyahu’ya çağrıda bulunarak, Mısır'ın önerdiği, Gazze’de teknokratlardan oluşan bir kabinenin kurulması ve Hamas’ın iktidardan uzaklaştırılmasına dair planın değerlendirilmesini önerdi. Ziv'e göre bu plan, İsrail’in "onurlu bir şekilde" savaştan çekilmesini ve esirlerin geri alınmasını sağlayabilecek tek çıkış yolu. Aksi takdirde İsrail’in kesin bir yenilgiyle karşılaşacağı uyarısında bulundu.

Bennett: Diplomatik ve Medya Cephesinde de Çöküş Yaşanıyor

Bu değerlendirmeler, İsrail'in eski Başbakanı Naftali Bennett'in eleştirileriyle aynı dönemde geldi. Bennett, mevcut kabineyi "zarar verici" olarak tanımlayarak, bakanların halk desteğini kazanmak için "nükleer bomba atalım" gibi aşırı söylemlerle İsrail’in güvenliğini tehlikeye attıklarını söyledi.

Bennett, Gazze’de savaşın uzatılmasının stratejik hata olduğunu ve "dünya kadar zamanımız varmış gibi davranmanın" İsrail’e büyük zarar verdiğini vurguladı. "Neredeyse iki yıl geçti, hâlâ Hamas bize şart koşuyor. Bu utanç verici," diyen Bennett, yeni bir kabine kurulması ve farklı bir yola girilmesi gerektiğini savundu.

Netanyahu’ya Yönelik Tepkiler Büyüyor

Ziv ve Bennett’in açıklamaları, İsrail kamuoyunda Netanyahu’ya yönelik artan tepkilerin bir parçası. Esirlerin aileleri, muhalefet liderleri ve bazı üst düzey isimler, Netanyahu’nun sadece kendi siyasi geleceğini korumak için savaşı uzattığını ve özellikle aşırı sağcı bakanları memnun etmeye çalıştığını öne sürüyor.

İsrail’in eski başbakanlarından Ehud Olmert de Foreign Policy dergisine verdiği demeçte, Netanyahu’nun savaşı uzatma kararlarının tamamen kişisel ve siyasi çıkarlarla bağlantılı olduğunu belirtti. Olmert’e göre, esirlerin tamamının kurtarılmasının tek yolu, ateşkese ve savaşın tamamen durmasına bağlı.

Kaynak: Foreign Policy