Rapor: İngiliz Ordusu yok olma durumuyla karşı karşıya
Eylül ayında Britanya'nın Lordlar Kamarası Uluslararası İlişkiler ve Savunma Komitesi, tarafından bir raporda, Londra'nın "tam kapsamlı bir askeri güç olarak gerilediğini" ve ülkenin "küresel nüfuzu korumaya yönelik fantastik kararlılığının" nasıl "karşılanamaz" "askeri emellere" dayandığını fazlasıyla ortaya çıkardığı belirtildi.

Raporda yapılan diğer dikkat çekici bir değerlendirme kısmında, 'ülkenin, bırakın kendi ülkesini savunmayı, yurtdışındaki büyük çatışmalara karşı ne kadar kötü donanıma sahip ve hazırlıksız' olduğunun da altını çizildi.
Rapor’da, Ukrayna devam eden vekalet savaşının hem Britanya'nın hem de NATO'nun “askeri gücü”ndeki temel zayıflıkları açığa çıkardığına vurgu yapıldı.
Özellikle Londra'daki çatışma, "hükümetin, toplumun ve savunma sanayii tabanının geleneksel savaşları geniş ölçekte desteklemeye hazır olup olmadığına ilişkin ciddi soruları gündeme getirdi" değerlendirmesine yer verilerek, “Basitçe söylemek gerekirse, İngilizlerin "küçük" silahlı kuvvetlerini "savaşmayı sürdürmek veya caydırmak için gereken yeteneklerle" güçlendirmek için "tutarlı bir modeli" yok.” İfadelerine yer verildi.
Raporda şu değerlendirmelere yer verildi:
"[İngiltere'nin] silahlı kuvvetleri, caydırıcı bir etkiyi sürdürmek ve uzun süreli ve yüksek yoğunluklu savaşa etkili bir şekilde yanıt vermek için gerekli kütle, esneklik ve iç tutarlılıktan yoksundur. Rusya ile bir savaşta, Birleşik Krallık'taki kritik ulusal altyapının korunmasına askeri destek sağlamakla aynı zamanda ikinci ve sonraki savaş kademelerini de kullanabilmemiz gerekir ... NATO müttefiklerimizi bir kara kuvvetiyle [desteklemek] birlikler ve birimleri gerektirir ki birleşik Krallık şu anda sahaya çıkamıyor.”
Komite'nin görüşüne başvurduğu çok sayıda tanık, son yıllarda Britanya savunmasının birçok temel alanının “içinin boşaltıldığından” yakındı. Bu tehlikeli eksiklik özellikle Ordu'da daha da belirgin hale gelmiştir. Kasım 2021'de orduyu “daha çevik, daha entegre ve daha seferi” hale getirme kararı, Londra'nın kuvvetlerini toplamda sadece 72.500'e indirdi ve vekalet savaşına rağmen o zamandan beri geri adım atılmadı. Ocak 2024'te dönemin Savunma Bakanı Grant Shapps inanılmaz bir şekilde İngiliz Ordusunun bu açığı “yapabilirim” tavrıyla kapattığını belirtti.
Lordlar Kamarası Komitesi'nin bomba niteliğindeki raporu yayınlandıktan sonra ana akım medyanın hiç ilgisini çekmedi ve Financial Times'ın Starmer'ın Temmuz ayında başlattığı stratejik gözden geçirmeye ilişkin sert bir köşe yazısında raporun içeriğine atıfta bulunduğu 22 Kasım'a kadar da üzerinde hiç durulmadı. İngiltere'nin askeri kabiliyetlerine yönelik bu “kökten ve daldan” değerlendirmenin hatları, tamamlanmadan çok önce netleşmeye başladı bile. Kraliyet Donanması'na ait beş savaş gemisi uluslararası satışa ya da hurdaya ayrılırken, savunma harcamalarında da ciddi kesintiler yapılmaya başlandı.
Sonuç olarak, “dünya Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana hiç olmadığı kadar tehlikeli bir yer” ve “İngiltere özellikle savunmasız”. Savunma Bakanlığı askeri şefleri “kuvvetlerinin birkaç haftadan fazla sürecek bir Avrupa savaşında mücadele etmekte zorlanacağını” açıkça itiraf etmektedir:
Ancak FT, Lordlar Kamarası raporunda olduğu gibi, tespit ettiği çok çeşitli sorunlara çözüm öneremiyor. Yayın organı, İngiltere'nin savunmasındaki “boşlukların” hükümet harcamalarındaki “küçük bir artışla” giderilemeyeceğini ve ülkenin “ulusun güvenliğine ayrılan kaynaklarda uzun süreli bir artışa hazırlanması gerektiğini” doğru bir şekilde kabul ediyor. Ancak bu muamma için sunulan tek reçete, sivil halkın “bunun için ödeme yapması gerektiğine ikna edilmesi”.