Seyfülislam Kaddafi'nin adaylık başvurusu protesto edildi

Trablus'un Dahmani bölgesinde toplanan Trablus Ayan Meclisi Üyeleri, şehit aileleri ve sivil toplum temsilcileri, yerel ve uluslararası mahkemelerce savaş suçu işlediği gerekçesiyle hakkında yakalama kararı bulunan Seyfülislam'ın başkanlık seçimleri için adaylık başvurusunda bulunmasına tepki gösterdi.

Burada yapılan ortak basın açıklamasında, 24 Aralık'ta gerçekleştirilmesi planlanan başkanlık ve parlamento seçimlerine ilişkin kanunun uzlaşı sağlanmadan ve kusurlu şekilde çıkarıldığı vurgulayarak, mevcut durumda adil ve şeffaf bir seçimin imkansız hale geldiği belirtildi.

Önce parlamento seçimlerinin, ardından Anayasa referandumunun ve sonrasında da başkanlık seçimlerinin yapılması gerektiği vurgulanan açıklamada, "Seyfülislam Kaddafi ve Halife Hafter gibi savaş suçlularının seçimlerde aday olmasını kesin bir şekilde reddediyoruz." ifadelerine yer verildi.

Libya Yüksek Seçim Komisyonuna "söz konusu isimlerin adaylık başvurularının reddedilmesi" çağrısında bulunulan açıklamada, "Kusurlu seçim kanununda düzenleme yapılmadıkça başkent Trablus genelinde seçim merkezleri açılmasına izin vermeyeceğiz." ifadeleri kullanıldı.

Ülkenin üçüncü büyük kenti Misrata'da toplanan Libyalılar da benzer bir bildiri okuyarak, "seçim kanunu üzerinde uzlaşıya varılmadan seçimlerin gerçekleştirilmesini reddettiklerini" duyurdu.

Misratalılar, Yüksek Seçim Komisyonu Başkanlığına "ülkenin doğusundaki Temsilciler Meclisi'nin Başkanı Akile Salih'in tek taraflı şekilde çıkardığı seçim kanununu tanımaması" çağrısında bulundu.

Yüksek seçim komisyonunun 3 ofisi kapatıldı

Öte yandan, Libya'daki Yüksek Seçim Komisyonunun 3 ofisi, Seyfülislam Kaddafi'nin adaylığına karşı düzenlenen protestolar ve halk baskısı üzerine kapatıldı.

Yerel basında çıkan haberlere göre, Yüksek Seçim Komisyonunun ülkenin batısındaki Zliten, Zaviye ve Giryan kentlerindeki 3 ofisi tepkiler üzerine kapatılarak faaliyetleri durduruldu.

Komisyon kaynaklarından alınan bilgiye göre, ofislerin kapatılması, "Seyfülislam'ın adaylığına karşı halkın yükselen öfkesinin sonucu olarak bir tür ihtiyati ve güvenlik tedbiri şeklinde" gerçekleşti.