Ramazan mektebi; Nefis tezkiyesi

Ramazan orucu örnek İslami kişiliğin  ve ahlâkın oluşmasında çok kapsamlı etki alanına sahip olmasıyla önemli  bir okul ve mekteptir. Ramazan okulunun eğitimini verdiği alanlar çeşitli olsa da, bu okulun ihtisas sahasının "nefis terbiyesi" olduğunda şüphe yoktur.

Ramazan mektebi; Nefis tezkiyesi

İnsan, terbiye ve eğitim ile olgunlaşma sürecine girer ve bu yolda ilerleyerek kemale erer. Tarih şahittir ki, gerçek anlamda "Kamil insan" İslam ikliminde oluşabilmiştir. Çünkü İslam, insanı kemale erdiren esasları eksiksiz olarak kendinde bulunduran tek dindir. İslam'ın temel ilkeleri kişiyi fenalık ve kötülüklerden koruduğu gibi, ona kemalin doruklarına çıkma kapılarını da açmıştır. İşte oruç bu kapıların en önemlilerinden biridir.

Ramazan orucu örnek İslami kişiliğin  ve ahlâkın oluşmasında çok kapsamlı etki alanına sahip olmasıyla önemli  bir okul ve mekteptir.

Ramazan okulu pratik eğitim vermesi  itibariyle faydalı, son derece kalıcı ve etkileyicidir. Pratik hayatta bir hobi olarak görülen işler için bile aylarca zaman ayrılıyor ve masraf ediliyorken, insanı insan yapan temel noktalarda hakiki bir eğitim sağlayan oruç hem masrafsız, hem kısa süreli,  hem de sonsuz uhrevi mükafat sağlayan bereketli bir ibadettir. Ramazan okulunun eğitimini verdiği alanlar çeşitli olsa da, bu okulun ihtisas sahasının "nefis terbiyesi" olduğunda şüphe yoktur.

Yüce Mevla tarafından insana verilen istek ve arzuların yerinde ve gerektiği ölçüde kullanılması istenmiştir.

Nefsi arındırmak(tezkiye) kurtuluşun esasıdır. Hayvani duyguların adresi olan nefsi başıboş ve serbest bırakmak ise zarar ve felaketin ta kendisidir. Ateş kontrollü kullanılmadığında nasıl ki yangınlara neden oluyorsa, insan nefsindeki duygu ve isteklerin de kontrolü sağlanamadığında benzeri daha büyük zararlara neden olacaktır.

Nefsini kontrol edemeyen, kendisi o nefsin emrine girecek ve artık sınır tanımayan azgın istek ve şehvetlerin esiri durumuna düşecektir.  Kontrolsüz hale gelmiş insan kadar da  tehlikeli başka hiçbir şey düşünülemez.

Böylesi bir insandan adalet, hakkaniyet, merhamet vb iyi vasıfların hiçbiri  görülemez. Nefsini razı etme pahasına diğer insanların hukuklarına aldırış etmez. "Benden sonra felaket.."noktasına ulaşan bir bencilliğin pençesine düşer ki bu da hadiste ifade edildiği üzere toplumları yıkıma ve yok olmaya götürmüş nedenlerin başında gelmiştir. İnsanlık, tarih boyunca ne acılar çekmişse hep bu azgın nefsin ve bencilliğinin kulu- kölesi olmuş kişilerden çekmiştir.

Tasavvuf bilginlerimiz nefsi bir bineğe benzetmişlerdir. Binek binilmek içindir elbette. Ancak nefsi terbiye ile kontrolünü  sağlayamayan kişi kendisi bizzat o bineğin bineği durumuna düşecektir ki, bir insan için bundan daha kötü ve çirkin bir hal düşünülemez. Sınırsız arzu ve isteklerinin hepsi karşılanan nefis, azgınlaşır ve kontrol edilemez duruma gelir. Bu haliyle sahibini peşinden sürükleyerek  ona zillet ve hakaretin enva-i türlüsünü tattırır. Hatta Yüce Kur'an, nefsani arzuların  peşinden  koşturup duranları  onları bir tür ilah edinmiş kişiler olarak nitelemiştir. "Heva ve arzusunu ilah edinen kişiyi görmedin mi?"

Ramazan orucunun açlığıyla hedeflenenlerden biri de,  nefse en hassas ve istekli olduğu yeme-içme konusunda bir kontrol getirmeyi sağlamaktır. Bu alanda nefse hakimiyette başarı ve kontrolün  sağlanabilmesi halinde  geri kalan alanlarda da hakimiyet  kolaylaşacaktır. Dolayısıyla ramazan orucu, nefsini arındırmak isteyene en zor noktalarda destek sağlamış olmaktadır. Rivayetlerde geldiği üzere, nefis üzerinde en güçlü  etkiyi açlık ve susuzluk bırakabilmektedir. Bu açıdan açlığın zahiri ve hafif acısını tedavinin acısına benzetmek ve öyle görerek kabullenmek gerekir. Bu hafif acıya dayanamamak veya bundan korkmak bahanesiyle tedaviden kaçınmak felakete razı olmak demektir ki,  bu da akıllı kişinin yapacağı iş değildir.

Ramazan, nefsi eğiten ve terbiye eden özelliğiyle mükemmel bir okul olduğu gibi nefsani arzuların sebep olduğu yaraları tedavi etme özelliğiyle de şifa dağıtan  bir hekim ve hastanedir. Kısa süren eğitimi ile askerlikteki  acemi dönem er eğitimini andıran ramazan eğitimi verdiği bu etkili eğitimle oruç tutanı  senenin kalan bölümünde en büyük düşman nefis ile  savaşını başarıyla tamamlamasını sağlar. İşte bu noktada şunun asla unutulmaması önem arz etmektedir: Ramazan süresince elde edilen kazanç ve kazanımlar heba edilmemeli. Nefse sağlanan başarı ramazan sonrasında da sürmelidir. Çünkü nefisle mücadelede süreklilik ve devamlılık esastır. Fırsat kollayan düşman karşısında en ufak bir gaflet büyük zararlara sebep olabilir.

Nefsi insan için en büyük düşman ilan eden Hz. Rasulullah (as) efendimizin şu manidar duasıyla son verelim: "Allah’ım, beni göz açıp kapayacak bir süre kadar bile nefsimle baş başa bırakma"